İstinaf mahkemesi, davanın esasına (kongrenin iptal edilip edilmemesi gerektiğine) dair bir inceleme yapmadı. Kararın kaldırılma gerekçeleri tamamen yargılama tekniğiyle ilgilidir:
Davacı vekilinin sunduğu geçerli sağlık raporuna rağmen mazeretinin reddedilmesi ve yokluğunda karar verilmesi usule aykırı bulundu.
Taraflara delil sunmaları için verilen 2 haftalık yasal süre dolmadan hüküm kurulması, savunma hakkının kısıtlanması olarak değerlendirildi.
Bu karar, CHP kongrelerinin veya kurultayının iptal edildiği anlamına gelmemektedir. Sadece Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin dosyayı yeniden açması ve eksik bıraktığı usul işlemlerini (savunma alma, delil toplama vb.) tamamlaması gerekmektedir.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftçi, mahkeme kararının ardından yaptığı açıklamada partinin hukuki süreçten emin olduğunu belirtti:
Çiftçi, kararın esas yönünden bozulmadığını, sadece usul eksiklerinin giderilmesi için geri gönderildiğini vurguladı.
İstanbul İl Kongresi’nin şeffaf ve örgüt iradesine uygun yapıldığını savunan Çiftçi, yerel mahkemenin usul eksiklerini tamamladıktan sonra tekrar ret kararı vermesini beklediklerini ifade etti.
Murat Emir de tepki gösterdi
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin İstanbul İl Kongresi ve kurultay süreciyle ilgili verdiği usul kararına karşı oldukça sert bir açıklama yaparak, davanın "esas" yönünden değil sadece "teknik" nedenlerle iade edilmesini partinin bir zaferi olarak nitelendirdi.
Emir, kongre sürecine yönelik yapılan eleştirileri "karalama kampanyası" olarak tanımladı:
Asılsız iddialarla kongreye gölge düşürmeye çalışanların beklentilerinin boşa çıktığını savundu.
Davacıların istinaf sebeplerinin mahkemece incelenmeye değer bulunmamasını, iddiaların "hukuken boş" ve "kumpas niteliğinde" olduğunun kanıtı olarak gösterdi.
Grup Başkanvekili, mahkemenin davanın içeriğine (esasına) dair bir kusur bulmadığının altını çizdi:
Mahkeme kararının sadece yerel mahkemedeki bir usul hatasını gidermeye yönelik olduğunu, bunun da kurultay iradesini sarsmayacağını belirtti.
İstanbul örgütünün iradesinin ve kongrenin şeffaflığının bu kararla bir nevi dolaylı olarak tescil edildiğini ileri sürdü.
Murat Emir, parti içi tartışmaları yargı yoluyla kaşımaya çalışan çevrelere de net bir mesaj gönderdi:
CHP’nin demokratik işleyişine leke sürmeye kimsenin gücünün yetmeyeceğini ifade etti.
İstanbul İl Kongresi’nin hem hukuki hem de demokratik açıdan partinin sarsılmaz meşruiyetinin bir nişanesi olduğunu savundu.




