6 büyüklüğündeki sarsıntıda yerle bir olan Yukarı Kanatlı Köyü'nde Apaydın ailesinin kerpiç duvarlı evi de yıkıldı. Ancak sıradan bir dolap, çatının yıkılmasını önledi. Böylece odada uyuyan Abdullah Aydın, eşi ve iki çocuğu yara almadan kurtuldu.

"Devlet güçlendirene kadar evim 3 kişiye mezar oldu!"

Elazığ"daki depremde en çok yıkım gören köylerden biri olan Yukarı Kanatlı"da yaşayan Şükrü Cirit"in evi 2003"teki Bingöl depreminde de hasar almış. Cirit, evin güçlendirilmesi için devlete başvurmuş ama bürokrasinin ağır çarkları tam 7 yıl boyunca işlememiş. “Ne zaman gitsem, "Rapor çıkmadı, bekle" dediler. Bekledim ne oldu? Torunumu, yeğenimi, baldızımı toprağa gömdüm!”

Elazığ"ın Karakoçan ilçesinde meydana gelen 6 büyüklüğündeki depremin ardından, 60 evin yıkıldığı Kovancılar"a bağlı Yukarı Kanatlı köyünde hayatını kaybeden 3 kişi de toprağa verildi. Sabahın erken saatlerinde düzenlenen cenaze töreninde, hayatını kaybeden 11 yaşındaki Murat, 8 yaşındaki Kadriye ve 38 yaşındaki Özcan Cirit"in cenazeleri, köy üzerinde bulunan mezarlığa yol olmadığı için omuzlar üzerinde uzun süre taşınarak götürüldü.

Artık yeni baştan yapsalar ne olur?

Torunu, yeğeni ve baldızını toprağa veren 64 yaşındaki Şükrü Cirit"in isyanı büyüktü. Zira o başına gelecekleri bile bile, devletin ağır bürokrasisi yüzünden 3 canını kaybetmişti. Acılı Şükrü Cirit başından geçenleri şöyle anlattı: “2003 yılında, 1 Mayıs"ta yaşanan Bingöl depreminde evimizde çatlaklar oluştu. Bunun üzerine çevremin de bana yol göstermesiyle depremden birkaç ay sonra Elazığ Bayındırlık ve İskan İl Müdürlüğü"ne başvurdum. Evimizde hasar olup olmadığına bakmalarını istedim. Bana geç kaldığımı ve hasar raporlarını Ankara"ya gönderdiklerini söylediler. Ancak başka bir rapor hazırlandığı takdirde gelip tekrar göz atabilirlermiş. Ben bir kez daha gittim ama henüz raporla ilgili bir çalışma olmadığını ve bana beklemememi söylediler. Ben de onlara dedim ki, "Sizin bu raporlarınız hazırlanıp bitene kadar inşallah bizim cesetlerimizi toprağın altından toplamazsınız." Bekledim ve şimdi de canımdan çok sevdiğim torunumu, yeğenimi ve baldızımı toprağa veriyorum. Bu mu devletin ilgisi? Benim imkânım olsa evimi zaten güçlendirir hatta yıkar yenisini yapardım. Ama yoktu. Çiftçilik yaparak geçinmeye çalışan birisiyim ve iş olmadığından her zaman da çalışamıyoruz. Bundan sonra evimi gelip kale gibi yapsalar da ne olacak ki? Nasıl geri getirebilirim sevdiklerimi.”

Okçular Köyü dün güne ağıtlarla başladı. Sevdiklerinin mezarlarına giden kadınlar Kürtçe ağıtlar yaktı.

7 yıl boyunca resmi makamlara yalvar yakar olan ama yanıt alamayan Şükrü Cirit, 3 yakınını toprağa verdi.

Göçük altında buzağı arama

Köylülerİn canını, yakınlarının kaybından sonra en çok yakan ise hayvanlarının telef olmasıydı. Tek geçim kaynakları olan inek, öküz ve koyunların toprak altında can çekiştiğini gören vatandaşlar kazmayı küreği kapıp enkaz başına koştu. Zorlu bir çalışmayla kerpiç parçalarının altından çıkarılan hayvanlar ilk yardım yapıldıktan sonra korumaya alındı.

"Keko annen öldü" diyemedik!

Kerpiç evlerin yerle bir olduğu deprem birçok çocuğu da yetim ve öksüz bıraktı. Onlardan biri de depremde yıkılan evlerinin enkazından akrabaları tarafından çıkarılan 8 yaşındaki Keko Çiçek. Keko depremi oyun sanıyor, annesi ve kardeşinin öldüğünü bilmiyor. Köydeki arkadaşlarıyla objektiflere gülerken, aklı bir yandan da Kızılay"ın dağıttığı yiyecekte...

HEM ANAM GİTTİ HEM BABAM!

Depremde annesi 60 yaşındaki Kibar, babası 65 yaşındaki Davut ile ağabeyinin eşi Melike Yüksel"i kaybeden Şemsettin Yüksel de mezarlıkta gözyaşı dökenler arasındaydı. Depremde kaybettiği yakınlarının mezarına kapanan Şemsettin Yüksel"i diğer yakınları teselli etmekte güçlük çekti.

MUCİZENİN ADI ALEYNA

Hayatını anne ve ninesinin cansız bedeni kurtardı

15 günlük Aleyna mucize eseri kerpiçlerin altından sağ çıktı. Aleyna bebeği kurtaran ise deprem sırasında ölen annesi ve ninesinin cansız bedenleri oldu. nin arasında kalan Aleyna sağ kurtuldu. Annesi Melike Kibar tarafından görmeleri ve sevmeleri için Okçular Köyü"ndeki dedesi ve ninesi Kibar Yüksel"in yanına getirilmişti Aleyna. Üşümemesi için annesi onu gece yattığı odada kendi ve ninesi arasında uyuttu. Depremde yıkılan evde Kibar Yüksel ile yanında bulunan kızı Melike yaşamını yitirirken, aralarında uyumakta olan 15 günlük Aleyna ise sarsıntı sırasında ikisinin arasına sıkışınca üzerlerine düşen tavan direklerinin altında kalmaktan kurtuldu.

Vatan