Sözlerinin kurucu iradeyle çatışmalı kişilerin beyanlarıyla örtüştürülmesinin iyi niyetli olmadığını ifade eden Kaboğlu, "İlk üç madde, ülke, toplum ve devlet üçlüsünü kucaklayan kurallar bütününün sacayağı olarak temeldir. Değiştirilmesinin teklifi dahi olanaksızdır" açıklamasında bulundu. Kaboğlu, yaptığı teknik açıklamanın siyasi bir zemine çekilerek bağlamından koparıldığını ve anlaşılamadığını savundu.
İstanbul Barosunun yeni başkanı İbrahim Özden Kaboğlu, seçildiği gün, anayasanın ilk dört maddesiyle ilgili, "Değişmez maddelere olumlu anlamda dokunulabilir" açıklamasında bulundu. Kaboğlu, "Tıpkı 1995'te yapıldığı gibi, tıpkı 2001'de yapıldığı gibi 1995'te başlangıç kısmındaki ırkçı ifadeler çıkartıldı. 2001 değişikliğinde ise madde 14'e İnsan Hakları'na dayanan, laik ve demokratik cumhuriyet kavramı konuldu, tanımı yapıldı" dedi. Bu açıklamasıyla Anayasa’nın 3. maddesine yönelik açıklamalarının ardından eleştirilerin odağı olan Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'un ardından İbrahim Kaboğlu da anayasanın ilk dört maddesine dokunulabileceğini ifade ederek anayasa tartışmalarına bir yenisini daha eklemiş oldu. Kaboğlu'na Mansur Yavaş, Muharrem İnce ve Ümit Özdağ gibi isimler tepki gösterdi.
"Yaptığım teknik açıklama siyasi bir zemine çekilip bağlamından koparıldı, anlaşılamadı"
İbrahim Kaboğlu bu tepkilerin ardından konuşmalarının yanlış anlaşıldığını, sözlerinin Anayasa’nın ilk dört maddesi üzerine bir karaçalma kampanyası için kullanıldığını ifade eden bir paylaşımda bulundu. Yeni başkan Kaboğlu'nun paylaşımının tamamı şu şekilde:
Saygıdeğer kamuoyu, İstanbul Barosu’nun sevgili üyeleri,
20 Ekim akşamı İstanbul Barosu Olağan Genel Kurulu ardından hukukçulara yaptığım kısa değerlendirme sonrası, Anayasa’nın ilk dört maddesi üzerine bir karaçalma kampanyası başlatıldı... Seçim sürecinde hakkımda yürütülen gerçek dışı söylemlere karşı yaptığım teknik açıklama, siyasi bir zemine çekilmiş bağlamından koparılmış ve anlaşılamamıştır.
İlk üç madde, ülke, toplum ve devlet üçlüsünü kucaklayan kurallar bütününün sacayağı olarak temeldir. Değiştirilmesinin teklifi dahi olanaksızdır. İfadelerimin kurucu irade ile sürekli çatışma içerisinde olan kişi ve kurumların beyanlarıyla ortaklaştırılması doğru ve iyi niyetli değildir. Bu konuda toplumdaki hassasiyetin farkındayım ve bu hassasiyetle ömrünü ülkede yapılan anayasal tahribata karşı koymakla geçirmiş, bu konuda bedeller ödemiş bir hukuk insanıyım. Bu itibarla, devraldığımız görevin de sorumluluğuyla, Anayasa’nın en net savunuculuğuna devam edeceğimiz gibi, avukatlık mesleğinin sorunlarını çözmek için çalışacağız ve genç meslektaşların gündemini gündemimiz yapacağız.
Saygılarımla
İbrahim Özden Kaboğlu