Uzaydaki astronotlara gerektiğinde ameliyat yapılabilmesi için geliştirilen ''Da Vinci'' robotu, Ankara'da Gazi Üniversitesi (GÜ) Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde de hizmet vermeye başladı.

NASA ve ABD Savunma Bakanlığının ortak projesi olarak geliştirilen ''Da Vinci'' robotu, artık başta üroloji olmak üzere, jinekoloji, genel cerrahi, kalp damar cerrahisi, kulak burun boğaz ve çocuk cerrahisinde de kullanılıyor.

Robotun tanıtımı ve kullanım alanlarına ilişkin, üniversitede basın toplantısı düzenlendi. Toplantıya, GÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Peyami Cinaz, GÜ Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Turgut Tali, GÜ Üroloji Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Prof. Dr. Hasan Biri, Doç. Dr. Lütfi Tunç'un yanı sıra çok sayıda öğretim üyesi katıldı.

GÜ Hastanesi'nde Da Vinci robotu eğitimi alan Doç. Dr. Tunç, cihaz hakkında bilgi verdi.

Üniversite hastaneleri içinde Ankara'da ilk kez GÜ'de hastaların hizmetine gireceğini ifade eden Tunç, hekimin hastanın iç organlarını üç boyutlu olarak görebildiği ve robotu kumanda edebildiği bir konsolda oturarak ameliyatı gerçekleştirebildiğini söyledi.

Robotun, çok yönlü ve hassas hareketlere sahip parçaları sayesinde en kuytu bölgelerde bile işlem yapılabildiğini ifade eden Tunç, Da Vinci ile operasyonda el titremesinin önüne geçilebildiğini, üç boyutlu görüntü ile daha ince işlem yapılabildiğini ve robotun kolları 360 derece dönebildiği için operasyona kolaylık sağladığını belirtti.

Tunç, robotun ürolojide prostat, mesane ve böbrek kanserlerinde, böbrek çıkışındaki darlıklarda kullanıldığını ifade ederek, ''Dünyada yüzde 46 oranında üroloji alanında, yüzde 24 oranında kadın doğum alanında ve yüzde 20 oranında da genel cerrahide, bunların dışında da çocuk ile kalp ve damar cerrahisinde kullanılıyor'' diye konuştu.

-''DAHA AZ KANAMA OLUYOR''-

Prof. Dr. İbrahim Bozkırlı da Da Vinci ile yapılan operasyonlarda, hastadaki kesinin diğer cerrahi operasyonlara oranla çok az olduğunu belirterek, bunun daha az ağrıya neden olduğunu ve yaranın çok kısa süre içinde iyileşme gösterdiğini söyledi.

Da Vinci'nin kanama riskini de azalttığını ifade eden Bozkırlı, operasyonda hastaya kan verme ihtiyacının da ortadan kalktığını belirtti. Bozkırlı, kan verilmediği için komplikasyon riskinin de azaldığını vurguladı. Tekniğin bir diğer avantajının da operasyonda diğer tekniklere göre sinirlerin çok daha fazla korunabildiğini belirten Bozkırlı, ''Erkekliği koruyucu sinirler, Da Vinci de çok yakından yapıldığından korunabiliyor. Oysa, açık cerrahide sinirler daha fazla zarar görebiliyor'' dedi.

Bozkırlı, bu teknikle yapılan operasyonlar sonrasında hastalarda idrar kaçırma riskinin de ortadan kalktığını söyledi.

-''SGK TARAFINDAN ÖDEME KAPSAMINDA DEĞİL''-

Dav Vinci ile yapılan operasyonun geri ödeme kapsamında bulunmadığını da belirten Bozkırlı, şunları kaydetti:

''Bu teknik, Türkiye'de yeni yerleşiyor. Hastanelerde kullanımı yaygınlaştıkça, inanıyorum ki SGK da vatandaşın konforunu göz önünde tutarak geri ödeme kapsamına alacaktır.

Bu biraz, pahalı bir sistem. Hasta başı maliyeti yaklaşık 5 bin dolar civarında tutuyor. Operasyonun sarf malzemesi olan bu tutarı, vatandaş cebinden ödeyecek. Eğer, bu ücreti devlet ödemezse, biz de bu ameliyatı belli bir süre sonra, elimizde sözleşmeyle alınmış hasta sayısı arttığında kullanamayız.''

Dav Vinci robotu ile yapılan ameliyatlar hastada komplikasyon riskini azaltırken ve daha fazla konfor sağlarken kimi uzmanlar da bu tekniğin üniversite hastalarında öğretilmesi ve uygulanması gereken bir gereklilik olduğunu ancak bu ameliyatların yapılabilmesi için açık ya da kapalı cerrahi yöntemi olarak isimlendirilen alternatif tekniklerin de bulunduğunun altını çizdi.

-DEVLETE EKSTRA MADDİ YÜK GETİRMEYEN TEKNİKLER DE BULUNUYOR-

Uzmanlar ise hastaya konfor sağlayan Da Vinci'nin geri ödeme kapsamına alınmasının devlete büyük bir maddi yük getirebileceğine dikkati çekerek, maddi gücü olan vatandaşın ''lüks ama avantajlı'' olarak tanımlanan hizmetten faydalanmasının uygun olduğu değerlendirmesinde bulundu. Birçok şeker hastasının kulladığı ve bir zorunluluk olan, aynı zamanda alternatifi de bulunmayan şeker ölçüm çubuklarının geri ödeme listesinde bulunmamasına karşın, oldukça pahalı olan bu cihazın sarf malzeme tutarının 6-7 bin liraya mal olmasının çok ciddi bir rakam olduğunu vurguluyorlar.

Cihazda kullanılan kimi aletlerin de bir süre sonra değiştirilmesi gerektiğinin altını çizen uzmanlar, bunun faydalı, avantajlı, konforlu olduğu kadar alternatifi bulunan ve devlete ekstra maddi yük getirmeyen tekniklerin de bulunduğunun göz ardı edilmemesi gerektiğini ifade ediyorlar.

Toplantının ardından, basın mensuplarına da robot kullandırılarak, işlemin kolaylıkları gösterildi.