“İrtica ile Mücadale Eylem Planı” belgesinde ıslak imzası bulunduğu ileri sürülen ve iki kez tutuklandıktan sonra serbest kalan Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek, dün Ergenekon soruşturmasının yürütüldüğü Beşiktaş"taki İstanbul Adliyesi"nin önünden geçerken gazetecilere yakalandı.
Sorular üzerine “İrticayla Mücadele Eylem Planı”ndaki ıslak imzanın kendisine ait olmadığını söyleyen Çiçek, Adli Tıp Kurumu"nun raporunun Genelkurmay Başkanlığı"na gönderilmemesini eleştirdi. Çiçek, “Tek raporla olmaz. Genelkurmay kaç sefer istedi, niye göndermiyorlar? Suç işliyorlar. Benim için bu soruşturma bitmiştir. Soruşturma falan yok” dedi. Gazetecilerin ısrarlı takipleri sonucu Çiçek ve yanındaki kişi, yoldan çevirdikleri ve içinde müşteri olan bir taksiye binip uzaklaştı.

Gazeteciler fark etti
Ergenekon soruşturması kapsamında dün ifade veren Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu"nun, Beşiktaş"taki adliye binasından ayrılmasından bir süre sonra, gazeteciler caddenin karşı tarafında Kurmay Albay Dursun Çiçek"i fark etti. Görev yeri Ankara olan ve bu şehirde yaşayan Çiçek, sivil kıyafetleriyle adliyenin bulunduğu cadde üzerinde, yanında bir kişiyle yürüyordu.
Albay Çiçek, kendisini fark edip bir süre takip eden gazetecilerin bazı sorularına cevap verirken bazı sorularını yanıtsız bıraktı.
Gazetecilerin Çiçek"e sorduğu sorular ve yanıtları şöyle:
- Çiçek: Yanlış adamı çekiyorsun yanlış.
- Çiçek: Ben Dursun Bey değilim (Tebessüm ediyor)
Albay Dursun Çiçek bir süre yürüyor. Muhabir ve kameramanlar ısrarla takibi sürdürüyor. Bu sırada Çiçek, havada tek elini sallayarak, konuşmayacağı mesajı veriyor. Çiçek"in önünde yürüyen siyah şapkalı kişi de eliyle bir kamerayı kapatarak görüntü almasını engellemeye çalışıyor. Ancak, muhabirler Çiçek"in çevresini yeniden sarıyor.
Çiçek, muhabirlerin ısrarlı takibi üzerine kendisine uzatılan mikrofonlara konuşarak soruları cevaplıyor.
İşte Çiçek ile muhabirlerin ilginç diyaloğu:
- Niçin geldiniz?
- Dursun Çiçek: Şahsi bir işimiz var onun için geldik.
- Muhabir: İstanbul Adliyesi"nde mi?
- Çiçek: Hayır. Adliyeyle işimiz yok.
- Muhabir:Peki şu an ne yapıyorsunuz?
- Çiçek: Görevimdeyim. Deniz Kuvvetleri"nde.
- Muhabir: Sizinle ilgili çok sayıda yazılar, makaleler çıktı. Bazı iddialarda bulunuldu. Bunlarla ilgili hiçbir şey söylemeyecek misiniz?
- Çiçek: Genelkurmay açıkladı. Hepsi palavra, hepsi yalan.

"İncelemeye niye göndermediler"
- Muhabir: Bir daha soracağım. Bu imza size mi ait?
- Çiçek: Hayır. Ne öyle bir şey hazırladık ne öyle bir belgeye imza attık.
- G.: Hükümeti yıkmaya teşebbüs ettiniz mi?
- D.Ç.: Hayır. Öyle bir şey olur mu? Hakkımdaki iddialar ve yazılıp çizilenler kesinlikle doğru değil.
- G.: Islak imzanın size ait olduğuna dair Adli Tıp Kurumu raporu var. Buna ne diyeceksiniz?
- D.Ç.: Neden gelen raporu Genelkurmay Başkanlığı"na yollamıyorlar. Ben tek raporu kabul etmiyorum. İmza kesinlikle bana ait değil. Niye incelemeye göndermiyorlar? Gerçekse göndersinler, çok güveniyorlarsa göndersinler. Tek raporla olmaz. Kurum da kabul etmiyor. Biz de etmiyoruz. Genelkurmay kaç sefer istedi, niye göndermiyorlar. Suç işliyorlar. Benim için bu soruşturma bitmiştir. Soruşturma falan yok.
- G.: Hakkınızda iddianame hazırlanırsa buna ne diyeceksiniz?
- D.Ç.: O savcı suç işlemiş olur.

"Genelkurmay"a sorun"
- G.: Kozmik odada yapılan aramalar ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç"a yönelik suikast iddiaları bilerek mi gündeme getiriliyor?
- D.Ç.: Bu siyasidir. Siyasi konularla ilgim yok. Bu konulara cevap vermeyeceğim.
- G.: Şu anda ne yapıyorsunuz?
- D.Ç.: Deniz Kuvvetleri Komutanlığı"ndaki görevimin başındayım.
- G.: Oğlunuzla görüşüyor musunuz?
- D.Ç.: Tatilde yanımdaydı.
- G.: Oğlunuzun açıklamalarıyla ilgili olarak ne diyeceksiniz?
- D.Ç.: Oğlumla görüşlerimiz aynı. Değişen bir şey yok. Yanıma tatile geldi.
- G.: Seferberlik Bölge Başkanlığı"ndaki aramaların sizin olduğu iddia edilen İrticayla Mücadele Eylem Planı ile bir bağlantısı var mı?
- D.Ç.: Başka söyleyeceğim bir şey yok.
- G.: Kozmik odadaki aramalara ilişkin bir şey söyleyecek misiniz?
- D.Ç.: Onu gidin Genelkurmay"a sorun.
- G.: Biraz önce Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu geldi ve ifade verdi. Ne diyeceksiniz?
- D.Ç.: Bizim dışımızda şeyler. Gidin haberinizi takip edin, oldu mu?
Beşiktaş"tan Ortaköy"e doğru bir yakını ile birlikte yürüdüğü sırada basın mensuplarının sorularını cevaplandıran Çiçek, gazetecilerin yoğun ilgisinden uzaklaşmak için kısa bir süreliğine Çırağan Sarayı bahçesine girdi.
Çiçek daha sonra yanındaki kişiyle birlikte yoldan çevirdiği ancak içinde müşteri bulunan taksiye binerek uzaklaştı.

Alemdaroğlu da geçmişti
Ergenekon soruşturması kapsamında 7 Ocak 2009"da eski Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri emekli Orgeneral Tuncer Kılınç, eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz ve eski Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin"in de aralarında bulunduğu 40 kişi gözaltına alınmıştı. Bu kişilerin Beşiktaş"taki İstanbul Adliyesi"ne sevk edildiği 10 Ocak"ta Ergenekon davasının tutuksuz sanıklarından eski İstanbul Üniversitesi (İÜ) Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu da adliye yakınından geçmişti. Basın mensuplarının fark ederek görüntülediği Alemdaroğlu, bir gazetecinin, soruşturma kapsamında eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz"ün gözaltına alınması konusundaki düşüncelerini sorması üzerine Alemdaroğlu, “Gelinen bu noktaya "Allah" diyorum. Takdiri kamuoyuna bırakıyorum” şeklinde konuşmuştu./milliyet