“Orada Neler Oluyor”a konuk olan Gülseren "Beni felaket bir şarkı ve kıyafetle Kiev'e gönderdiler. Tuvaletlerin önünde prova yaptırdılar. Kolombiyalı kocam Luis Ernesto'yu, 'Sen Türk değilsin' diye ekibimden çıkarttılar. Gitmemize yakın Armağan Çağlayan gelip 'bunun kalçası çok geniş, bizi temsil etmesin' dedi. Üstüne gelip bir de mezura ile kalçamı ölçtü. Kendimi hayvan gibi hissettim. Beni maymuna çevirdiler, kukla gibi oynattılar. Beni de 'Opera' şarkısıyla yerden yere vurulan Çetin Alp gibi öldüreceklerdi" dedi.

Yarışmadan sonra ağır bir depresyon geçirdiğini ve defalarca hastaneye kaldırıldığını söyleyen Gülseren "Çektiğim acı ve üzüntü yüzünden şu an midemde büyük bir ülser var. Yarışmadan sonra günlerce eve kapanıp ağladım. İşlerimi kaybettim. Senelerce işsiz kaldım. Paris'teki prodüksiyon şirketimi kapattım. Öyle ağır eleştiriler alıyordum ki bir ara intihar etmeyi düşündüm. TRT beni öksüz çocuklar gibi ortada bıraktı. Yarışmada giydiğim elbiseyi bile terim kurumadan 'Çabuk çıkarın' diye zorla üzerimden aldılar. Sanki TRT beni Eurovision tarihinden silmek istedi. Sertab Erener, Kenan Doğulu, Hadise binlerce Euro'luk para, fırsat ve kariyer kazanırken bana ülser, gözyaşı, iflas, bunalım kaldı. Şimdi kolejlerde hocalık yapıp kiramı çıkartıyorum" dedi.