Çocuklara balon şişirme yasağına hazırlanan AB’nin de kafası karışık.
Avrupa Birliği’nin (AB) yeni güvenlik kuralları kapsamında, çocukların geleneksel oyun anlayışında önemli değişiklikler yaşanacak. Bu kurallardan en öne çıkanı, çocukların balon şişirmesinin yasaklanması.
AB’nin hazırladığı yeni “oyuncak güvenliği direktifi” altında, 8 yaşından küçük çocuklar büyüklerinin denetimi olmaksızın balon şişiremeyecek. Bu karanın sebebi, çocukların yanlışlıkla balonu yutarak ölmelerine neden olabilecek kazaları önlemek. Ayrıca, düdük, üflemeli oyuncaklar ve manyetik balık oyunları içeren çocuk partileri, kimyasal madde içermelerinden dolayı yasaklanacak.
İngiltere’nin Kent Üniversitesi’nden Frank Furedi, “Bu yasak çocukların hem eğlenmelerini hem de öğrenmelerini sağlayan tecrübeyi ortadan kaldıracak” dedi.
Dahası bu konuda AB’nin de kafası karışık.
AB'nin küçük çocuklara 'balon şişirme yasağı' tepkilere yol açtı
AB'nin yeni oyuncak güvenliği yönergesinde, 'sekiz yaşından küçük çocukların, gözetim altında bulunmadan balon şişirmemesi gerektiği' gibi unsurlara yer verilmesi, farklı tepkilere yol açtı.
AB'nin yeni oyuncak güvenliği yönergesine göre artık sekiz yaşından küçükler ebeveynlerinin gözetimi olmadan balon şişiremeyecek, üfleyince açılan parti düdükleri ise on dört yaşın altındaki çocuklar için tehlikeli sayılacak.
İngiliz The Telegraph gazetesinin aktardığına göre ise uzmanlardan, konuyla ilgili farklı görüşler geliyor. Kent Üniversitesi'nden Sosyoloji profesörü Frank Furedi, bu tür düzenlemelerin çocukları oyun oynarken keşfetmek, öğrenmek ve eğlenmekten alıkoyduğu uyarısında bulundu.
Yeni AB yasasına göre oyuncakların 'ne kadar çok ses çıkarabileceklerine dair' düzenlemeler de yapılacak.
Avrupa Parlamentosu'nun tüketici güvenliği komitesinden UKIP üyesi Paul Nuttall, 'AB resmiyetinin tüm neşeye son veren resmiyeti, çocukların eğlenmesi gibi bir kavramı anlayabilecek düzeyde değil.
Bu delilik. AB'deki oyunbozanlar ailelere balonlarını nasıl şişreceklerini söylememeli.' dedi.
Avrupa Komisyonu ise yeni yasanın, felaketlerin önüne geçmek için şart olduğunu savundu.
