Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, 2009 yılında 2 buçuk milyon insanın işten çıkarılma, iş değiştirme veya işinden ayrılma yöntemiyle işyerlerini değiştirdiğini ifade ederek, bu 2 buçuk milyon insandan sadece yüzde 8"inin kıdem tazminatını alabildiğini ifade etti. Dinçer, "Gelin hep beraber öyle bir mekanizma oluşturalım ki, kuracağımız yeni mekanizmada ister işinden ayrılsın, ister işinden çıksın, ister 1 ay çalışsın ister 10 yıl ya da 30 yıl çalışsın her halükarda kişinin hak edeceği bir tazminatı öngören bir sistem kuralım” dedi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, Hizmet-İş Sendikasının 32. Yıldönümü vesilesiyle Akar İnternational Hotels"de düzenlenen kutlama törenine katıldı. Dinçer burada yaptığı konuşmada, çalışanların kıdem tazminatı sorununa değinerek, “Kıdem tazminatı meselesi genelikle gündeme geldiğinde işçilerimiz itiraz ediyorlar. Türkiye"de 2009 yılında 2.5 milyona yakın insanımız işinden çıkarıldı, işini değiştirdi veya işinden ayrıldı. Bu 2.5 milyon insandan sadece yüzde 8"i kıdem tazminatı alabildi. Bu adil bir durum mudur? Geri kalan yüzde 92"lik insanın kıdem tazminatı alma hakkını kim korumalı. Gelin hep beraber öyle yeni bir mekanizma oluşturalım ki, kuracağımız yeni mekanizmada ister işinden ayrılsın, ister işinden çıksın, ister 1 ay çalışsın ister 10 yıl ya da 30 yıl çalışsın her halükarda hak edeceği bir tazminatı öngören bir sistem kuralım. Bu hepimizin hoşuna gitmez mi? O zaman bu meseleyi konuşalım dediğimiz de ben sizlerden yardım ve destek talep ediyorum” dedi.

-“EN ÖNEMLİ SORUNLARIMIZIN BAŞINDA İSTİHDAM GELİYOR”-

Türkiye"nin en önemli sorunlarının başında istihdam sorunun geldiğine dikkat çeken Bakan Dinçer, “İşsizliğimizin çok yüksek olması, gençlerimizin büyük oranda işsiz olması tabiî ki çözülmesi gereken en temel sorunlardan bir tanesi. AB ülkelerine 2009-2010 yılları itibariyle bakıldığında ekonomik büyüme yok, teknolojik gelişmeler neticesinde istihdam kapasitesi sınırlandırılmış bir ekonomik yapı ortaya çıkmaya başladı. Ama bizim ülkemizde durum böyle değil. Biz ekonomik olarak büyüyoruz. Son 8 yılda 2009 yılını çıkaracak olursak, ortalama yüzde 6 her yıl büyüdük. Yaklaşık, her yıl 550 bin 600 bine yakın insana istihdam yarattık. 2009 yılında tüm dünyada 30 milyona yakın insan işsiz kaldı. Ama biz krize rağmen 83 bin net istihdam yarattık 2009 yılında. 2010 yılında ise bugüne kadarki rakamlarımıza baktığımızda yüzde 8 civarında büyüyeceğiz, yaklaşık olarak da 953 bin insana istihdam sağlamış olacağız” dedi.

Bakan Dinçer, tüm bu istihdam artışlarına rağmen Türkiye"de işsizliğin artmaya devam ettiğini söyleyerek, “Çünkü her yıl çalışma çağına yarattığımız istihdam kapasitesinden daha fazla sayıda insan oluşuyor. İş gücüne arz oluyor. Yaklaşık her yıl 850 bin genç, iş gücü piyasasına dahil oluyor. Bunların en az yarısı istihdam için iş aramaya başlıyorlar. Her yıl tarım sektöründe çözülme meydana geliyor. Yaklaşık 100-150 bin kişi tarım sektöründen diğer sektörlere kayıyor. Biz her yıl 850 bin kişiye eğer iş sağlarsak mevcut işsizliğimiz artmayacak anlamına geliyor. Bunun içinse yaklaşık olarak her yıl yüzde 7-8 gibi bir büyümeye ihtiyacımız var. Ama bu teorik olarak bile mümkün değil. Biz orta vadeli programda bile yüzde 5-5.5 büyüme hedefliyoruz” diye konuştu.

-“ÇALIŞMA HAYATINI ESNEKLEŞTİRMEK GEREKLİ”-

Çalışma hayatının giderek esnekleştiği bir yapının kurulması gerektiğine vurgu yapan Dinçer, “Çalışma hayatının esnekleşmesinden bahsettiğimde siz bundan rahatsız oluyorsunuz. Ama şunu söylemeliyiz her zaman ulusal çıkarlarımız ve toplumsal çıkarlarımız özel iyilikten daha yukardadır ve daha iyidir. Eğer biz dışarıdaki 3 milyona yakın insanımızın işsizlik sorununu düşünmezsek, sadece 1 milyona bile varmayan sendikalı işçilerimizin haklarını korumayla yetinirsek o zaman bu ulusal anlamda yeterli olmayacak” dedi.

-BAKAN"DAN HAK-İŞ VE DİSK"E TEŞEKKÜR-

Hak ve özgürlükler konusunda Türkiye"nin yeterli düzenlemeyi yapamadığı tek alanın sendikalar olduğunu ifade eden Bakan Dinçer, “Çalışan haklarını koruyacak düzenlemeler için maalesef sendikalar kanunu yenileyemedik, sebebi ne olabilir? Türkiye"de sendikal hak ve özgürlükleri istiyoruz diye yola çıkan sendikalarımız hak ve özgürlüklerin neler olduğunu ayrıntısı ile konuşmaya başladığımız zaman itiraz ediyorlar. Bize göre, sendikalar çok rahat ve serbestçe kurulabilmeli, herkes rahatça sendika üyesi olabilmeli, herkes rahatça sendika kurabilmeli. Bakanlığın veya diğer yönetimlerin sendikalar üzerindeki vesayeti kalkmalı. Sendikalar kendi tüzüklerinde belirledikleri şeylere bağlı kalmakla bütün kararlarını kendileri verebilmeli. Barajlar ortadan kaldırılmalı, İş yerlerindeki sendika temsilcilerinin yeteri kadar güvencesi olmalı. Bütün bunlara razıysak eğer, biz hükümet ve Çalışma Bakanlığı olarak bunların hepsini yapmaya hazırız” diye konuştu.

Hak-İş ve DİSK"e teşekkür eden Bakan Dinçer, “Çünkü bugüne kadar belki de hiçbir Bakan"ın yapmadığını yaptık, beraberce bir kanun hazırlama cesareti ortaya koyduk. Her türlü katkıyı verdiler ve biz bir kanun taslağı hazırladık. Ama maalesef TİSK ve Türk-İş maalesef sonunda bu mutabakata katılamayacaklarını ve imza veremeyeceklerini belirttiler” dedi.

ANKA