Sözen, 1920'lerin sonunda doğdu ve 1996 yılında İstanbul'da vefat etti. Gençliğinde Dame de Sion Fransız Kız Lisesi'ni bitirdi ve Rusça, Fransızca, Lehçe dillerini akıcı konuşuyordu. Dorothy Lamour’a benzetilen güzelliği ile dikkat çekti.
Kariyeri Ve En Bilinen Eserleri
Sözen, edebiyat dünyasına 1950'lerde Kerime Nadir gibi yazarların izinden giderek popüler romanlarla adım attı ve bazı eserlerini Fatma Esen takma adıyla yayımladı. Eserleri Türkiye'de geniş kitlelere ulaştı, bazıları ise İtalya ve Fransa’da basıldı. En bilinen eserleri ve edebi süreci şöyledir:
-
Kiralık Ruh (1952): İlk ses getiren romanı oldu ve Milliyet gazetesinde 67 gün tefrika edildi.
-
Sana Döneceğim (1954) ve Sahibini Arayan Kadın (1959): Yazarın ününü pekiştiren bu eserlerle eleştirmenler tarafından Francoise Sagan’a benzetildi.
-
Sanera (1959): En tartışmalı kitabı oldu; romanın ana karakteri Razminar’ın Adnan Menderes’ten esinlendiği ve kitabın ilk sayfasında Menderes’e ithaf ("Adnan, her satırında sen varsın...") bulunduğu belirtildi.
Sözen’in romanları, dönemin toplumsal tabularını zorlayan aşk ve erotik temalarıyla popüler edebiyatta öncü rol oynadı.
Adnan Menderes İle Yaşadığı İlişki
Suzan Sözen ile Adnan Menderes arasındaki yaş farkına rağmen yoğunlaşan ilişki, 1950’li yılların sonlarında başladı. İlişki, Sözen'in ilk kocası Nejat Verdi’den sonra evlendiği, İstanbul Emniyet Müdür Muavini olan Ferit Avni Sözen’in Bitlis’e tayininin çıkması üzerine Menderes ile görüşmesiyle başladı. İddialara göre bu görüşme, tayini iptal ettirmek amacı taşıyordu.
İlişki, 27 Mayıs 1960 darbesinin ardından Yassıada’da yapılan sorgulamalarda gündeme geldi ve Menderes'in özel kasasından çıkan gök mavisi kâğıtlara yazılmış aşk mektuplarıyla belgelendi. Mektuplar daha sonra "Aşk Mektupları" ve "Sabıkalıların Gizli Dosyaları" adı altında derlendi. Menderes'in, ilişkiyi koruma çabasıyla Sözen'in kocasını İstanbul Emniyet Müdürü yaptığı öne sürüldü.

Suzan Sözen, darbe sonrası 13 Ekim 1960’ta İstanbul Valiliği’nde ifade verdi. İlişki, Ayhan Aydan skandalıyla birlikte Menderes’in özel hayatını gölgeledi. Sözen, tüm bu süreçte hatıralarını kamuoyuyla paylaşmayı reddetti ve sessiz kalmayı tercih etti.





