Tekirdağ'da feci kaza! İki doktor hayatını kaybetti Tekirdağ'da feci kaza! İki doktor hayatını kaybetti
UEFA Uluslar B Ligi 4. Grup'ta A Milli Futbol Takımımız ilk maçta Galler'e konuk oldu. İlk dakikadan itibaren zorlu geçen maç 0-0 beraberlikle sonuçlandı. Milli futbolcu Barış Alper Yılmaz 62. dakikada kırmızı kart gördü ve 'Bizim Çocuklar' maçı 10 kişi tamamladı. Spor yazarları kritik karşılaşmayı değerlendirdi...

A Milli Takımımız, UEFA Uluslar B Ligi 4. Grup ilk maçında Galler'e konuk olduk. Maçın ilk yarısı 0-0 beraberlikle sonuçlanırken, 2. yarı daha iyi oynayan milli takımımızda Barış Alper'in gördüğü kırmızı kart sonrası 10 kişi kaldı. Maçın kalanında gol olmazken, grubun ilk maçında iki takım da sahadan birer puanla ayrıldı.

MONTELLA: KAYBETMEMEK ÇOK ÖNEMLİ

A Milli Futbol Takımı, UEFA Uluslar B Ligi 4. Grup’taki ilk maçında Galler ile deplasmanda 0-0 berabere kaldı. Uluslar B Ligi’ne beraberlikle başlayan ay-yıldızlılarda teknik direktör Vincenzo Montella, karşılaşmanın ardından basın toplantısında değerlendirmelerde bulundu. 10 kişi kaldıkları bir maçta beraberliğin çok kötü bir sonuç olmadığını belirterek sözlerine başlayan İtalyan çalıştırıcı, "Rakip topa sahip olmayı ilk yarıda bizden daha iyi başardı, daha tehlikeli gibi gözükse de çok fazla şut attıklarını da hatırlamıyorum.

Mert'in bir kurtarışı var sanırım. Futbolcular fizik ve zihinsel olarak da yorgunluk yaşıyorlar. Avrupa Şampiyonası'ndan sonra sadece bir hafta tatil yaptılar. Rakip takımdaki futbolcular daha dinlenmiş geldi. Sebeplerden biri bu, genel olarak ise memnun olduğumu söyleyebilirim. 10 kişi kaldıktan sonra organizasyonumuzla rakibin oyununa çok fazla izin vermedik. İki gün sonra çok önemli bir maça çıkacağız. İzlanda'ya karşı çok zor bir maç oynayacağız. İzlanda son olarak İngiltere'yi yenmişti. Tüm bu zorlukların içinde futbolcuları yakından takip ediyoruz, maçlarını izliyoruz. Bu zorlukların farkındayız, buna rağmen en iyisini yapacağız" diye konuştu.

HAKAN'DAN SAKATLIK AÇIKLAMASI

A Milli Takım'da kaptan Hakan Çalhanoğlu, Galler ile 0-0 sona eren karşılaşmayı değerlendirdi. Hakan Çalhanoğlu, "Maça istediğimiz gibi başlayamadık. Geriden daha iyi oyun kurabilirdik. Galler bizi zor duruma soktu. Fiziksel bir takım. İkinci yarı kırmızı karttan sonra biraz daha istekli oynadık. 1 puan aldık. Sonuçta buradan 1 puan almak önemli." dedi.

Sakatlığıyla ilgili gelen soruya cevap veren başarılı orta saha oyuncusu, "Çok şükür daha iyiyim. 4 gündür dinleniyorum. İyiyim. Diğer maçta oynayacağım inşallah." sözlerini sarf etti. Arda Güler'in en iyi genç oyuncu listesinde olması ve kendisinin Ballon d'Or adayları listesinde olmasıyla ilgili soruya cevap veren yıldız futbolcu, "İkimiz de çok mutluyuz. Bizler, takımdaki arkadaşlarım ülkemizi en iyi şekilde temsil etmek istiyoruz. Yıldıray Ağabey ile aram çok iyidir, sık sık arar. Daha henüz konuşmadık. Ama geçen de birlikte tatildeydik. Bana çok yardımcı oluyor. Çok mutluyum. Zor biliyorum ama o listede olmak da ayrı bir gurur benim için." dedi.

A Milli Takımımızın Uluslar B Ligi 4. Grup ilk maçında Galler ile 0-0 berabere kaldığı karşılaşmayı spor yazarları değerlendirdi.

YOLCULUK SÜRÜYOR | CEM DİZDAR - FANATİK

Futbol, bizde değil belki ama yarışmaya kalktığımız ülkelerde nicedir antrenman ve taktik oyunu olarak zuhur ediyor. Ne var ki biz, problemleri ağırlıklı olarak ‘’yetenek’’ ya da ‘’motivasyon’’la çözmeye alıştırılmış oyuncularla icra ediyoruz bu oyunu. Dün gece Galler hücumda savunmacılarını, örneğin sağ bek görünümlü Connor Roberts’i, savunmada ise hücumcu Sorba Thomas ya da Brennan Johnson’u kullandı sık sık.

Bu durum oyuncuların sabit pozisyonlarının olmadığını gösterdiği gibi futbolcuların farklı pozisyonları oynayabilmek için geçirdikleri evrimi de gözler önüne koyuyordu. Bu taktik çeşitlilik uzun süre milli takımı bocalattı. Kim nereye gideceğini, kime yakın oynayacağını bulana kadar 40. dakikaya ulaşıldı. Beri yandan ülkede ağırlıklı olarak beğenilmiyor olsa da ‘Ballon D’or adayı’’ (!) Hakan Çalhanoğlu gibi ‘’oyun inşa’’ eden bir futbolcunun yokluğunun önemini de net olarak görmüş olduk. Çalhanoğlu’nun yokluğunda topu elde gerektiği kadar tutmak da mümkün olamadı.

İyiden iyiye bozuldu

İkinci devre de ilkinden farklı devam etmiyordu. Fark, daha az ‘’büyük tehlike’’ verilmiyor oluşuydu. Yoksa yine ev sahibi topla oynuyor milliler savunup, kontra - ya da geçiş oyunu - kovalıyordu. Üstüne üstlük 62. dakikada Barış Alper Yılmaz ilkini yersiz aldığı sarı kartın ikincisi alıp oyun dışı kalınca oyunun dengesi iyiden iyiye milliler aleyhine bozuldu. Tüm bu olumsuzluklara rağmen maç berabere bitti ama bunda millilerin payı rakibin hücum alanındaki tuhaf etkisizliğiyle kıyaslandığında hayli düşüktü. Öyle ya da böyle, yolculuk sürüyor!… Yani, ‘’Görecek günler var daha’’!..

DAHA İYİ BİR SONUÇ OLAMAZ | METİN KARABAŞ - FANATİK

Galler maça çok iyi başladı. Orta alanın kontrolünü sağlayan ev sahibi takım uyguladığı ön alan baskısı ile kalemizde tehlikeler yarattı. Biz ise sahanın hiçbir alanında varlık gösteremedik. Ay-Yıldızlılar ne rakip karşılamada ne de oyun kurma konusunda başarılı oldu. Birbirinden uzak görünen Milliler, topla rakip yarı alana geçmekte dahi zorlandı. 17. dakikada gole çok yaklaşan Galler’de Rodon altı pastan topu auta gönderdi. İlk yarı boyunca futbol adına hiçbir şeyi yapamazken kalemizde gol görmememiz büyük şanstı. İlk 45 dakika başladığı gibi 0-0 sonuçlandı.

On kişi direndik

İkinci yarıya daha derli toplu başlasak da, ilerleyen dakikalarda kontrolü yine rakibimize verdik. Bu yarıda orta alanda Galler’i daha iyi karşılasak da çok fazla top kaybı yapınca ileride etkili olamadık. 62’de Barış Alper ikinci sarı karttan oyun dışında kalınca işimiz daha da zorlaştı. Son bölümde Galler baskısını arttırdı. Bu anlarda ise oyun sakatlıklar ve fauller nedeniyle sık sık durdu. Takım olarak son derece kötü bir performansın ardından rakibimizden gol yememeyi başardık. Bu kadar kötü bir oyun sonrası alınan bir puanın son derece kıymetli olduğunu söylemek gerekir. Fakat bir gerçek var ki her zaman bu kadar şanslı olmayız. Montella ve ekibi umarım gerekli dersleri alır ve bu tabloyu bir daha yaşatmazlar.

KADROSUZ OYUN | ATTİLA GÖKÇE - MİLLİYET

Montella’nın inat haline getirdiği yerleştirmeye ısrar ettiği bir anlayışı var: Santforsuz oyun... Elbette hocanın bu tercihine saygı duymalıyız. Avrupa Futbol Şampiyonası’nda denemeye çalıştığı, Uluslar Ligi’nde ise daha kesin uygulamalarla yerleştirmek istediği bu yeni oyun biçimi bizi oldukça uğraştıracak. Dünkü oyuna baktığımızda Barış Alper Yılmaz gibi bir kıymetin sahte 9 rolüyle adeta ezberini kaybettiğini gördük. Vurucu, şutör oyuncularda da hayat belirtileri yoktu. Montella, maçın 62. dakikasında Hakan Çalhanoğlu’nu oyuna sokarken hesapta olmayan bir darbe de yedik. Barış Alper Yılmaz ikinci sarı ile kırmızıyı gördü ve oyun dışında kaldı. Dostça söyleyeyim, Barış Alper’i dün hiç beğenmedim. Hakemle diyalogları, anlamsız itiraz ve isyan halleri, salla pati oyun anlayışı kendisine hiç yakışmıyordu. Katkıda bulunayım derken takımın 10 kişi kalmasına, oyun bakımından da kalite kaybına neden oldu.

Montella’nın geç uyanışını hayretle izledik. Milli Takımın maça başlayan “zorunlu” kadrosu “sorunlu” bir oyun yaratmıştı. Oyunu Galler oynuyor, biz ilkel paniklerle dengeyi tutmaya çalışıyorduk. Montella, oyunun başında kadroda yer alması gereken Kerem, Okay, Emirhan ve İrfan Can’ı oyuna geç aldı. 62’de Çalhanoğlu’nun girdiğini de düşünecek olursak aslar kenarda beklerken o kötü ve yetersiz oyunu ısrarla sürdüren takım 7’den 70’e tüm futbolseverlere korkulu anlar yaşattı. Milli Takımda emek terleri döken tüm oyunculara saygımız var ancak zaman zaman temaslı oyunu unutarak rakibe daha rahat pas yapmasını, pozisyon oluşturmasını sağlıyor. Artık bize yakışmayan bu gevşek oyundan vazgeçmeliyiz. Montella’nın sonradan oyuna soktuğu adamlar maçın başında sahada olsaydı en azından gol heyecanını yaşayabilirdik. İlle de beraberlik olacaksa gollüsünü tercih ederdik. Her neyse... Şimdi İzmir’de İzlanda maçı var. Dileyelim ki, Göztepe’nin unutulmaz kaptanı Gürsel Aksel’in ruhu bize enerji, dinamizm ve gol şansı versin...

GARY SPEED İÇİN OYNADILAR | UĞUR MELEKE - HÜRRİYET

Kötü gecenin tek tesellisi belki 9 puanı bile hak etmediğimiz Cardiff'ten 1 puanla çıkmamız. Dün akşam Galler Milli Takımı'nın başında ilk maçına çıkan 45 yaşındaki Craig Bellamy, bir kaç ay önce federasyon yetkililerini ikna için yaptığı sunumun ilk sayfasında şu cümleyi kullanmış: "Gary Speed için oynayacağız". Yaşı tutanlar anımsayacaklardır. Merhum Gary Speed, futbolculuğunda bir Premier Lig efsanesiydi. Teknik direktör olarak da Galler'i Avrupa'nın dibinden alıp yarışmacı seviyeye taşıyan adam olarak bilinir. Yarım asır boyunca büyük turnuvalara gidemeyen Galler’i kıtanın üst seviye rekabeti içine sokmuş, sonra da maalesef genç yaşta canına kıymıştır.

10-0-0'IN ÖTESİNE GEÇEMEDİK

Craig Bellamy, merhum Speed’in hem takım arkadaşı, hem de öğrencisi olmuş milli takımda. Belli ki bu yaz ulusal takımın başına geçer geçmez de oyuncu grubuna bir “Speed ruhu” aşılamaya çalışmış. Dün Cardiff’te oynadıkları iştahlı oyun, tekmeye kafa sokan anlayış, gerçekten de soyunma odasında bir şeylerin değiştiğinin göstergesi gibiydi. Bizim çocuklar, uzun zamandır bir maçın ilk 45’inde bu kadar silik kalıp, bu kadar topun peşinde koşmamışlardı. Galler santrforsuz bir 4-6-0 oynadı dün. Bellamy, ilk 11’de klasik bir santrfor başlatmadı, Ramsey ve Wilson’ı önde serbest oynattı, adeta orta sahayı altıladı. Bizse kağıt üzerinde 3-4-3 görünen ama realitede 10-0-0’ın ötesine geçemeyen bir hale razı olduk.