Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, CNN Türk’te “Hafta Sonu” programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Cevdet Yılmaz açıklamasından öne çıkan satırlar şöyle:

Bölgemizde genel anlamda jeopolitik gerilimlerin yükseldiği dönemden geçiyoruz. Hepimizin yüreğini yakan manzaralar görüyoruz. Kadın, yaşlı, hasta demeden ağır saldırıyla insanlık suçu işleniyor. Netanyahu hükümeti soykırım suçlusu olarak sanık sandalyesinde. Gazze içinde Filistinlilere yaptıkları yetmezmiş gibi gerilimi bölgeye yaymaya çalışıyor. Farklı bir bağlam oluşturma gayretinde.

‘ULUSLARARASI CAMİANIN BASKI UYGULAMASI LAZIM’

Gazze’de yaşanan insanlık suçlarını unutturmamamız lazım. Hak ettikleri cezayı görünceye kadar takipçisi olacağız. Bölgesel gerilimin yükselmemesi için Türkiye gayret sarf ediyor. Bölgenin refaha ihtiyacı var. Ülkeler arasında barışçıl ortam oluşmasına ihtiyaç var. 1967 sınırlarını esas alan hakkaniyetli çözüm oluşmadan bu bölgeye istikrar gelmesi mümkün değil. Kudüs’te barış olmadığı sürece küresel barışın da olması mümkün değil. Filistinli mazlumlar kazanacak. Biz tarihin doğru tarafındayız. Bütün yetkililerimiz gece gündüz uğraşıyorlar. Uluslararası hukuka güven zedelendi. Bir noktada geç de olsa bu yanlışlardan dönülür. Uluslararası camianın baskı uygulaması lazım.

İsrail’in İran diplomatlarına saldırıları provokatif yaklaşım. Ateşkes yapmak yerine ateşkes müzakerelerini yapan Hamas’ın liderine saldırı yaptı. Netanyahu’nun barış yapmaya niyeti yok. Kendi varlığını devam ettirmek için, Gazze’deki soykırımı çatışmalarla örtme gayreti içinde.

Şu ana kadar ABD gücüne yakışır bir yaklaşım ve sonuç elde etmedi. Biden yönetimi devretmeden önce bir miktar çaba içine girdi maalesef etkisiz kaldığını görüyoruz. ABD gibi bir güç İsrail’e silah, finansal destek veren güç. Buradaki yaklaşımda şu yanlış; İsrail ne yaparsa yapsın koşulsuz destekleriz mantığı bu manzarayla karşılaşmamızı sağlıyor. Hukukun üstünlüğü kavramı burada yerle bir edilmiş durumda. Soykırımdan yargılanan yöneticiyi defalarca alkışlıyorsunuz.”

‘3 AYDA 23.5 PUANLIK DÜŞÜŞ VAR ENFLASYONDA’

Politikalarımız kararlı şekilde uygulandı. Özellikle uluslararası kuruluşların not artışları, CDS’lerdeki gerilemeler farklı noktada olduğumuzu gösteriyor. Politikalar gündelik değişecek şeyler değil. Sonuç almaya başladık. Programımız çalışıyor. Risklerimiz azalıyor. Dezenflasyon sürecine girmiş durumdayız. 3 ayda 23.5 puanlık düşüş var enflasyonda. Nereye doğru gidiyorsunuz, istikamet. İstikamet doğru olduğu sürece nereye doğru gittiğiniz netse trendi görüyorsanız programa olan güven pekişiyor. Eleştiriler olacak, saygı duyuyoruz.

‘CİDDİ MALİ DİSİPLİNLE HAREKET EDİYORUZ’

Maliye politikalarını değerlendirirken deprem faktörünü gözardı etmememiz lazım. 14 milyon nüfusu etkileyen bir deprem. 2 yılda harcamalarımızı çekersek 2,5 trilyon lira kaynak ayırdık depreme. 450 bin konut inşa ediyoruz. Altyapılar, yollar, tüneller tahrip oldu. Yeni yerleşim yerlerine okul, hastane yapıyorsunuz. Bütün bunlara baktığımızda çok ciddi anlamda büyük gelişmiş ekonomileri etkileyecek kadar büyük. Ciddi mali disiplinle hareket ediyoruz.

‘SULAMA PROJELERİNİ ÖNCELİKLENDİRDİK’

Mali politikalarda disiplini elden bırakmıyoruz. Verimlilik çok önemli. Harcadığınız kaynağı doğru kullanıyor musunuz? Sulama projelerini önceliklendirdik. Tarla için yaparsanız ürüne dönüşecek yatırım.

ÇİFTÇİYE MAZOT DESTEĞİ HAKKINDA

Su zengini bir ülke değiliz. Suyun yüzde 70’inden fazlası tarımda kullanılıyor. Su varlığına göre bitki deseni oluşturmamız çok kıymetli. Çiftçiye mazot desteği verilmeyecek diye dezenformasyonlar oldu. Tam aksine stratejik sektör olarak görüyoruz tarımı. Bunu daha planlı şekilde yapacağız.

ENFLASYON MESAJI

Enflasyon sepetinde gıdada eksi gördük. Olumlu seyir görmeye başladık. Önümüzdeki dönemde arzı artırıcı politikalar, GAP, DAP gibi projelerimiz var. Oralarda da yeni yaklaşımlar geliştirmeye çalışıyoruz. Gençlerin tarımla daha fazla ilgilenmesi lazım. Yaş ortalaması 58. Gençleri destekleyeceğiz.

‘DOĞURGANLIK HIZIMIZ FRANSA’DAN DAHA DÜŞÜK’

Maalesef yaşlanıyoruz. Şu anda doğurganlık hızımız yüzde 1,5. Fransa’nın bile altındayız. Burada kritik eşik 2,1’dir. 2,1’in altına düştüğü zaman ülke, bir süre sonra nüfusu azalacak demektir. Türkiye maalesef o kritik noktanın oldukça aşağısında. Bizim en büyük gücümüz insanımız.

‘CUMHURBAŞKANI YENİ BİR KURUL OLUŞTURMA TALİMATI VERDİ’

Sayın Cumhurbaşkanımız bu konuda yeni bir kurul oluşturma talimatı verdi. Muhtemelen benim başkanlığımda, ilgili bütün bakanlarımızın olduğu yeni bir kurul yapısı oluşturacağız. Demografi konularında çok daha güçlü politikalar hayata geçireceğiz. Bizim en büyük gücümüz insanımız, genç nüfusumuz, dinamik nüfusumuz ama bunu giderek kaybediyoruz. Bunun farkında olmamız lazım. Buna dönük güçlü politikaları hayata geçirmemiz lazım. Cumhurbaşkanımız boşuna ‘üç çocuk’ demedi yıllarca. Bu gerçeklikle şimdi yüz yüzeyiz. Bunu görmemiz lazım. Bu gerçekten en temel meselelerden bir tanesi ve çok boyutlu politikalarla yaklaşmak durumundayız buraya. Bir süre sonra Türkiye’nin nüfusu düşmeye başlayacak bunu görüyoruz. Yaş ortalamamız şu anda 33’lere geldi. Ciddi anlamda yükseldi.

‘TÜRKİYE’DE 3 MİLYON SURİYELİ VAR’

Vatandaşımız haklı olarak düzensiz göçten şikayetçi. Düzensiz göçle sonuna kadar mücadele ediyoruz, etmeye devam edeceğiz. Hukuk dışı, kayıt dışı ülkemize gelip yaşayanlar. İçişleri Bakanlığı başta olmak üzere ciddi gelişmeler var. Suriyeliler meselesi farklı. Geçici koruma diyoruz, çatışmalardan dolayı yaşayanlar için. Ölçüsüz ayarsız açıklamalar yapılıyor. Yakın gelecekte İçişleri Bakanı çalışma yaptı, 3 milyon civarında. Onu söyleyenler sokakta gördüklerini Suriyeli zannediyorlar. Suriye’de geri dönüşler hızlanıyor, 700 bin dönüş oldu.

‘DÜZENLİ GÖÇE ÜLKEMİZİN İHTİYACI VAR’

Orta Doğu yangın yerine döndü. Herkesin hakkını hukukunu koruyarak Suriye’de yapı oluşması bizim için önemli. Düzenli göç denen bir şey de var. ABD’de greencard var, tüm ekonomiler gelişmişlik seviyesine ulaştığında bazı konularda çalışacak insan bulamıyorsunuz. Planlı olmak kaydıyla düzenli göçe de ülkemizin ihtiyacı var. İş dünyası yeterince iş gücü bulamamaktan şikayet ediyor.

Tüfekle hastane basıp, 'çantamda bomba var' diyerek dehşet saçtı Tüfekle hastane basıp, 'çantamda bomba var' diyerek dehşet saçtı

‘DOĞRUDAN YATIRIMLARIN ARTMASINI BEKLİYORUZ’

Yeniden yerleşme düzeni oluşuyor sanayide. Üç kıtanın ortasında lojistik avantajları olan, genç nüfusu olan bir ülkeden bahsediyoruz. Önümüzdeki dönemde yatırımların hızlanmasını bekliyoruz. Küresel yatırımların yüzde 1’ini alır hale geldi Türkiye. Emtia fiyatları bizim lehimize. Petrol başta olmak üzere düşüş oldu. Ilımlı seyirde gidiyor. En büyük pazarımız AB ve MENA. Buralarda da nisbi olarak büyümenin artmasını bekliyoruz. Türkiye 2025’te olumlu ortama doğru gidiyor. Doğrudan yatırımların artmasını bekliyoruz.

‘GERÇEK BAĞIMSIZLIK TEKNOLOJİK GÜCÜNÜZLE OLUYOR’

5.5 milyar dolar savunma sanayi ihracatımız. Bize parayla vermedikleri ürünleri biz dünyaya satıyoruz. Gerçek bağımsızlık teknolojik gücünüzle oluyor.

Bu bölgede yaşayan insanların menfaatleri ortak. Bölgesel dinamik harekete geçince tüm ülkeler payını alıyor. Türkiye refah üreten bir ülke. Komşularıyla birlikte de neden başarmasın.

Türkiye’nin coğrafyası dünyanın farklı ülkeleriyle ilişki gerektiren bir coğrafya. Her halükarda 360 derece ilişki yapmamız gerekiyor. NATO üyesiyiz, AB aday ülkesiyiz.

Demokrasi ve kalkınma için hukuk olmazsa olmaz. Adalet kavramı çok çok önemli. FETÖ bu kavramı yıprattı. İnsanı unuttuğunuz zaman her şey mekanik hale döner. Burada da ekonomik olarak baktığımızda öngörülebilirlik. Yatırımların düşmanı belirsizliktir. Türkiye’de güçlü bir cumhurbaşkanlığımız var. Siyasi istikrarımız var. Politika belirsizliklerini de OVP ile ortadan kaldırdık. Adalet sisteminde yapmamız gerekenler var.

ERKEN SEÇİM TARTIŞMALARI

Türkiye seçimlerini yaptı, siyasi belirsizlikler ortadan kalktı. Altın kıymetinde bir dönemdeyiz. Sürekli seçim yapılan ülkede orta ve uzun vadede bu işleri yapamazsınız. Bundan bahsetmeyi anlamsız ve yararsız bulduğumu arz etmek isterim. Kısır siyasi çekişmelere dönmek hiç kimseye fayda sağlamaz. Bu dönemi halkımızın refahı için değerlendirmeye kararlıyız.

‘ENERJİDE ÇOK BOYUTLU POLİTİKALARIMIZ VAR’

Yenilenebiliri destekliyoruz. Su potansiyelimizi değerlendirmeye devam ediyoruz. Nükleer teknolojileri önemsiyoruz. Enerji verimliliği. Kaynakları doğru kullanmalıyız. Gabar’da petrol, Karadeniz’de doğal gaz gibi. Çok boyutlu politikalarımız var.

Dalgalı kur rejimimiz var. Piyasada döviz arzı ve talebiyle belirleniyor. Dalgalı kur rejimini uygulamaya devam edeceğiz. Spekülatif hadise yoksa piyasa kuru belirler. Dezenflasyon politikası izleyen ülkelerde yerli paranın cazibesi artar. Bu da döviz kurunda farklı bir pozisyon getirir. Rekabet açısından bazı sektörleri etkileyebilir. TL değer kazanıyor, ihracatımız 264 milyar dolara çıkacak. Kur tek belirleyici değil. Gelecek yılın ortalarında farklı şeyler olacağına inanıyorum.”