Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik soruşturmalarda tutuklandıktan sonra görevinden uzaklaştırılan Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık'ın tahliye edilip edilmeyeceğine ilişkin soruya, "Tetkiklerin ardından Adli Tıp yeniden rapor düzenleyecek ve bu çerçevede yargı makamları gerekli kararları vereceklerdir" dedi.
İYİ Parti Grup Başkan Vekili Turhan Çömez'in Murat Çalık’a İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden verilen raporun Adli Tıp Kurumu tarafından tahrif edildiğine yönelik açıklamasına tepki gösteren Tunç, "Bazı kişiler maalesef yalancılık hastalığına tutulmuş diyebiliriz" ifadesini kullandı.
Söz konusu iddiayı yalanlayan Tunç, şunları söyledi:
"Kendisi Adli Tıp tarafından muayene edildi. Şu an İzmir Şehir Hastanesi'nde tetkikleri devam ediyor. İzolasyonlu bir odada kalıyor. Bu kapsamda Adli Tıp'ın istediği tetkikler devam ediyor. Bu süreçlerden sonra Adli Tıp yeni bir rapor verecek ve bu çerçevede yargı makamları gerekli kararları vereceklerdir."
AYŞE TOKYAZ CİNAYETİ
İhraç polis memuru Cemil Koç tarafından katledilen Ayşe Tokyaz'a ilişkin soruşturmaya yönelik de konuşan Tunç, cinayetle ilgili şu ana dek 7 kişinin tutuklandığını, 1 kişinin ise firari olduğunu kaydetti.
Tunç, "Kadına karşı suçlara yönelik cezalar bizim dönemimizde artırıldı. Soruşturmada 7 kişi tutuklandı. 1 kişi firari. Hak ettikleri cezayı alacaklar" diye konuştu.
Tunç'un açıklamaları şöyle:
200 PKK HÜKÜMLÜSÜ TAHLİYE EDİLDİ İDDİASI
"Örgüt üyesi gibi cezalandırılmaları yönünde bir hüküm vardı. Anayasa mahkemesi tarafından iptal edildi. Bu iptal kararı Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından değerlendirildi ve yeni bir düzenleme yapılmadı.
Burada özellikle toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılanlar bakımından daha çok uygulamada bir problemle karşılaşılmıştı. Asıl örnekler bununla ilgiliydi. Bir kişi toplantı ve gösteri yürüyüşüne yasa dışı bir gösteriş yürüyüşüne katıldığında 2911 sayılı kanuna göre bir cezası var ceza alıyordu ama o yasa dışı gösteriyi düzenleyen örgüt hangi örgüt ise o örgütün üyesi gibi ayrıca bir cezalandırma söz konusuydu.
Burada Anayasa Mahkemesi her bir fiilden dolayı her iki suç bakımından ayrı ayrı cezalandırmayı suç ve ceza dengesi bakımından ağır bulduğu gerekçesiyle bir iptal kararı vermişti ve bu iptal kararı doğrultusunda tabii meclisimizde yeni bir düzenleme yapılmayınca burada kişilerin bu şahısların işledikleri suçlardan ceza alacağı ama örgüt üyesi olmadıkları için örgüt üyesi gibi cezalandırılmayacağı gibi bir sonuç ortaya çıktı.
Burada basına intikal eden rakamlar da doğru değil burada 200 kişinin tahliye edildiği, 700 kişinin tahliye edileceği şeklinde bir takım afaki rakamlar veriliyor. Bunlar doğru değil bunlar tabii ki tamamen anayasa mahkememizin kararı çerçevesi içerisinde suç ve ceza dengesi ve ceza adaleti bakımından gerçekleştirilen bir husus söz konusu. Burada 200 kişinin 700 kişinin PKK üyesi olduğu için tahliye edildiği gibi bir haber bu şekilde yansıtılması bir takım yanlış anlamalara sebebiyet veriyor."
SİLAHI BIRAKMA SÜRECİ
"Terörsüz Türkiye konusu hayati öneme sahip konulardan biri. 41 yıldan bu yana ülkemizin gelişmesinin kalkınmasının önündeki en büyük engellerden biri olan terör örgütü ve binlerce şehit vermemize neden olan büyük acılar yaşadığımız terör örgütünün kendini fes etmesi ve silahları yakması çok önemliydi. Türkiye 100 yılına başladığımız şu anlamlı dönemde çok önemli bir dönemeci aştı Türkiye. Ve şu anda terör örgütünün silah bırakması ile ilgili süreç takip ediliyor. Devletimizin ilgili kurumları tam bir koordinasyon içerisinde bu süreç takip ediliyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi‘nde de bu konuda bir komisyon kurulması çalışmaları da başladı ve gerekli görüşmeler partiler arasında diyalog da devam ediyor ve bu süreç içerisinde hepimizin temennisi çocuklarımızın milletimizin geleceğe güvenle bakması ve terörden arınmış huzurlu bir Türkiye’ye kavuşmak. Türkiye’nin dünyanın en güçlü ülkelerinden biri olabilmesi için önündeki en büyük engelin ortadan kalkması ve iç cephemizi güçlendirerek etnik kökeni ne olursa olsun hep beraber milletçe birlik beraberliğimizi daha da kuvvetlendirerek yola devam etmemiz noktasındaki önemli bir süreci ve hep beraber yaşıyoruz. Şehit ailelerini incitecek bir adımımız olmaz."
AHMET MİNGUZZİ CİNAYETİ
"Tabii ailenin hassasiyeti çok yüksek. Pırıl pırıl bir evladımız Ahmet Münguzzi'nin kaybı, sadece ailesini değil, hepimizi derinden üzdü. Onu o şekilde katleden kişilerle ilgili olarak yargımız gerekli soruşturmayı başlattı. Şu anda 18 yaşından küçük dört kişiyle ilgili dava, İstanbul Anadolu Adliyesi 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam ediyor. Bu dört kişi 14-18 yaş aralığında ve yargılanmaları sürüyor. Süreci hep birlikte takip ediyoruz.
Bunun yanı sıra, ailenin tehdit edilmesiyle ilgili olarak sekiz kişi hakkında soruşturma açıldı. Bu sekiz kişiden beşi, suçu ve suçluyu övme suçundan — yaşları 18'den küçük olmak kaydıyla 1 yıl 8 ay hapis cezası aldı. Bir kişi ise tehdit suçundan 4 yıl 8 ay ceza aldı. Ayrıca aralarında yetişkinlerin de bulunduğu iki kişi daha vardı. Bu yetişkinlerden biri, suçu ve suçluyu övme suçundan 2 yıl 3 ay, diğeri ise tehdit suçundan 5 yıl 3 ay hapis cezası aldı.
Tüm bu cezalar ilk derece mahkemelerinde verildi. Bunun yanı sıra, mezarların tahribiyle ilgili olarak da bir kişi Bakırköy Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılandı ve 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Bu kişinin tutukluluk hali devam etmektedir.
Gerek mezarların tahribi gerekse ailenin tehdit edilmesine ilişkin soruşturmalar hızlı bir şekilde yürütüldü ve gerekli cezalar yargımız tarafından verildi. Anadolu 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dava süreci de dört çocuk açısından devam etmektedir. Aileyle yaptığımız görüşmelerde, ceza adaleti sistemi bakımından yapılabilecekler ele alındı. Aile, başka annelerin aynı acıyı yaşamaması ve etkin bir soruşturma yapılması adına çeşitli önerilerde bulundu.
Burada özellikle çocuk yaşta, gerek suç mağduru olan gerekse suça sürüklenen çocuklarla ilgili olarak; ceza adaleti sistemi bakımından hem caydırıcılık hem de mağdur çocukların korunması açısından, soruşturma, kovuşturma ve infaz aşamalarında yapılabilecekleri değerlendirdik. Biliyorsunuz, Ceza Kanunu'na göre 12 yaşın altında ceza sorumluluğu bulunmamaktadır. 12-15 yaş arası çocuklar için ise adli tıp raporuna bağlı olarak sınırlı sorumluluk söz konusudur ve cezada indirim uygulanır. 15-18 yaş aralığında ise yine adli değerlendirme yapılmakta ve cezai sorumluluk olmakla birlikte belli oranda indirim uygulanmaktadır.
Tüm bu hususlar yeniden değerlendirilebilecek konulardır. Çocuklarımızın korunması çok önemlidir. Özellikle çocukların suça sürüklenmekten ve suçtan zarar görmekten korunması büyük bir önceliktir. Çünkü çocuklar, çevresindeki tehlikelere karşı en savunmasız gruptur."
"AYŞE TOKYAZ CİNAYETİNDE BİR KİŞİ FİRARİ"
"Ayşe Tokyaz cinayeti de maalesef, kadınlarımızın bu şekilde şiddete maruz kalması ve hunharca katledilmesi hepimizin yüreğini derinden yaralıyor.Ne yazık ki, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de bu noktada üzücü hadiselerle karşı karşıya kalıyoruz.
Kadına yönelik şiddet, bizim kırmızı çizgimizdir. Bunu her zaman açıkça ifade ediyoruz. Kadına şiddetin önlenmesiyle ilgili olarak her bakanlığın kendine düşen sorumluluklar ve görevler vardır. Bu çerçevede çeşitli çalışmalar yürütülmektedir.
Özellikle Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde, kadına yönelik suçların cezalarının artırılmasıyla ilgili düzenlemeler yapılmıştır. Kadına karşı kasten öldürme suçları, ağırlaştırılmış müebbet hapis kapsamına alınmıştır. Yine, kasten yaralama suçları kadınlara karşı işlendiğinde, diğer mağdurlara oranla daha ağır cezai yaptırımlar uygulanmaktadır. Ceza kanunumuzda bu yönde düzenlemeler gerçekleştirilmiştir. Tabii ki bu noktada, soruşturmaların etkin bir şekilde yürütülmesi son derece önemlidir. 7 kişi şu anda tutuklu, 1 kişi firari. Soruşturma devam ediyor, etkin bir şekilde de devam edecek. Hak ettikleri cezaya çarptırılacaklar."