Dr. Erdal Budak, 4 Şubat Dünya Kanser Günü nedeniyle, kısırlığa karşı yürütülen kanser hastalarında doğurganlığın korunması hakkında yapılan çalışmalara ilişkin bilgi verdi.

Dr. Budak’ın açıklamaları şöyle: “Meme kanseri ve lenfoma gibi bazı kanser türleri genç yaştaki insanları etkileyebiliyor. Tedavide sıklıkla kullanılan radyoterapi ve kemoterapi de ne yazık ki kısırlık sorununa ve erken menopoza neden oluyor. Günümüzde, yeni tedaviler sayesinde kanser hastalarının yaşam süreleri uzayabiliyor ve önemli bir kısmında tam iyileşme sağlanabiliyor, ancak bu kez de çocuk sahibi olamama sorunu ortaya çıkıyor. Neyse ki, son yıllarda tüp bebek tedavilerinde elde edilen başarılı sonuçlar sayesinde doğurganlığın korunması ile kanser hastaları ileride çocuk sahibi olabiliyor. Özellikle de kanser hastalığını yenen ve anne olmak isteyen genç yaştaki kadınlar bu programa yoğun ilgi gösteriyorlar. Kanser tedavisi öncesinde kadınlarda yumurta veya yumurtalık dokusu, erkeklerde ise sperm dondurularak doğurganlık korunuyor. Doğurganlığın korunması ile bu kişilerin ileride çocuk sahibi olabileceklerini bilmeleri, tedavi sürecinde hastaların mücadelelerinde önemli bir psikolojik destek sağlıyor”.

Psikolog İspanyol Pilar Dolz’un kanser hastalarında doğurganlığın korunmasına ilişkin araştırma sonuçlarına da değinen Dr. Erdal Budak, kanser tedavisi göreceğini öğrenen bir kişinin yumurta ya da sperm hücrelerini dondurabilmesinin, hastalığı geçici bir durum olarak görmesine ve hastalığı yeneceğini düşünmesine yardımcı olduğunu da belirtti.