Arınç’a suikast iddiasıyla ilgili Kozmik Oda’ya girildiği hatırlatılırken “Soruşturmanın akıbeti öğrenilemedi. Bu tasarı yasalaştığında belirsizliğin üzerine 100 yıllık sünger çekilir” denildi.

TBMM AB Uyum Komisyonu'nda kabul edilen ve devlet sırrı kapsamını genişlettiği gerekçesiyle tartışmaya yol açan Devlet Sırrı Kanun Tasarısı'na komisyonun CHP'li üyeleri şerh düştü. CHP'liler, "Devlet sırrı tabiri o kadar muğlak tanımlanmış ki her faaliyetin devlet sırrı niteliğine sahip olmasının yolu açılmıştır" uyarısında bulundu.

Komisyon Başkan Vekili, İstanbul Milletvekili Umut Oran, komisyon üyeleri İzmir milletvekilleri Oğuz Oyan ve Aykan Erdemir'in karşı oy yazısında, "devlet sırrı veya gizlilik" kapsam ve tanımlarının geniş tutulduğuna dikkat çekilirken, "Dışarıda neredeyse hiçbir bilgi ve belge türü kalmamaktadır. Böylesine geniş, soyut, genel bir devlet sırrı perdelemesi demokratik toplumlara özgü değildir" denildi. Düzenlemenin 'süper başbakanlık' sonucu doğuracağı, yetki ve denetleme bakımından AB ülkelerinde bulunmayan modelin Türkiye'ye getirileceğine de işaret edildi.

Karşı oy yazısında, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a suikast iddiaları ile ilgili olarak Genelkurmay Başkanlığı'nın "kozmik odasına" dahi girilebildiği ancak soruşturmanın akıbetinin ne olduğunun hala öğrenilemediği hatırlatılırken "Bu tasarı yasalaştığında belirsizliğin üzerine 100 yıllık sünger çekilecektir" ifadesi kullanıldı.

YARGIYA AÇIK DEĞİL

Türkiye'de, Bilgi Edinme Hakkı Kanunu'nun göstermelik biçimde uygulama alanı bulduğu belirtilirken Devlet Sırrı Kanunu ile kamuoyunun bilgiye ulaşma hakkının iyice kısıtlanacağı ve kısmi saydamlık örneklerinin dahi artık görülemeyeceği vurgulandı.

Devlet Sırrı Kurulu ve Üst Kurulu'nda, "denetimin sağlanması" açısından AB Bakanlığı Müsteşarı ile İnsan Hakları Kurumu Başkanı'nın yer alması gerektiği belirtilerek şöyle devam edildi: "Bu yapı, denetime ve bağımsız yargıya esas itibariyle açık değildir. Dolayısıyla anti-demokratiktir, hukuk devleti ilkelerine, Anayasanın ikinci kısmında yer alan 'Temel Haklar ve Ödevler' başlığı altında güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerin korunmasına ve geliştirilmesine aykırıdır" denildi.

DEVLET SIRRI'NA ÜST LİMİT GETİRİLMELİ

Düzenlemenin 7. maddesinde, sürelerin "devlet sırrı niteliği süreli olarak verilenlerde" 75 (yetmişbeş) yıla kadar; "devlet sırrı niteliği süresiz olarak verilenlerde" ise sonsuza kadar uzatılabilme imkanına dikkat çekilirken, şu uyarıda bulunuldu:

"Süresiz devlet sırrı düzenlemesi AİHM'nin 'özgürlüğün sınırlandırılmasında orantılılık' ilkesiyle çelişmektedir. Süresiz devlet sırrı düzenlemesinin kaldırılarak muhakkak şekilde tüm devlet sırlarına bir üst limit getirilmesi bir zorunluluktur."

HABER: EZELHAN ÜSTÜNKAYA-BUGÜN GAZETESİ