DTK’nın bugün Diyarbakır’da Daimi Meclis toplantısı Büyükşehir Belediyesi Sümerpark Resepsiyon Salonu’nda toplandı. Toplantıya DTK’nın Genel Başkanı ve Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk, yardımcısı Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk, BDP’nin desteğiyle bağımsız milletvekili seçilen Emine Ayna, Ayla Akat Ata, Demir Çelik, Nursel Aydoğan, Altan Tan ile belediye başkanları sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı. 
Normal gündemin ele alınacağı toplantıda, BDP’nin Diyarbakır’da desteğiyle kentte 77 bin oyla bağımsız adaylar arasında en fazla oyu alarak Bağımsız Milletvekili seçilen, KCK/TM ana davasında tutuklu bulunan Hatip Dicle’nin YSK’nın milletvekilliğini düşürmesi ele alındı.

GAYRİ MEŞRU KARAR

Sonuç bildirgesini okuyan DTK Sözcüsü Cemal Coşkun, toplantıda, Hatip Dicle hakkında YSK’nın verdiği "anti demokratik ve gayrı meşru" kararı ele aldıklarını söyledi.  Dicle’nin, Diyarbakır’da en yüksek oyu alarak seçilen yasal milletvekili olduğunu, YSK’nın verdiği milletvekilliğinin düşürülmesi kararının, Dicle’nin şahsında, Kürt halkının demokratik yollarla çözümü sağlamaya dönük verdiği olağanüstü çaba ve gayretleri tasfiye ve sindirme kararı olduğunu öne süren Coşkun, halkın iradesini yok sayan bu kararı tanımadıklarını bildirdi. 

Bu kararın, salt YSK tarafından verilmediğini, devletin ve hükümetin bir bütün olarak Kürt sorununa yaklaşımının açık bir ifadesi olduğunu ileri süren Coşkun’un okuduğu DTK bildirgesinde, şu ifadelere yer verildi: "Başta AKP hükümeti ve anamuhalefet partisi olmak üzere, bu açık provokasyonun engellenmesi ve bu kararın kesinlikle geri alınması için, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni duruma acilen el koymaya ve demokratik yolları açmaya davet eder; bu kararın acilen geri alınması ve sayın Hatip Dicle şahsında halkımızın demokratik temsiliyetinin önünün açılması için, tüm halkımızı sivil, demokratik eylemlerini en üst düzeyde yurtsever seferberlik ruhuyla bulunduğu her yerde en görkemli bir şekilde ortaya koymaya çağırır; Kürdistan’ın en büyük sivil ve siyasi çatısı olarak kongremiz, tüm bileşenlerinin, kurum ve kuruluşlarının, sivil toplum örgütlerinin, şahsiyet ve kanaat önderlerinin, bu faşizan karara karşı en net tavırlarını göstermeye, demokratik etkinliklerini yapmaya çağırır; aynı şekilde, seçim sonuçlarıyla onaylanan halkımızın çözüm projesi olan demokratik özerkliğe tüm kurumlarıyla sahiplenmeye ve inşa sürecini ilan da dahil olmak üzere tüm boyutlarıyla tamamlamaya çağırır; siyasi parti olarak en büyük bileşenimiz olan BDP’ye, MYK’sını ve Meclis Grubunu toplayarak, daha önce verdikleri ’bir tek eksik olsa bile Meclise gitmeyeceğiz’ kararı doğrultusunda kamuoyuna açık ve net bir şekilde iradesini deklare etmeyi acil olarak tavsiye eder."

TÜRK: KAOSA SÜRÜKLEYECEK KARAR

Ahmet Türk, YSK’nın Dicle, kararını değerlendirdi.  Türk, "Bugün olağan bir çalışmayı yapmak için toplanmayı planlamıştık ama Türkiye’deki olağanüstü gelişmeler toplantımızı olağanüstü hale getirdi" diyerek konuşmasına başladı. Arkadaşları, yoldaşları Hatip Dicle ilgili verilen kararın ne hukuki, ne ahlaki ne de vicdani olmadığını söyleyen Türk, şöyle dedi:  "Bu tamamen Türkiye’yi bir kaosa sürüklemeye yönelik bir karardır. Hepiniz biliyorsunuz ki, son dönemde demokratik siyasetin önünü açmak için yoğun bir çaba ve büyük fedakarlıklar gösterildi. Demokratik siyaset zeminini yaratmaya yönelik yapılan çalışmalar maalesef bugün devlet, hükümet ve yargı tarafından bir bütün olarak önü kesilmeye çalışıldı. Adeta Türkiye’yi, halkımızı çatışmalı bir sürece itme konusunda verilen bir karardır. Bu kararı başka türlü yorumlamak mümkün değildir. Bu karar gerçekten devletin Kürt sorununa yaklaşımını ve çözüm anlayışına yaklaşımının ne olduğunu açıkça ortaya koymuştur. Tabi ki, demokratik zeminin kaydırılması, kaybedilmesi durumunda birileri de şunu görmeli. Biz uzun süreden beri demokratik bir anayasa, demokratik ulus, demokratik cumhuriyet ve demokratik özerklik projelerinin yaşama geçirilmesi konusunda çok önemli çabalar sarf ettik. Ancak bütün bu çabaları ortadan kaldıran bu anlayış halka da, halkın iradesiyle seçilmiş olanlara da halklara da hesap verecektir." 

HALKIMIZ ELİ KOLU BAĞLI KALMAYACAKTIR, BÜYÜK ACILAR YAŞAYABİLİRİZ

YSK’nın kararına karşı halkın tepkisini demokratik olarak ortaya koyacağını dile getiren Türk, şunları söyledi:  "Halkımız bu hukuksuz tavrı, bu hukuksuz kararı elbette demokratik tepkisini gösterecek ve halkımız böyle kararlar karşısında da eli kolu bağlı kalmayacaktır. Çünkü, biz demokrasi mücadelesi veriyoruz, halkımızın özgürlük mücadelesini veriyoruz. Özgürlük mücadelesini bu yöntemlerle kesmenin, ortadan kaldırmanın imkanı yoktur. Halkımız artık örgütlü, demokratik muhalefetini güçlü bir şekilde dile getirecektir. Tabi ki, bu hukuksuzluğa karşı, Türkiyeyi çatışmalı bir sürece götüren bu anlayışa karşı inanıyorum ki, Türkiye demokrasi güçleri, devrimcileri aydınları da suskun kalmayacaktır. Suskun kalmamalıdır. Çünkü bu proje, bu uygulamalar Türkiye’yi kaosa sürükleyen uygulamadır. Burada, bu kaos ortamında hepimiz gerçekten büyük acıları yaşayabiliriz. Bu nedenle basından, demokratik kamuoyundan, demokratik güçlerden bu karara karşı demokrasi için, halkların kardeşliği için ortak bir tepkinin geliştirilmesini, istiyoruz bekliyoruz. Bu halkların kardeşliği için önemli bir çalışma olacaktır." (dha)