Ülke ‘Güzelpınar’lar ‘Çamlıyayla’larla dolduruldu. Coğrafyada, ders kitaplarındaki “Ayşecik inekleri sağar” köy tablosu yaşatıldı.
 
Düşünün ki İstanbul’a yüksek yerden emir geliyor. “Buranın adı değişecek. Siz 15 gün içinde bir isim buldunuz, buldunuz; bulamadınız biz size yeni isminizi haber vereceğiz” deniyor. Siz “Nasıl yani, olur mu öyle şey?” diye düşünmeye çabalarken, 15 gün geçiyor ve yeni isminiz geliyor. Bir de bakmışsınız ‘Güzelyayla’ oluvermişsiniz. Nasıl hissedersiniz?
 
İstanbul’un değil ama ülkenin yüzde 40’ının başına gelmiş Cumhuriyet’in bu “çılgın projesi”ni TESEV (Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı) raporunda çarpıcı ayrıntılarla anlatan dilbilimci Sevan Nişanyan bu duyguyu “yalnız ve çıplak” kelimeleriyle ifade ediiyor: Kollektif kimliklerin en önemlilerinden biri olan yerel kimliği tahrip etmek kişileri toplum içinde yalnız ve çıplak bırakmakla eşdeğerdir.
 
TESEV için hazırladığı Hayali Coğrafyalar: Cumhuriyet Döneminde Türkiye’de Değişen Yeradları raporu geçen hafta yayımlanan Nişanyan’la kadim isimlerin “boş” isimlerle değiştirilme sürecinin yanısıra bundan sonra neler yapılabileceğini de konuştuk.
 
Önce hasar tesbiti yapalım. Türkiye’de kaç köyün, ilçenin ismi değiştirildi?
 
İnanmayacaksınız ama bu sorunun tam cevabını bilen kimse yok. 1960-70 döneminde devletin yayımladığı listeler var ama bunlarda sadece 1960’daki büyük operasyonda değişenler listelenmiş. Önceki dönemde, özellikle münferit olarak değiştirilenlerin listesi yok. İstiklal Harbi’nde ve hemen sonrasında değiştirilenlerin listesi yok. Fakat kabaca, 40 bin köy diye hesaplarsak en azından 16 binin adı değiştirildi Cumhuriyet döneminde.
 
Daha çok hangi bölgelerde oldu isim değişikliği?
 
Büyük yoğunluk iki yerde oldu. Birincisi Kuzeydoğu; Trabzon, Rize, Artvin bölgesi. İkincisi Güneydoğu, Kürtçenin egemen olduğu bölgeler. Bu iki bölgede yer adlarının yüzde 75’ten fazlası değiştirildi. Oranın yüzde 80-85’i bulduğu yerler var. Fakat ülkenin her tarafında, Muğla’dan Yozgat’a kadar her yerde çok sayıda yer adı değiştirildi.
 
Yer adlarını değiştirirken haritalardan özellikle neyi silmeye çalışıyorlar?
 
Türkiye’nin Türk ve Müslüman olmayan geçmişine ait tüm izleri... Öncelikle biçim itibariyle Türkçeye benzemeyen, ne kadar yer adı varsa değiştirildi. İkincisi Akkilise, Keşişlik, Karamanastır gibi Türkçe olduğu halde Türkiye’nin Türk ve Müslüman olmayan geçmişine işaret eden yer adları değiştirildi.
 
Aynı zamanda Müslüman Türkiye’ye dair isimler silindi mi?
 
Kısa bir dönemdir o. 1933-34 gibi bir tarihte, anladığım kadarıyla tek bir emirle, tekke, tarikat ve şeyh unsurunu içeren yer adlarının hepsi değiştirildi. Ama bunlar 40-50 tanedir toputopu. Şaşılacak kadar çok Işıklar isimli köy vardır Türkiye’de. Bunların hepsi aslında “Şıhlar”dır.
 
Yer isimleri en yoğun hangi dönmede değiştirildi?
 
Büyük değiştirme operasyonu 1950- 60 yıllarında gerçekleşti. Ama proje, Enver Paşa’nın projesidir. İttihat Terakki döneminde 1913’te yürürlüğe sokuldu. Çok başarılı olamadı, 1916 gibi bir tarihte terk edildi. Ama birilerinin içinde kalmış anlaşılan. 1956’da Ad Değiştirme İhtisas Komisyonu kuruldu. 1959’da yasası çıkarıldı. Sonra isim listeleri hazırlandı ve 27 Mayıs darbesinden hemen sonra topyekün devreye sokuldu.
 
Ad Değiştirme Komisyonu’nda kimler vardı? Politikacılar var mıydı?
 
Hayır, hayır hiç politikacı yok. Üniversite mensupları, Dil Tarih Coğrafya bölümlerinden temsilciler, İçişleri Bakanlığı ve özellikle askeriye mensupları var. Derin devletin çok önemli bir operasyonu olduğu anlaşılıyor. Gerçekten ciddi bir ideolojik hamle. Bir ülkenin bütünüyle haritasının değiştirilmesi, dünya tarihinde benzeri olmayan bir iş. Olağanüstü bir çılgınlık eseri diyeceğimiz bir iktidar gösterisi. Atatürk zamanında bile böyle şeylere cesaret edememişler açıkça...
 
1980’lerde değiştirilmiyor mu yer isimleri?
 
80’den sonra değiştirilen yer adı çok azdır. Büyük değişim 1960’lı yıllarda tamamlandı fakat 70’lerde her şey gibi tavsadı. Doğudaki mezraların hepsine Türkçe isim 1960’larda verilmişti. Bunların çoğu uygulamaya girmemiş hatta bir kısmı unutulmuştu. 1980’den sonra bunlar empoze edildi, kesin şekilde uygulamaya konuldu.
 
Peki, eski yer isimlerini kafalardan silmek için neler yapıyorlardı?
 
Korkunç bir baskı düzeni getirilmiştir 60’ta. Eski adları içeren haritaların Türkiye’de basılması, satılması ve yurda ithal edilmesi yasaklanmıştır. Harita konusundaki sansür henüz kalkmış değildir. Harita basacaksanız Genelkurmay’a bağlı Harita Genel Komutanlığı’ndan ön izin almak zorundasınız. Yakın tarihe kadar o yerin eski adını kullanan işletmelere izin verilmiyordu. Örneğin Amed Lokantası “yassak”tı. Yanılıp da eski isimleri içeren tabelaları koyan insanlara soruşturma açıldı. Daha da çarpıcı olanı eski ve yeni adları gösteren tablo toplam olarak 2 kere yayımlandı ve bugün hiçbir kütüphanede bulmak mümkün değildir bu yayınları. (taraf)