Tayland'da henüz sütten bile kesilmemişken ayrılmak zorunda kalmıştı. Orada ailesiyle birlikte yaşıyordu; kız kardeşleri, kuzenleri, teyzeleri ve annesi vardı. Birbirlerine sarılıyor, hep beraber sohbet ediyor, oynuyorlardı. Yeni evinde ise kimsesi yoktu. Mavili siyahlı puantiyeli elbisesiyle ziyaretçilerine çeşitli gösteriler yapıyor, sırtına binen çocukları gezdiriyordu.
Bugün artık 50'li yaşlarında olduğundan emekliye ayrılmış durumda. Ancak hayatın tadını çıkarabildiğini söylemek zor. Halen aynı yerde yaşıyor. Bu hayata o kadar alışmış ki kendisine ayrılmış dört tarafı bambularla çevrili küçücük arazinin önünden geçen trenlere "el sallamayı" ihmal etmiyor. O sırada trendeki yolcuları bilgilendirmekle görevlinin ezberden söylediği şu cümleler duyuluyor: