Kurultay öncesi yakın çevresine partinin durumuyla ilgili üzüntülerini aktaran eski Genel Başkan Deniz Baykal'ın, 'Yaşananları içime atıp susmayı tercih ediyorum, çünkü partimle savaşmak istemiyorum' dediği öğrenildi.

CHP'de çifte tüzük kurultayları öncesi Genel Merkez'le muhalifler arasındaki güven bunalımı sürken, eski Genel Başkan Deniz Baykal'dan keskin sitemler geldi. Baykal, önceki gün grup toplantısının ardından TBMM'deki odasında eski-yeni vekil arkadaşlarının katılımıyla kurultay mesaisi yaptı.

Akşam gazetesinin haberine göre, 26 Şubat'taki kurultaya katılmayıp 27 Şubat'ta muhaliflerin kurultayına katılacağı yorumları yapılan Baykal, yakın çevresinden edinilen bilgilere göre özetle şöyle dedi:

'İçime atıyorum'

Aslında bugün içim kan ağlıyor, söyleyecek o kadar çok şey var ki. Ama içime atıp, susmayı tercih ediyorum. Partime, partililerime duyduğum saygıdan dolayı alenen konuşmuyorum. Yoksa baştan itibaren yapılan büyük hatalar var. Çıkıp söyleyecek çok şey de var. Ama partimle, partililerimle savaşmak istemiyorum.

'Bu tablonun parçası olmam'

"Manzara hiç iyi değil. Ben bu tablonun parçası olmak istemiyorum. Pazar günü şimdi iki ayrı görüntü oluşacak. 200, 300 veya 400 kişi neyse işte Anıtkabir'de olacak, öyle anlaşılıyor. Geri kalanı salonda Anadolu Ateşi'ni izleyeceklermiş. Bu görüntü hoş değil. Bu görüntü partiye, koca çınara büyük zarar veriyor."

'Peki sormayacaklar mı?'

"CHP, kurulduğu günden beri ilk kez böyle bir görüntü yaşıyor. Şimdi bunu gören partililer, demeyecek mi, 12 Eylül'den sonra bu partiyi nerelerden alıp bugünkü bu noktalara taşıyan genel başkanı nerede? Sanıyorlar ki, 'biz yaparız, olur biter, her şey de düzelir, sütliman olur' Olmaz kardeşim, düzelmez. Sıkıntılar bitmez, parti kanamaya devam eder."

'Yanlışları yüzlerine söylüyorum'

"Yapılan yanlışlarla ilgili eleştirilerini ikili görüşmelerde partili yöneticilerin yüzlerine karşı söylediğini ifade eden Baykal'ın sitemlerini şöyle sürürdüğü öğrenildi: 'Ben partinin getirildiği yanlış zemini, götürüldüğü mecranın yanlışlığını söylüyorum. Olanak olduğunda Kemal Bey'e söylüyorum gördüğüm eksiği, yanlışı. Ama kamuoyu karşısında konuşmaya gelince yapamıyorum, çünkü benim bir misyonum var, orada elim kolum bağlanıyor işte; partime zarar vermek istemiyorum.

'İki kurultay da yapılmalı'

"Her iki kurultay da yapılmalıdır. Birincisini yapıp, tüzüğü değiştirip, 'ikincisine gerek kalmadı' demek olmaz. Son delege kartı olayı ayrı işbilmezliktir. İki kurultayın iki ayrı hukuksal hükmü vardır. İki ayrı gündemi, günü, saati, duyurusu, salonu, divanı var. Sen nasıl tek kart bastırıyorsun. Böyle olmaz. Bu delegenin iradesine de saygısızlıktır."