Haksız da sayılmaz hani. İngiltere'nin başkenti Londra öylesine büyük ve renkli bir kent ki birkaç gün içinde her yerini dolaşıp görmek mümkün değil. 
 
Sokaklarında sayısız dilin konuşulduğu, her köşesinde sanatsal etkinliklerin sergilendiği görkemli bir metropol burasıÖ İşte Londra'da mutlaka görülmesi gereken yerlerden bazıları:
 
Thames Nehri'nde bir tekne turu
 
Londra'yı görmenin en güzel yollarından biri Thames Nehri üzerinde bir tekne turuna çıkmaktır. İster 30 dakikalık, ister daha uzun bir turda, şehrin pek çok önemli turistik yerlerini muhteşem bir şehir manzarası eşliğinde izleyebilirsiniz.
 
148 yıllık metro ağı
 
Londra 1863'te yapılan metrosuyla dünyanın en eski metro ağına sahip. İlk kez kente gelip metroyu kullanacaklar için biraz kafa karıştırsa da kolayca her yere seyahat edebilirsiniz. Başkentte trafiğin tersten aktığını hatırlatalım. Dilerseniz çift katlı kırmızı otobüslerle keyifli bir şehir turu da atabilirsiniz.
 
Big Ben: Londra'ya zamanı haber veren 13 tonluk çanın adı Big Ben, ama zamanla tüm kule böyle anılır olmuş. 1859 Mayıs'ındaki ilk kuruluşundan bu yana hiç aksatmadan doğru zamanı gösteren saat, İngiltere'nin dünya çapında simgesi hâline gelmiş.
 
London Eye: 2000 yılının simgesi olarak British Airways tarafından yaptırılan London Eye yani devasa dönme dolap 135 metre yüksekliğinde. Öyle ki bu tur, bir uçuş olarak adlandırılabilir. Yaklaşık yarım saat süren bir turda Londra'yı tepeden görüp keşfetmek çok eğlenceli. Tabii eğer uzun bilet kuyruğunda beklemeyi göze alabilirseniz.
 
Parlamento: Big Ben'in hemen yanı başında Palace of Westminster yani Parlamento Binası göze çarpıyor. 1834'te bir yangında hemen hemen tümüyle yok olan sarayın bugünkü yapısı 1852'de tamamlanmış.
 
London
 
Buckingam Sarayı: Bu kenti merak edenlerin ilk görmesi gereken binalarından biri elbette ki Buckingham Sarayı. Yüzyıllar boyunca kraliyetin evi olan bu mekânın 600 odası var. Sarayın tepesinde kraliyet bayraklarının dalgalandığını görürseniz "Kraliçe" evde demektir. Her zaman ziyarete açık değil. Sarayın içini gezebilme zamanını ayarlayamasanız da, dış görünüşünü ve kırmızılar içindeki nöbetçi askerleri özellikle nöbet değişim törenini izleyebilirsiniz.
 
Londra Kulesi: Dokuz yüz yıllık geçmişi ile Thames Nehri kenarında bulunan Londra Kulesi, şehrin en eski ve korku salan yapılarından biri. Tarihi boyunca Kraliyet Ailesi'nin mücevherlerinin saklandığı bu kule, hapishane ve cephanelik olarak da kullanılmış. Monarşiye karşı gelen kişiler buraya kapatılır ve tutuklular burada idam edilirmiş.
 
Oxford Caddesi: Her ne kadar ucuz bir şehir olmasa da Londra'da alışveriş yapmak her alışveriş sever turistin ilk tutkusu. 2 kilometrelik uzunluğu ile Avrupa'nın en uzun caddesi Oxford, hem Londralılar'ın hem de tüm turistlerin uğrak yeri...
 
Piccadily Meydanı: Meydanda öncelikle fotoğraf çektirmek için sıra bekleyen turistler gözünüze çarpacaktır. Ortadaki Eros heykeli 1893'de yapılmış ve alüminyumdan dökülmüş ilk heykellerden biri.  Cıvıl cıvıl meydandan biraz daha yürümeye devam ederseniz bu kez karşınıza Trafalgar Meydanı çıkıyor. Üzerinde 1805 Trafalgar Deniz Savaşı'nın kahramanı Amiral Nelson'ın heykeli dikilen sütun ve yerde onu koruyan metal aslanlarla özellikle bu meydan Londra'da yeni yıl kutlamalarının merkezi.
 
Covent Garden: Geçmişi 13. yüzyıla dayanıyor. Her köşe başında müzisyenlerin verdiği konserleri ile meşhur olan Covent Garden'da illüzyon gösterileri, komedi şovları ilgi çekici.
 
Camden Town: Londra'nın en renkli pazarı. Son trendler, en moda kıyafetler, hatta müziğin bile trendleri, modası buradan yayılıyor kente.70'lerden kopup gelmiş ilginç kıyafetleriyle yürüyüş yapanlardan tutun da envai çeşit insanın buluşma noktası burası. Nasıl anlatılır ki? Camden Town'u görmek yaşamak gerek.
 
Leicester Square: Londra'yı sanatsız düşünmek imkansız ve tabii Londra'ya gidip de müzikal seyretmemek olmaz. Leicester meydanında müzikaller ve tiyatrolar için bilet satın alabileceğiniz yerlerden biri. Bu arada bi başka not: Leicester Square kırmızı halılı galaların çoğuna ev sahipliği yapıyor ve Londra'nın sinema merkezi olarak anılıyor...
 
Hyde Park: Kentin en gözde mekânlarındandır. Oxford caddesinin hemen bitiminde yer alan bu parkta bir de ünlü konuşmacı köşesi bulunur. Yemeğinizi alın, çimenlere yayılın, hem yemeğinizi yiyin hem de Buckingham Sarayı'nı seyredin. Şansınız varsa kraliçenin eşyalarının sergilendiği döneme denk gelebilirsiniz. 
 
British Museum: Londra'da 300'den fazla müze ve galeri var. Bunlardan en önemlisi şüphesiz British Museum. 7 milyondan fazla eseri ile müzeye giriş ücretsiz. Müze tarih öncesi çağlardan modern çağlara kadar birçok sergiye ev sahipliği yapıyor.
 
Önemli Müzeler:
 
UK, London, London Eye
 
Imperial War Museum (savaş müzesi)
National Gallery
Victoria and Albert Museum
Sir John Soane's Museum
Wallace Collection
Tate Modern sanat müzesi
Doğa tarihi müzesi
National Portrait Gallery
London ulaştırma müzesi
Modern sanat müzesi
Sherlock Holmes Müzesi
 
Ne alınır?
 
Son moda tekstil ürünleri, antika eşyalar, el işçiliği ürünler, kitaplar, Londra'nın ara sokaklarına gizlenmiş onlarca mağazada alıcı bekliyor. Özellikle Oxford Caddesi'nde çeşitli fiyatlarda ürünler sunan pek çok mağaza var. Özellikle kıyafet almak istiyorsanız, geleneksel indirim sezonunun ocak-şubat ve temmuz-ağustos ayları arasında olduğunu hatırlatalım.
 
Nerede yenir?
 
The Ivy, 1 West Street, WC2H 9NE
Le Caprice, Arlington House, Arlington Street, SW1A 1RJ
Le Cercle, 1 Wilbraham Place, SW1
J Sheekey, 28-32 Street Martin's Court, WC2N 4AL
Chutney Mary, 535 Kings Road, SW10
Zuma, 5 Raphael Street, SW7 1DL
The Fat Duck, 1 High Street, Bray, SL6 2AQ
 
Nerede kalınır?
 
Gecelik oda fiyatı 50-100 Euro arasında:
 
K+K Hotel George (4*) - www.kkhotels.com
The Beaufort (4*) - www.thebeaufort.co.uk
Hilton London Tower Bridge (4*) - www.hilton.co.uk
 
Gecelik oda fiyatı 100 Euro üzerinde:
 
The Lanesborough, a St.Regis Hotel (5*) - www.starwoodhotels.com
The Chesterfield Mayfair Hotel (5*) - www.chesterfieldmayfair.com
Hotel 41 (5*) - www.41hotel.com
Claridge's Mayfair (5*) - www.claridges.co.uk
 
bugün