AK Parti Grup Başkanvekili Nihat Ergün, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, kendisine yönelik sözleri nedeniyle CHP İzmir Milletvekili Canan arıtman hakkında dava açmasını değerlendirirken, ''Sayın Cumhurbaşkanımızın dava açmış olması, daha çok vatandaşlara, 'hukuk yoluyla bu tür işlerde haklarınızı arayın' anlamına gelen bir işaret sayılabilir. Başka bir anlam yüklenmesi doğru olmaz'' dedi.

TBMM'de yeni hizmete giren açık ofisi ziyaret eden Ergün, Parlamento Muhabirleri Derneği (PMD) Başkanı Göksel Bozkurt ve yönetim kurulu üyeleriyle sohbet etti.

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Ergün, Bağımsız Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in İzmir'de yaptığı açıklamaları nasıl değerlendirdiği sorusuna, eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün bir gazetede çok güzel bir değerlendirmesi olduğunu belirterek, ''Mevlana'dan bir şiir okumuş; aslında o, bu tür durumlar için çok açıklayıcı bir değerlendirme'' diye konuştu.

Mevlana'nın ''Suskunluğum asaletimdendir/Her lafa verecek cevabım vardır/Lakin lafa bakarım, laf mı diye/Adama bakarım adam mı diye'' dizelerini okuyan Ergün, şunları söyledi:

''Bu değerlendirme bence yeter... Onlar (Genç'in sözleri) çok yakışıksız değerlendirmeler. Milletvekili arkadaşlarla ilgili yapmış olduğu değerlendirme, 'parlamentoda bazı milletvekillerinin alnına kurşun sıkmak lazım. O kadar hakaret ediyoruz, hakaretlerimize aldırmıyorlar...' Hakaretlerinize aldırmıyorlarsa size bulaşmak istemediklerindendir. Yoksa; kimse, onları taşımaz ve gerekli tepkiyi de gösterirler. Ama Parlamentoda o tür yaklaşımlara verilecek olan karşılık bu değil. Parlamentonun seviyesine uygun olmayan yaklaşımlar olduğu için kimse karşılık vermiyor. Bu sözler onun kendi pozisyonunu ortaya koyan sözlerdir. Genç'i herkes tanıyor. Kendi memleketi de Türkiye de yakından biliyor. ''

Genç'in, ''Tunceli'nin imajını bozan bir tutum içinde olduğunu, Tunceli'yi iyi tanımlayan davranışla hareket etmediğini'' öne süren Ergün, ''Tunceli'nin imajını bozuyor. Toplumun Kamer Genç'e bakarak Tunceli'yi değerlendirmesini de doğru bulmam. Tunceli, Kamer Genç'ten ibaret değil'' dedi.

-''BİR SONUÇ ÇIKMAZ''-

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, kendisine yönelik sözleri nedeniyle CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman hakkında 1 YTL'lik tazminat davası açmasını nasıl değerlendirdiği ve bundan bir sonuç çıkıp çıkmayacağı sorusuna karşılık Ergün, ''Bir sonuç çıkmaz. Ancak, vatandaşlara bir hak arama yolunun Cumhurbaşkanlığı tarafından da gösterilesi anlamına gelir. Vatandaşlar, kendilerine dönük böyle davranış sergileyenler olursa, 'Türkiye'de yargı var, mahkeme var, haklarını mahkemelerde arasınlar'a işaret etmek acısından böyle bir dava açılmış olabilir'' diye konuştu.

Ergün, konuyla ilgili sözlerini şöyle sürdürdü:

''Türkiye'de bir parlamenterin Cumhurbaşkanı'nı sevmiyor olması, icraatlarını beğenmiyor olması başka bir şeydir, hakaret etmek amacıyla gerçeği yansıtmayan bazı ifadelerde bulunması, değerlendirmeler yapması da hiç yakışan bir şey değil. Canan Arıtman bunu ilk defa da yapmıyor. CHP'yi de rahatsız eden bir boyutta defalarca yapmış olduğu bazı girişimler var. Daha önce kadınlarla ilgili bazı yaklaşımları olmuştu. Şimdi CHP, kadınlarla ilgili çok daha farklı bir eğilim içine girmiş bulunuyor. Canan Arıtman ile taban tabana zıt bir değerlendirme.

Kaldı ki Türkiye, imparatorluk bakiyesi bir ülkedir. Osmanlı İmparatorluğu'nun geniş coğrafyasında ne kadar etnik ve dini unsur varsa, bir yönüyle hemen hemen bunların yansıması büyük çapta Türkiye Cumhuriyeti toprakları içerisinde de vardır. Bu nedenle Türkiye'de insanları etnik ve dini kimliklerine göre değerlendirmek, tasnif etmek son derece yanlış bir şeydir. Etnik ve dini kimlik değerlendirmesi yapmak, hatta birisini küçümseyen tarzda bir değerlendirme yapmak, Türkiye'nin bütünlüğü, birlik ve beraberliği açısından da son derece yakışıksız bir durumdur. Hele bunlar, aslı olmayan değerlendirmelerse... Türkiye'de siyasetçinin kalitesini de başkalarının nasıl algılayacağını bize göstermektedir.

Türkiye'de siyasi işlevin içinde bulunanlar, parlamentoda bulunanlar, buna en çok dikkat etmesi gerekenlerdir. Hatta toplumda bazı dikkat etmeyenler olursa bile, parlamento, siyasetçi, siyaset kurumu bu konuda herkesten daha hassas davranmalı ve dikkatsiz kesimleri uyarmalıdır. Ama maalesef bazı kişilerin, -başta Arıtman olmak üzere- bu konuda çok farklı bir yerde durdukları, parlamentoya, siyasetçiye, milletvekiline yakışmayan bir tutumu defalarca sergilediklerini görüyoruz. O açıdan Sayın Cumhurbaşkanımızın dava açmış olması, daha çok vatandaşlara, 'hukuk yoluyla bu tür işlerde haklarınızı arayın' anlamına gelen bir işaret sayılabilir. Başka bir anlam yüklenmesi doğru olmaz.''

-''ASLI OLSAYDI DA BİR ŞEY FARKETMEZDİ''-

Ergün, ''(Aslı olmayan) dediniz, aslı olsa ne olur? Ermeni demek bir hakaret mi?'' sorusuna ''elbette değil'' karşılığını vererek, şunları kaydetti:

''Zaten ben onu açIklamaya çalıştım. Türkiye'de Ermeni vatandaşlarımız da var, annesi Ermeni, babası Türk olan vatandaşlarımız da var. Başka etnik kesimlerden olan vatandaşlarımız da var. Birisini aldığınız zaman, bakıyorsunuz annesi dedesi, anne tarafından akrabaları çok farklı etnik ve dini kesimlerden olabiliyor. İmparatorluk bakiyesi bir ülke olmaya, bu nedenle işaret ettim ben. Olsaydı da bir şey fark etmezdi. Olsaydı da kimsenin bunu aşağılayıcı unsur olarak değerlendirmeye hakkı olamazdı. Bugün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının her biri, etnik ve dini kökenleri itibarıyla saygıdeğer vatandaşlardır. Hiç bir tanesine, kimsenin bu sebeple saygısızlık etmeye, özellikle bu sebeple hakaret etmeye hakkı olamaz. Hiçbir sebeple saygısızlık edilemez ama bu sebeple hiç edilemez.''

-''TELEVİZYONLARDA SON ZAMANLARDAKİ TARTIŞMALAR, BİZİM PARTİDEKİ ÇALIŞMA SÜRECİNİ ETKİLEYEN TARTIŞMALAR DEĞİLDİR''



AK Parti Grup Başkanvekili Nihat Ergün, AK Parti'nin yerel seçimlerde belediyelerde göstereceği adaylarla ilgili çalışmanın sürdüğünü, televizyonlardaki tartışmaların bu süreci etkilemediğini belirterek, ''Biz, o tartışmalardan biraz da bağımsız olarak karar sürecimizi yürütüyoruz. Farklı kriter, bakış açılarımız ve ölçülerimiz var'' dedi.

TBMM'de hizmete giren açık ofisi ziyaret eden Ergün, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin ''Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı bir türlü açıklanmıyor. AK Parti, Ankara'da yoluna Melih Gökçek ile devam eder mi?'' sorusuna Ergün, süreçle ilgili olarak kendilerinin uyguladığı bir prosedür olduğunu belirterek, bu prosedürün tamamlandığı yerlerde adayların açıklandığını kaydetti.

Büyükşehirlerde, mevcut belediye başkanları hakkında teşkilatın eğilimini, milletvekilleri ve kamuoyunun görüşlerini alan, partinin buralarla ilgili 5 yıllını rapor haline getiren bir çalışma yöntemleri olduğunu anlatan Ergün, bu yöntemin tamamlandığı yerlerde adayların ilan edildiğini hatırlattı. Ergün, 5 yerde sürecin tamamlandığını ve adayların ilan edildiğini, bazı yerlerde ise sürecin devam ettiğine işaret ederek, Ankara'nın da bunlardan biri olduğunu vurguladı.

Süreçte, kamuoyu araştırmaları yapıldığını, milletvekillerinin görüşlerinin alındığına dikkati çeken Ergün, ''Karar, ya devam edilmesi ya da diğer aday adaylarla birlikte değerlendirilecekse sonuca ulaşılması şeklinde olacaktır. Dolayısıyla çalışmalar ne zaman tamamlanırsa, Ankara için açıklama o zaman yapılır. Süreç devam ediyor, süreç devam ederken bir takvim veremeyiz, vermemiz doğru olmaz. Çalışmaların tamamlanmasını beklemek lazım''diye konuştu.

-''TARTIŞMALARDAN BAĞIMSIZ OLARAK SÜRECİ YÜRÜTÜYORUZ''-

CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu ile Melih Gökçek arasındaki tartışmayı nasıl bulduğu, yapılacak değerlendirmede bunun etkili olup olmayacağı sorusunu da Ergün, şöyle yanıtladı:

''Bunlar bizim çalışmamız dışındaki gelişmeler. Büyükşehir Belediye Başkanı ile tartışmak isteyenler, bu tartışmalarını elbette yürütürler. O tartışmaların sonucunda kamuoyunun da bir kanaati oluşur. Tartışmada kim nasıl davrandı, ne dedi, kime hak verecek kamuoyu? Bunlar kamuoyunun yapacağı değerlendirmelerdir. Ama bizim işlettiğimiz prosedürle ilgisi olmayan konulardır. Bizim işlettiğimiz prosedür, daha çok bugüne kadar, 4-5 yıl içindeki çalışmaları içeren, bütün belediye başkanı eylemlerini, tavır ve davranışlarını içeren, kamuoyu yoklamalarında ortaya çıkan sonuçlardır. Parti teşkilatının söylediği sözlerdir, ortaya çıkardığı kanaattir ve milletvekillerinin görüşleri ile parti genel merkezinin yaptığı gözlem ve analiz raporları, bu çerçevede verilecek olan karardır. Onun için televizyonlarda son zamanlardaki tartışmaların bizim partideki çalışma sürecini etkileyen tartışmalar olmadığını ifade etmek isterim.

Biz o tartışmalardan biraz da bağımsız olarak karar sürecimizi yürütüyoruz. Farklı kriter, farklı bakış açılarımız ve farklı ölçülerimiz var. O tartışmalar eğer kamuoyunu olumlu veya olumsuz bir biçimde etkiliyorsa, o zaten bizim karşımıza kamuoyu araştırmaları vasıtasıyla çıkacaktır. Orada ne çıkacağı bizim için önemlidir. Yoksa kendi değerlendirmemiz tek başına objektif olmayabilir. Kamuoyunun nasıl değerlendirdiği zaten kamuoyu araştırmalarına yansıyacaktır.''

-''PARTİYE ZARAR VERİP VERMEDİĞİ DE ARAŞTIRMALARDA ÇIKAR''-

Bir gazetecinin ''Tartışmaların partiye zarar verdiğini düşünüyor musunuz?'' sorusuna karşılık Ergün, şunları söyledi:

''Eğer verdiyse bunu yapılacak araştırmalar ortaya koyacaktır. Siyasi parti yetkilisinin çokça tartışmaların içinde olması ya da partililerin kendi içinde tartışma olması, kamuoyunda can sıkıcı bazı tabloların oluşmasına yol açıyor. Bunlardan biri, geçmişteki Büyükşehir-Keçiören tartışmalarıdır. Tartışmaların can sıkıcı tarafı var. Ama onun partiye ne ölçüde zarar, ne ölçüde yarar getirdiğini ölçecek mekanizma da var. Bunlar da kamuoyu araştırmalarıdır. Kamuoyu, bütün bu olanı biteni nasıl değerlendirmiştir, bizim önümüze somut veri olarak bunu koyacaktır. Bu somut veri, bizim için daha iyi bir ölçü.''

Ergün, bir gazetecinin ''Zafer Çağlayan ve Veysel Tiryaki gibi 3. bir isim olup olmayacağı'' sorusunu yanıtlarken, belediyelerin AK Parti'de olduğu büyükşehirlerde, diğer isimlerle ilgili değerlendirmenin söz konusu olmadığını söyledi. Ergün, kendilerinin yürüttüğü çalışmaların, mevcut belediye başkanlarıyla ilgili olduğunu hatırlatarak, diğer isimleri birbirleriyle yarıştıran bir değerlendirme yapmadıklarını ifada etti.

Yürütülen çalışmanın görevdeki belediye başkanlarının kamuoyu ve teşkilattaki durumunun ne olduğuna yönelik olduğunu belirten Ergün, şunları kaydetti:

''Bu arkadaşlarla yola devam etmeye kesin olarak karar verebiliyor muyuz, yoksa biraz daha çalışmayı sürdürüp, diğer aday adaylarıyla birlikte bir değerlendirme yapmalı mıyız? Bunun kararı safhasındayız. Açıklanan yerlerde demek ki diğer aday adaylarla birlikte değerlendirme yapılması kararı verilmemiş ve mevcutlarla devam kararı verilmiştir. Açıklanmayan yerlerle ilgili henüz bir karar verilmedi. Eğer mevcutlarla devam kararı verilecekse, herhalde birkaç gün içinde onlar da açıklanmış olacaktır. Ama 'diğer aday adaylarını da değerlendirelim bunları da kamuoyuna soralım, teşkilat görüşünü alalım' noktasına gelinmişse, o yerlerde mevcut belediye başkanları ve diğer aday olmak isteyen kişilerle birlikte değerlendirme yapılacak. Bugün genel merkezdeki çalışmanın mahiyeti bu değil. Genel Başkanımız 46 ilin milletvekilleriyle görüşüyor. Görüşmenin ana konusu, 46 ildeki AK Parti'li belediye başkanlarıyla ilgili görüş ve değerlendirmelerinin ne olduğudur. Başka bir isim üzerinde tartışma yapılmıyor. Başka isim üzerinde tartışma yapılacaksa, o daha sonra... Mevcutla ilgili karara varıldıktan sonra yapılacak.''