Ha evlendi ha evlenecek derken nişanlısından ayrılan Hande Subaşı, hayranlarını çok şaşırttı. Ortada çok elle tutulur bir sorun olmamasına rağmen nişanlısından son bir yıldır ayrılmayı düşündüğünü söyleyen Subaşı"nın adı son günlerde aynı dizide başrolü paylaştığı, Rüzgâr Çetin"le anıldı. Haberlerin
dedikodu olduğunu söyleyen oyuncu, kalbini yeni aşklara kapamadığını ve uzun soluklu ilişkilere hazır olduğunu anlattı.

- Eski erkek arkadaşınızla beş yıldır nişanlıydınız. Askerden dönmesini beklediniz, evlenecektiniz ama ayrıldınız. Nasıl oldu?

Aslında ani bir karar değildi ayrılık. Son bir yıldır düşünüyordum. Ayrılığımız için bir sebep göstermek zor. Uzun yılların birikimiydi olan biten. Geleceğim için bir karar vermem gerekiyordu. O kararın sonucu ise ayrılık oldu. Arkadaş, dost kalalım gibi durumumuz yok; bittiyse bitmiştir. Herkes kendi yoluna gitti.

- Bu arada Sinan Çetin"in oğlu, Rüzgâr Çetin"le birlikte olduğunuz yazıldı, doğru mu?

Dizide birbirine âşık iki genci oynadığımız için, dizi aşkını gerçeğe uyarlamaya çalıştılar. Birlikte yemeğe çıktık, ama Rüzgâr sadece arkadaşım. Sette tanıştık, set dışında birbirini arayıp soran arkadaşlardan bile değiliz.

- Şimdiye kadar hep köylü, kasabalı karakterleri canlandırdınız, son sinema filminiz "Gelecekte Bir Gün"de ise şehirli bir kadını canlandırıyorsunuz...
Yadırgadınız mı bu durumu?

Evet, bu sefer ciddi bir değişiklik oldu. Şehirliyim! Modern, holdingi olan, babasıyla birlikte çalışan bir iş kadınını canlandırıyorum. Alışmışım
köylü karakterlerine, şehirli olmak tuhaf geldi.

-Köylü rollerine bürünmek şehirli bir kadın için zor mu?

Aslında değil, hatta eğlenceli yanları bile var. Babam Elazığlı. Ailemde kimse şiveli konuşmuyor, ama demek ki genlerden dolayı kolaylık sağlıyor.

-"Gelecekte Bir Gün" sizin için ne ifade ediyor?

Bu benim ikinci sinema filmim! Söylediğim gibi modern bir kadını canlandırıyorum burada. Aslında, insanın kendine benzeyen birini oynaması kolay gibi görünse de bence çok daha zor. Filmdeki rolüm de öyle abartılacak bir rol değil.

- Oyunculukta hızla ilerliyorsunuz. İzleyiciyi şaşırtacağınız rollerde de oynayacak mısınız?

Ben hüznü seviyorum. Ancak bir sit-com"da oynamayı da çok isterim. Arkadaşlarım bana komedi yapabileceğimi söylüyor. Bana göre, dram yanım daha ağır basıyor; ama bazen kendimi çok komik anlarda yakalıyorum. Komedide de başarılı olacağıma eminim.

"ÖNYARGILARIN FARKINDAYIM"

-"Mankenlikten oyunculuğa geçti" etiketi sizi rahatsız ediyor mu?

Hayır, etmiyor, çünkü ben çok emin adımlarla yere basıyorum. Mankenlikten geldiğim için yeni yeni açılmaya başladığımın farkındayım. Bakışların önyargılı olduğunu da elbette görebiliyorum, ama sabırlı olmak lazım.

- Mankenlik kariyerinize yavaş yavaş son mu veriyorsunuz?

Hayır, ama bir doymuşluk yaşıyorum. Bu yüzden çıkacağım işi titizlikle seçiyorum. Ara sıra podyumda olmak hoşuma gidiyor, ancak oyunculuğun yerini tutmuyor tabii.

- Pürüzsüz bir cildiniz var, selülit problemi yaşamıyorsunuz sanırım...

Henüz böyle bir sorunum olmadı. Spor yapmadığım halde fazla kilom ve selülitim yok. Eğer selülit oluşmaya başlarsa hemen kırmızı alarma geçer ve
önlemini alırım. Ancak bu durumun benim model olmamla bir ilgisi yok, eğer
model olmasaydım da bakımlı, az kilolu ve selülitsiz biri olurdum. Çünkü estetiğe önem veren bir kadınım.

"Kendimi ilişkilere kapamadım"

'Hande Subaşı nişanlısından ayrılmasının ardından hislerini şöyle anlatıyor: “Ben çok ağlayan bir kadınım. Geceleri çok kolay uykuya dalamadığımdan
kendime hikâyeler yaratır, yarattığım o drama bile ağlarım. Geçmişte yaşadığım bir olayı bugüne getirip ağlayabilirim, ama nedense bu ayrılığa ağlamadım. Hatta uzun zamandır düşünüldüğünden rahatlattı bile diyebilirim. Bizimki hüngür şangır biten bir ilişki olmadığından, ardından karalar bağlamayacağım. 25 yaşındayım, neden kendimi ilişkilere kapatayım
ki? Ama benim ilişkilerim hep uzun soluklu olmuştur. Günübirlik, haftalık, aylık ilişkiler tarzım değil. Zaten evlenmeyeceğimi düşündüğüm biriyle birlikte olmam.”

"Bildiğimi okurum"

“Annem her şeyimle ilgileniyor. Faturalarımı dahi ödüyor. O benden daha sıkı ve disiplinlidir bu konularda. Muhasebem, evin ihtiyaçları, sözleşmeler... Her şey, ama her şey... Annem her konuda fikrini söyler. Yakın çevremde fikirlerini
aldığım insanlar da vardır. Ama ben, çok sorup sonra kendi bildiğini okuyan
insanlardanım. Çünkü işin sonucu kötü olduğunda "Bu benim tercihimdi"
diyebilirim.” “Annem her şeyimle ilgileniyor. Faturalarımı dahi ödüyor. O benden daha sıkı ve disiplinlidir bu konularda. Muhasebem, evin ihtiyaçları,
sözleşmeler... Her şey, ama her şey... Annem her konuda fikrini söyler.
Yakın çevremde fikirlerini aldığım insanlar da vardır. Ama ben, çok sorup sonra kendi bildiğini okuyan insanlardanım. Çünkü işin sonucu kötü olduğunda, "Bu benim tercihimdir" diyebilirim. VATAN