Otobüs şoförlüğü, hem fiziksel hem de ruhsal açıdan en zorlu mesleklerden biri olarak dikkat çekiyor. Gün boyu trafikte olan şoförler, yoğun araç akışı, zaman baskısı ve yolcu stresiyle mücadele etmek zorunda kalıyor. Uzun süren mesai saatleri ve sürekli dikkat gerektiren iş yükü, şoförlerde ciddi bir yorgunluk ve gerginlik oluşturuyor. Bu durum zamanla öfke ve tahammülsüzlüğe dönüşerek hem kendileri hem de yolcular açısından risk oluşturabiliyor. Özellikle yaşanan trafik yoğunluğu, sabırsız yolcular ve haksız uygulamalar şoförlerin psikolojik yükünü artırıyor. Konuya ilişkin bilimsel çalışma yapan Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Gülmez, otobüs şoförlerinin ağır stres altında görev yaptığını belirterek, "Şoförler sadece kendi canlarını değil, yolcuların güvenliğini de taşıyorlar. Bu kadar büyük bir sorumluluğun getirdiği baskı doğal olarak öfkeye dönüşebiliyor. Bu nedenle onlara düzenli psikolojik destek verilmesi, hem bireysel hem toplumsal huzur açısından büyük önem taşıyor" dedi.

"Empati yapmak lazım"

Mustafa Gülmez, şoförlerin stresli ve öfkenin yoğun olduğu bir meslek icra ettiklerini belirterek, "Hemen hemen bütün mesleklerde öfke ve stres gibi manevi duygular var olabilmekte. Öfke, son zamanlarda geleneksel medyada, radyoda televizyon ve gazetelerde duyduğumuz haberler üzerine bazen de sosyal medyada yayınlanabilen haberler üzerinden gündeme geliyor. Otobüs şoförlerini sinirlendiren ve öfkelendiren sürekli yolcularla tartışmaya sebep olan konular neler olabilir ve biz bunlara nasıl bir çözüm sunabiliriz diye bir araştırma yapmaya karar verdik. Bu araştırma çerçevesinde 100’e yakın özel halk otobüsü şoförüyle birebir görüşmeler ve anketler yaptık. Ulaşım hizmetleri ve özellikle şoförlerin sürekli trafikte oldukları için sinir stres ve haliyle öfkenin yoğun olduğu bir mesleği icra ediyorlar. Özellikle de büyük özel halk otobüsü kullanan şoförlerimizin durumlarını incelediğimizde enteresan sorular sorup, enteresan cevaplar aldık. Bu soruları bunu üç başlık altında toplamak mümkün. Bunlardan biri yolculardan kaynaklanan sorunlardır. Özellikle yolcuların bir soruyu birden fazla kez sormaları ve aynı soruyu tekrar etmeleri şoförler açısından sıkıntı oluşturuyor. Bu durum bize sıradan geliyor olabilir ama şoförlerimiz 8 veya 9 saat direksiyon sallıyorlar. Günlük 500 soruya maruz kaldıklarını düşündüğümüzde biraz empati yapmak lazım. Birisi size sürekli aynı soruyu bildiği halde tekrar sorarsa ister istemez öfke katsayınız artabilir" dedi.

Toplu taşıma sürücüleri neden bu kadar gergin, bilimsel çalışmaya konu oldu

"Şiddetle sonuçlanıyor"

Ehliyet yenileme süreleri uzatılacak mı?
Ehliyet yenileme süreleri uzatılacak mı?
İçeriği Görüntüle

Gülmez, şoförlerin sadece kendisinin değil yolcularında sorumluluğunun üzerinde olduğun söyleyerek, "Trafik, sadece şoförleri değil trafiğe çıkan herkesi ilgilendiriyor. Özellikle 2 saatlik bir mesafeye gittiğimizde araçların yoğunluğu ve tehlikeli şekilde kullanılması durumunda biz bile öfkelenebiliyoruz. 8-9 saat direksiyon sallayan birisinin öfkelenmemesi mümkün olmayacaktır. Sadece kendisinin değil otobüs içerisindeki yolcuların da sorumlulukları var bu da ister istemez öfkeye ve strese yol açabiliyor. Trafikteki yoğunluk, kişilerin strese girmesiyle birleştiğinde iki kat öfke söz konusu olabiliyor. Bir diğer öfkeye neden olan konu birimlerin yaptığı haksız uygulamalardır. Her yerde olmasa da yöneticiler ve idareciler arasında şoförlere karşı haksız davranışlarda bulanabildiği ve bu durumun şoförlerde öfke ve sinire neden olduğu görülmüştür. Strese sokan noktalardan biri de zaman baskısıdır. Zamanında durağa gelme ve otobüsü son durağa yerleştirme çabası bazen hızlı araç kullanmalarına neden oluyor. Kısacası otobüs şoförlerimiz sadece kendilerinin değil yolcuların da sorumluluğunu alıyorlar. Bütün bunlar üst üste bindiğinde aşırı strese neden oluyor. Bu aşırı stres de öfkeye dönüşüyor. Öfke bazen şiddetle sonuçlanabiliyor" diye konuştu.

"Terapi gerekiyor"

İnsanların en ufak bir konuda sinirlenip, ellerinde sopalar ve bıçaklarla kavgaya hazır hale geldiklerini ifade eden Gülmez, "Geleneksel medya ve sosyal medyada gördüğümüz gibi bu tür kötü olaylara rastlayabiliyoruz. Yaralanma vakaları yolcular arasındaki tartışmalar ve polis merkezine kadar giden olaylar olabiliyor. Ancak bunun yanında otobüs şoförlerimizin hasta insanları ya da hamile kadınları ilgili birimlere yetiştirmesi gibi güzel olaylara da şahit olabiliyoruz. Bu stresli bir meslek öfke ister istemez insanlarda var olabiliyor. Ama ne yazık ki insanlarımız en ufak bir konuda sinirlenip, ellerinde sopalar ve bıçaklarla kavgaya hazır hale geliyorlar. Biz, Türk Milleti olarak misafirperver insanlarız. Karşımızdakini tanımadan trafiğe çıktığımız anda öfkelenip şiddet gösterebiliyoruz. Şoförlerin öfke kontrolünü sağlayabilmeleri için onların rahatlayabileceği bir ortam oluşturulmalı. Eğer mümkünse tam zamanlı olmasa bile kısmi zamanlı bir psikolog veya terapist 15 günde bir ya da ayda bir olacak şekilde görev almalı. Bu şekilde streslerini atıp araçlarını daha iyi kullanabilirler. Hangi mesleği icra edersek edelim empatinin içimizde yer etmesi gerekiyor. Güler yüzlü ve sempatik olursak toplum ve tüm dünya daha mutlu ve huzurlu olacaktır" şeklinde konuştu.

Yunus Çiftci - Sancar Alp Fırat