Cumhurbaşkanı, 'hayır' talimatı için şu sözleri kullandı: Kandil'den talimat geliyor; 'hayır diyeceksiniz' diyor. Şimdi Kandil hayır diyor. Kandil'le beraber hayır diyenler onlarla aynı değil mi? Kılavuzu karga olanın... Neyse bir şey demiyorum...

İşte Erdoğan'ın konuşmalarından satır başları:

Toplam yatırım bedeli 1 milyar 162 milyon liralık, yani 1 katrilyon 162 trilyon liralık proje eser ve hizmetin resmi açılışını yapıyoruz. Ne mutlu Malatya'ya. Ne mutlu Malatyalılara.
Eğitimde 2 adet 160 kapasiteli pansiyon, atölye, konser salonu, halısaha ve alt yapı çalışmalarını hizmete alıyoruz. Gençlik ve Spor Bakanlığı'mız yeniledi, kapalı halısahayı tamamladı. TOKİ yaklaşık 338 milyon liralıkla 3 bin 387 konutu 32 dersliğin altyapı çalışmalarını ve çevre düzenlemelerini bitirdi. 
Milletimle gurur duyuyorum. Ben, milletimle iftihar ediyorum. 
15 Temmuz gecesi benim milletim F16'lara göğsünü gerdi. O bombalar yağdıran helikopterlere göğsünü gerdi. Tanklara toplara göğsünü gerdi. Model silahlara göğsünü gerdi. Benim milletim eşi benzeri olmayan bir millettir. 
248 şehidimizin hesabı sorualcak. Bundan hiç endişeniz olmasın. 
İçişleri ve Ulaştırma bakanlıklarımızın yatırımları var. Tünel ve bağlantı yollarını tamamladık. Bütün bu hizmetlerin resmi açılışını bugün yapıyoruz. 
Malatya'da özel sektörümüz de hiç boş durmuyor. Hamdolsun onların önünü açmak için gereken desteği verdik, vereceğiz. 
Hizmet etmek yatırım yapmak her şeyden önce gönül işidir. Aşk işidir. Sevda işidir. Aşık olmayan bunları yapamaz. Her zaman söylerim ya biz Ferhat'ız Ferhat. Şirin'e ulaşmak için dağları nasıl deldiyse biz de bu hizmetlerle milletimize ulaşmak için dağları dele dele ilerliyoruz. 
Unutmayın, inanç varsa imkan vardır. 
14 yıl önce nasıl bir Malatya vardı? Bugün nasıl bir Malatya var?
14 yıl önce ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendiğimizde memuruna maaş ödemekte zorluk çeken Merkez Bankası'nın kasası tam takır kalmış bir Türkiye vardı. 2002 yılında gençler IMF'ye 23,5 milyar dolar borcumuz vardı. Şimdi borcumuz yok, hatta bizden borç istediler. Merkez Bankası'nın kasasında ne vardı biliyor musunuz? 27 buçuk milyar. Şimdi 120 milyar dolara kadar Merkez Bankası'nın rezervi çıktı. 26 milyar dolar ihracı olan bir Türkiye vardı. Şimndi 143 milyar doalra yükseldi. Kişi başına düşen milli gelir 3500 dolardı. Şimdi bu rakam da 11 bin doların üzerine çıktı. 
Sağlık sistemi çökmüş, eğitim altyapısı zamanın gerisinde kalmış bir ülke vardı. 
Vatandaşına hizmet etmek yerine onunla kavga eden, yasaçılıktan başka bir şey bilmiyorlardı. Başörtüsüyle uğraşan bir devlet vardı. Onları üniversitenin kapısından geri çeviren bir Türkiye vardı. Onlar şimdi 'hayır'cı oldular. Hayır diyorlar. Ama ne oldu? Üniversitelerin kapısı açıldı mı? İmam Hatipler açıldı mı? İşte onlar da evetçi. 
Kandil'den talimat geliyor; 'hayır diyeceksiniz' diyor. Şimdi Kandil hayır diyor. Kandil'le beraber hayır diyenler onlarla aynı değil mi? Kişi sevdikleriyle beraberdir. Dolayısıyla 'ne alakası var', ne demek ne alakası var? Kılavuzu karga olanın... Bir şey demiyorum... Olay bu. 
Vesayet odaklarının millete ayar vermeye çalışanların, milletin sırtından para kazanmaya alışmış bir avuç elitin gönlünü hoş tutmaktan başka mahareti olmayan bir sistem vardı. Nereye elinizi atsanız orada sorunlarla karşılaşıyordunuz. Biz böyle bir ülkeyi devraldık. 14 yıl boyunca inançla cesaretle, hepsinden ötesi aşkla çalışarak Türkiye'yi o karanlık günlerinden aydınlığa çıkardık. Bir taraftan Merkez Bankası'nın kasasını doldururken diğer yandan devletin borçlarını kapattık.