Davutoğlu, Dünya Türk Girişimciler Kurultayı kapsamında yapılan Bakanlar Oturumunda, son dönemde Almanya'da öldürülen Türk vatandaşlarıyla ilgili görüşlerini paylaşarak, şunları kaydetti:

'Sizin önünüzü açmak durumundayız. Ama vatandaşlarımızın güvenliği ve hukuku da Türk devletinin teminatı altındadır. Hepsinin hakkını hukukunu sonuna kadar takip edeceğiz. Bunun en çarpıcı örneği Libya'daki tahliyelerde görüldü. Şirketlerimize teşekkür borçluyuz. Muhteşem bir millet -devlet beraberliğinin içinde bir hafta içinde 25 bin vatandaşımızı şirketlerimizin yardımıyla aldık çıkardık ve bir kişinin burnu kanamadı.

Bu, aynı şekilde Almanya'daki her vatandaşımızın bir damla kanının dahi hesabı sorulacak bir meseledir. Bu konuda kimsenin tereddüdü olmasın. Özellikle son çıkan haberden sonra yakından takip ediyoruz. Bütün hukuki çalışmaları yapacağız. Bu kardeşlerimizin şehit edilmesi, özellikle şehit ifadesini kullanıyorum çünkü siyaseten öldürüldüler. Adli bir vaka sebebiyle değil. Bir ırkçılık dolayısıyla, Türk oldukları için öldürüldüler, onları şehit addediyoruz. Bizim onurla taşıdığımız kimlik sebebiyle öldürüldüler. Onların hukukunu da sonuna kadar takip ederiz. Bundan kimsenin tereddüdü olmasın Türkiye Cumhuriyeti devletinin kudretinden de kimsenin tereddüdü olmasın. Bu meselenin takipçisi olmaya devam edeceğiz.”

'HATTI DİPLOMASİ YOK, SATHI DİPLOMASİ VAR'

Davutoğlu, yaptığı konuşmada yurt dışında vatandaşlara sağlanan hizmetler, vize politikası, bölgesel politikalar ile küresel bağlamda Çin ile olan ilişkiler konularında değerlendirmede bulundu.

Bugün Ak Parti'nin hizmetleri çerçevesinde Türkiye mucizesinden bahsediliyorsa, bunun tek bir sebebinin devlet-millet beraberliği olduğunu ifade eden Davutoğlu, son 9 yıl içinde milletin enerjisiyle devletin gücünün birleştiğini, bütün dünyanın her yerinde Türk mucizesinden bahsediliyorsa, bunun yurt dışındaki ve yurt içindekilerin birlikte bir ekip, ruh ve vicdan olarak yürümesiyle, ortak tutumla ilgili bir başarı olduğunu kaydetti.

Davutoğlu, daha önce yaptığı bir konuşmada “Bundan sonra hattı diplomasi yok, sathı diplomasi var. Bu satıh tüm dünyadır” dediğini hatırlatarak, “Bundan sonra bizim milletimiz için hattı teşebbüs yok, sathı teşebbüs var. Teşebbüs ise bütün dünyadır. Girişimcilik ve teşebbüs ruhu, devletimizin gücü ve milletimizin enerjisiyle birlikte gerçekleşiyor” diye konuştu.

AFRİKA'YA 34 BÜYÜKELÇİLİK

Afrika'da 22 büyükelçilik açma kararı aldıklarını, 12 büyükelçilik açtıklarını kalan geriye kalan 10'unu da önümüzdeki aylarda açacaklarını, 2012 yılı ortasında 34 büyükelçilik açmış olacaklarını dile getiren Davutoğlu, ekonomik krizde birçok yerde büyükelçilik kapatırken Türkiye'nin neden büyükelçilik açtıklarının sorulduğunu belirterek, şu cevabı verdiğini söyledi:

“Sizlerin iş dünyası yaşlı burjuvaziden oluşuyor. Yaşlı yorgun ve risk almaktan kaçınan bir burjuvazi. Bizim iş dünyamızda ise her an harekete hazır büyük bir girişimci teşebbüs topluluğumuz var. Onlar nerede ise orada büyükelçilik, konsolosluk kurulacak. Ekonomi politikalar ile iş politikaları arasındaki ilişkiler burada yatıyor. Devletin makro stratejisi ile sizlerin tek tek şirketlerin mikro ama küresel ölçekli stratejileri arasındaki irtibatı doğru kurarsak, biz 2023 hedeflerine ulaşırız. Yani dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına gireriz.”

KONSOLOSLUK HİZMETLERİNDE DEVRİM YAŞANDI

Davutoğlu, konsolosluk hizmetlerinde son birkaç yıl içinde bir devrim yaşandığını, “konsolosluk web” diye bir veri tabanı oluşturulduğunu, bu veri tabanındaki İçişleri Bakanlığı'nın kimlik veri tabanıyla ilgili tüm verilerin bulunduğunu, Adalet Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı ile de aynı veri tabanını oluşturacaklarını ve böylece herhangi bir askerlik işlemi, adli işlem ve kimlikle ilgili işlem için Ankara'ya sorma, cevap bekleme gibi bir durumun söz konusu olmayacağını söyledi.

E-konsolosluk hizmetini de devreye soktuklarını, doğrudan başkonsolosluklara gitmeden, doğrudan forum doldurarak her türlü müracaatların yapılabileceğini anlatan Davutoğlu, konsolosluk çağrı merkezi ile de 7 gün 24 saat hizmet verildiğini belirtti.

VİZE POLİTİKASI

Ahmet Davutoğlu, vize politikaları konusunda bilgi verirken de, hiçbir ülkeden vize istemediklerini, bunun vatandaşa hizmet ve güven anlamı olduğunu, vatandaşın her hareketinin Türkiye'nin gücü olduğunu söyledi.

Türkiye'nin 2023'de dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmesi gerektiğini, diğer 9 ülkenin ise kıta ölçekli ülkeler olduğunu söyledi.

Davutoğlu, “Bizimle eşit şartlarda aynı ölçeğe sahip Japonya var. O zaman ne yapacağız? Siyasi sınırlarımız aynı kalacak, ama ekonomi sınırlarımızı değiştireceğiz ve ekonomide sınır tanımayacağız. İtalya, Fransa Almanya hattını çizin, Çin'e kadar olan bölgede bütün Avrasya'nın en büyük sanayi üretimi bizdedir. En serbest, ekonomik kuralları işleyen sağlıklı ekonomisi bizde. O zaman yapmamız gereken ne? Biz enerjiyi çıkarıp, doğalgaz satmadığımıza göre, tek kaynağımız insan olduğuna göre insanımızı hareketlendireceğiz. İnsanımızın önündeki her türlü duvarı yıkacağız. Her ülke ile vizeleri kaldırıyoruz. Dün Kolombiya Cumhurbaşkanı geldi. Onlarla da vizeleri kaldırıyoruz. Başta 'kaçak olur' diye eleştirildi. Bizim bu politikadan elde ettiğimizi kazanç o riskleri kaldıracak ölçüdedir. Biz insanımıza vatandaşlarımıza güveniyoruz. Nerede olursak olalım vatandaş çok hareket edince, kimi kaçırılıyor Afganistan'da, kimisinin gemisine el konuluyor, her yerden sıkıntı geliyor. Biz bunun için varız. Sıkıntı olmayacak diye biz bu büyük vizyondan kaçarsak, devletin kuvvetli olma, müşfik olma görevini yerine getiremeyiz” diye konuştu.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, daha önce AB'nin “vizeleri kolaylaştıralım” dediğini, ufak tefek makyaj düzeltmeler yapmak istediklerini, maalesef Gümrük Birliğinden bu yana bununla yetirmek durumunda kaldıklarını dile getirerek, 2009 yılında Troyka toplantısında dönem başkanının Türkiye adına “Biz vizeyi kolaylaştırmak istemiyoruz. Vize kolaylaştırmasını zaten yapmak zorundasınız. Biz tam ve gerçek anlamda vize muafiyeti istiyoruz' teklifinde bulunduğunu hatırlattı.

GERİ KABUL ANLAŞMASININ KARŞILIĞI VİZE MUAFİYETİ

Türkiye'den ne istediklerini sorduklarında, “Biyometrik pasaport, entegre sınır yönetimi ve geri kabul anlaşmasını” istediklerini dile getiren Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bütün kurumlarımızla çalıştık 6 ay içinde biyometrik pasaporta geçtik. Entegre sınır yönetimiyle ilgili çok ciddi adımlar attık. Geri kabul anlaşmasını da imza aşamasına getirdik. Her şey bitti. 'Şimdi bize bir komiser tayin edin ve vize muafiyet görüşmeleri yapalım bu sene' dedik. Bazı ülkelerin direnişiyle bu başlatılmadı. 'Siz geri kabul anlaşmasına imza atın sonra bakarız' dediler. Şunu söyledim; Biz AB'yi artık biliyoruz. AB'nin kuralları ile oynuyoruz. İmzaya imza, söze söz, eyleme eylem. Annan müzakerelerini yürütürken bir sürü sözler verildi hepsi unutuldu. Biz bu sefer vize muafiyetini almadan hiçbir şekilde geri kabul anlaşması imzalamayız. Bize 'sizde de değişiklikler oluyor' dediler. Ama T.C Devleti rejim değiştirdi, verdiği sözde durdu, Osmanlının borçlarını son kuruşuna kadar ödedi. Bu konudaki tutumumuz şu; Geri kabul anlaşması Avrupa için önemli, biz bunu biliyoruz. Bunu hemen imzalayabiliriz. Ne zaman vize muafiyetini ilkesel olarak kabul ettiklerini beyan edip, işte AB müzakerelerine başlamamış olan Sırbistan, Makedonya ile aynı şartlarda bizimle müzakereyi başlatırlar, o zaman onu parafe ederiz. Onlar uygulamaya başlar, biz de uygulamaya başlarız. Çünkü 1995'de Gümrük Birliği anlaşması ile biz serbest dolaşımı almamız lazımdı. Şimdi karşı tekliflerle geliyorlar. Vize kolaylaştırma için her türlü görüşmeyi yapacağız. Ama geri kabul anlaşmasının karşılığı vize muafiyeti. Kesin garanti verilmeden imzalamayız. Avrupa'nın her yerinde Türk iş adamları gidecekler. Aslında bu Avrupa'ya da istifade getirir. Vize olmaması durumunda Yunan ekonomisine en büyük katkı Türkiye'den gelir.” (AA)