CHP, yargı organlarından ardı ardına gelen sert açıklamalarla ilgili iki kişiyi sorumlu tuttu. Muhaliflerin açıklamasını 'zorunluluk' olarak gören CHP'ye göre yüksek yargıda tepkileri çeken bir isim var:

CHP Grup Başkanvekili Hakkı Suha Okay, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın, Danıştay'a yönelik açıklamalarına tepki göstererek, ''Yüksek yargıda, Sayın Kılıç'a tepkilerin olduğu bir gerçek. İstifa kendi takdirleridir, ama yargıda yaratılan kaosun sorumlusu Kılıç'tır'' dedi.

CHP Grubunda gazetecilerle sohbet toplantısı düzenleyen Okay, gündeme ilişkin soruları yanıtladı. ''Yargı cephesinde açıklamalar savaşı yaşanıyor, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?'' şeklindeki soruya Okay, yargının tepesinde, hatta kurumlar arasında birbirinden farklı açıklamalar sürecinin yaşandığını söyledi.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç'ın, geçmişten bu yana hem kararları hem de söylemlerine bakıldığında, böyle bir açıklama yapmasını yadırgamadığını ifade eden Okay, ''Ama yadırgadığım tarafı şudur; Başbakanın açıklamasının akabinde, Anayasa Mahkemesi Başkanının, Başbakanın açıklamasını onaylayan, destekleyen ve bu açıklamayı bütünlemeye çalışan bir açıklama içerisinde olmasını yadırgadım. Anayasa Mahkemesi Başkanı, böylesine bir açıklamayı, bireysel düşüncesini, kurumsal bir açıklama, kurumsal bir karar gibi ifade etmesi de yadırgatıcı bir başka tavrı oldu'' diye konuştu.

Anayasa Mahkemesi Başkanlığının, kişilerin, bireysel düşüncelerini açıklama makamı olmadığını savunan Okay, hakim ve yüksek yargının kararlarıyla konuşacağını söyledi. Okay, ''Hakimler, kararlarının infaz ve icra memuru değildir. Yargının kararlarının bağlayıcı olan bölümü, hüküm fıkrasıdır. Hükümden sonraki bölümü bağlayıcıdır. YSK ve Danıştay, o bağlayıcı bölüme ilişkin değerlendirmede bulunmuş, karar oluşturmuşlardır'' dedi.

-8 ÜYENİN YAPTIĞI AÇIKLAMA-

Anayasa Mahkemesinin diğer asıl ve yedek üyelerinin yaptığı açıklamayı ''zorunluluk'' olarak niteleyen Okay, şöyle devam etti:

''Sayın Başkan, yıllarca Anayasa Mahkemesinde görev yapmış ve birçok değerli hukukçuyla çalışmış olmasına karşın, bu tür açıklamalarda bulunmasını, yüksek yargının tepesinde mutlaka ve mutlaka bir hukukçu olmasının gereğini ortaya koyuyor. Demek ki tepe noktasındaki yargı mensupları hukukçulardan oluşması lazım. Hukukçu olmayınca, hukuksal ve hukuka uygun açıklamalar değil, bazen insanların tavırları, kendi dünya görüşüyle paralel düşüyor, hukuki olmuyor.''

Okay, ''Kılıç'ın, yaşanan tartışmaları, kayıkçı kavgası olarak nitelemesini nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusu üzerine, '''Ulu orta basın önüne çıkıp, 'yaşanan tartışmalar kayıkçı kavgasıydı' türünden ifadelerle konuşması, yargı mensuplarına yakışmaz'' dedi

CHP'li Okay, ''Kimi çevreler Kılıç'ın istifa etmesi gerektiğini söylüyorlar. Buna katılıyor musunuz?'' sorusuna ise ''Sayın Kılıç'ın bakmakta olduğu davalar ve bugüne değin verilen kararlardaki sürece baktığımızda, olayları hukuki değerlendirmelerin ötesinde, düşünsel, kendi düşünceleri paralelinde oluştuğunu görüyoruz. Artık Sayın Kılıç'a karşı Yüksek yargıda böylesine tepkilerin olduğu gerçek. İstifa, kendi takdirleridir, ama yargıda yaratılan kaosun sorumlusudur'' karşılığını verdi.

-''ERDOĞAN, KUVVETLER AYRILIĞINI İÇİNE SİNDİREMİYOR''-

Başbakan Erdoğan'ın, Danıştay'a yönelik açıklamalarının hatırlatılması üzerine Okay, Başbakan Erdoğan'ın ilk defa yargıya karşı konuşmadığını belirtti.

AİHM'in türban ile ilgili kararından sonra, ''Ulemaya sordunuz mu?'', Danıştay üyelerine ''Efendiler'' dediğini, hakkında karar veren hakimlerle ilgili söylemlerinin ortada olduğunu anlatan Okay, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'in de buna benzer açıklamalar yaptığını vurguladı.

Yüksek yargı mensuplarının bir açıklamasından sonra Şahin'in ''dam üstünde saksağan'' ifadesini kullandığını anımsatan Okay, ''Siyasette olan üslubun yargı mensuplarına taşınması şık değil. Sayın Başbakanın hala kuvvetler ayrılığını içine sindiremediğini bir kez daha gösterdi, o belki Başbakana yakışıyor ama hukuk devletine yakışmıyor'' şeklinde konuştu.

-SEÇMEN KÜTÜKLERİYLE İLGİLİ İDDİALAR-

Tüm bu tartışmaların, seçmen kütüklerinin yazılmasıyla başladığının, yerel seçimlerin akıbetini nasıl gördüğünün sorulması üzerine de Okay, ''Çok net olarak şunu söyleyeyim, 29 Mart 2009'da yerel seçim yapılacaktır, bunun ertelenmesi söz konusu olamaz'' dedi.

Okay, ancak bazı kurumların, Anayasal görevlerinin gereğini yerine getirmede veya bazı sorumluluklarını kimi zaman bu işlerle ilgisi olmaması gereken kurumlara devretmesinden kaynaklanan sıkıntılar yaşandığını bildirdi.

Sorunun, adrese dayalı nüfus sayımına göre seçmen kütükleri oluşturulmasından kaynaklandığını dile getiren Okay, diğer bir sorunun da nüfusu 2 binin altına düşen belediyelerin kapatılması olduğuna dikkati çekti.

''Türkiye, bir taraftan seçmen kütüklerini, diğer taraftan da kapatılan belediyeleri tartışıyor, böylece seçime gidiyor. 862 belediye hala seçime girecek mi girmeyecek mi? Bu tartışma yaratılıyor'' diyen Okay, Türkiye'nin bu tartışmaları geride bırakması gerektiğini söyledi.

-DANIŞTAY'A DAVADAN VAZGEÇİLDİ-

MHP'nin, seçmen kütüklerinin yeniden belirlenmesine yönelik önerisinin, reel politiğe aykırı olduğunu ifade eden Okay, bunun yetiştirilmesinin mümkün olmadığını ileri sürdü. Okay, 29 Mart yerel seçimlerinde referandumda kullanılan seçmen kütükleri üzerinden güncellenerek, kullanılabileceğini kaydetti.

Okay, İşçi Partisi başvurduğu gerekçesiyle, YSK ile İçişleri Bakanlığı arasında imzalanan protokolün iptali istemiyle Danıştay'da dava açmaktan vazgeçtiklerini bildirdi.

-CHP'Lİ ARAT'IN TÜRBANLI YILBAŞI TEBRİĞİ...-

Okay, ''CHP İstanbul Milletvekili Necla Arat, yılbaşı tebrik kartlarına çarşaflı karikatür koydu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna ise ''CHP'nin ne kadar demokratik, ne kadar hoşgörülü, parti içerisinde milletvekillerinin özgürce tartışma yapabildiğinin bir göstergesidir. CHP'nin bu konuda duruşundan, kurumsal kimliğinden en ufak bir ödün vermesi söz konusu değil'' karşılığını verdi.