Türk Pop Müziği'nin ünlü isimlerinden Erol Evgin'in oğlu Murat Evgin, müzikle çok genç yaşta tanıştı. Evgin, müziğe olan ilgisini bundan tam 16 yıl önce babasının '25. Sanat Yılı Konseri'nde gitar çalarak gösterdi. O andan itibaren profesyonel anlamda çalışmalar yapmaya başlayan Evgin, şimdi bir yandan dizi müzikleri bestelemeye devam ederken, bir yandan da TRT FM'deki 'Murat Evgin'le Geceye Doğru' isimli programını sürdürüyor. Hep 30 yaşında baba olmayı düşlediğini söyleyen Murat Evgin, oğlu Erem Erol'un doğumuyla hem bu hayaline ulaşmanın hem de baba olmanın mutluluğunu yaşıyor. Murat-Elif Evgin çifti ismini dedesinden alan beş aylık oğulları Erem Erol'u ve evliliklerini Bebeğim ve Biz dergisine anlattı.

Eşinizle nasıl tanıştınız?
Ortak bir arkadaşımız vasıtasıyla benim bir konserimde tanışmıştık. Kendisi Amerika'dan yeni gelmişti. 'Beni Ellere Verdin' adlı ilk şarkımı biliyormuş meğer ve o günkü konserde de çok eğlenmiş. Sonra konser çıkışı hep beraber başka bir mekana gittik. Orada konuştuk, muhabbet ettik. Daha sonra da arkadaşlığımız başladı.

Evlenmeye nasıl karar verdiniz?
Yaklaşık 2.5-3 yıl kadar flört ettik. Sonrasında da evlenmek istedik.

Peki, Erem Erol sürpriz bir bebek miydi? Yoksa planlı mı?
Benim hep bir hayalim vardı. 30 yaşıma geldiğimde çocuk sahibi olmak istiyordum. Bu hayalim bir yıl rötar yaptı ama nihayetinde gerçekleşti. Evlendikten sonra hemen askere gittim. Bu arada askerliğin erkeklerin kendini test etmesi için çok iyi bir yer olduğunu düşündüğümü de hemen söyleyeyim. Çünkü oradayken ilişkinizi, evliliğinizi, hayatınızı, kısacası tüm yaşantınızı gözünüzün önünden geçirebiliyorsunuz. Bende de öyle oldu. Tüm bunların iyi yürüdüğüne karar verince, çocuk yapabileceğimizi düşündüm. Yani Erem Erol planlı bir bebekti.

OĞLUMA BASKI YAPMAM
Oğlunuzun da sizin gibi şarkıcı olmasını ister miydiniz?
Hobi olarak ilgilenmesini çok isterim. Ama profesyonel olarak yaparsa, bu işin çok sıkıntıları var. Çünkü Türkiye'de müzik hem ticari hem de zevk ve kültür anlamında gittikçe kötüye gidiyor. O yüzden profesyonelce müzik yaparsa oldukça acı çeker.

Peki, oğlunuzda sizce bu anlamda bir ışık var mı?
Aslında bir sesler çıkarıyor gırtlaktan, ama bu bir ışık mıdır bilemiyorum. Gerçi beş aylık ve bunu konuşmak için daha erken... Babam bana küçükken bu anlamda hiç baskıda bulunmamıştı, ben de bulunmam. Arzu ederse ve isterse tabii ki desteklerim.

ÖNCE BABA DESİN, BESTEYİ DÜŞÜNÜRÜZ
Erem için bir şeyler bestelediniz mi?
Doğrusunu isterseniz annesi ile beni şu aralar önce 'Anne mi, yoksa baba mı?' diyecek telaşı sardı. Tabii annesi bu konuda benden daha şanslı, çünkü onunla daha fazla vakit geçiriyor. Ama ben de o uyurken yanına gizli gizli gidip kulağına 'Babaaaa, baba' diye fısıldıyorum. Eğer önce baba derse o zaman beste işini düşünürüz.

Erem doğduktan sonra hayatınızda ne değişti?
Benim için değil de, Elif'in hayatını daha çok değiştirmiş olabilir. Çünkü onun çocuklarla arası hiç yoktu. Ben çocukları zaten çok severdim. Nerede bir çocuk görsem dokunmadan edemezdim. Ama Elif'te doğumla birlikte hiç beklemediğim bir sabır ve çocuk sevgisi oldu. Zaten ilk başta inanamıyorsunuz. Çünkü dokuz ay annesinin karnında kapalı bir yerde duruyor, sonra dünyaya geliyor ve tam adapte olamıyorsunuz. Sanki bir akrabanızın çocuğu olmuş da, onu seviyormuşsunuz gibi bir yabancılık duygusu hissediyorsunuz.