Bu durumda da tek istenen milletvekilliği konforu ve kıyak emeklilik olunca doğal olarak yumruğun bir yere vurulmasıyla gerçekleşecek istihdam oluşturacak yatırımın yerini cezaevi yapımı alır..

Kara, deniz, hava, yolu ve raylı sistemle kolay ulaşılır olmak ulusların, ekonomik gelişmelerinde, halkının aydınlanmasında  kısaca medeni ve fikri gelişmesinde baş rolü oynar.

Batı ülkelerinin diğer kıtalardaki devletleri özendirecek derecede kalkınmasında ve refahı yakalamalarında ulaşım alanında yaptıkları devrimin katkıları büyüktür.

Zira sanayileşmenin ve gelişmenin olmazsa olmaz şarlarının başında ulaşım gelir. Hava kirliliğinin sorun olduğu günümüzdeyse kirliliğe neden olan karbondioksit( CO2) emisyonunun azlığıyla demiryolları uçağa ve motorlu taşıtlara ekolojik bir alternatiftir.

Çevre dostu olma yanında demiryolu yolcu ve yük taşımada hava, deniz ve kara taşıtlarına göre hem daha ekonomik hem de güvenliklidir.

Onun için devletler, karayollarındaki yolcu ve yük taşımacılığındaki yoğunluğu daha aza indirmenin yanısıra maliyetli düşürmek için de eski hatları YHT’ ye uyumlu hale getirmekte ,var olana yenilerini eklemektedirler.

Türkiye’de de yeni YHT hatları açılmakta,mevcutlara yenilerini eklemek için planlamalar yapılmaktadır.

 Çalışır durumda olan yüksek hızlı tren (YHT) hatları ve günlük sefer sayıları ise:

Ankara..Eskişehir...Her gün Ankara kalkışlı 3...Eskişehir kalkışlı 6 sefer.

Ankara..İstanbul/Söğütlüçeşme...Her gün karşılıklı 11 sefer.

Ankara..İstanbul/Halkalı...Her gün karşılıklı 2 sefer.

Ankara..Konya...Her gün Ankara kalkışlı 5,Konya kalkışlı 6 sefer.

Ankara..Karaman...Her gün karşılıklı 2 sefer.

Ankara..Sivas...Her gün karşılıklı 2 sefer.

İstanbul/Söüğütlüçeşma..Eskişehir...Her gün karşılıklı bir sefer.

İstanbul/Söğütlüçeşme..Konya...Hergün karşılıklı 5 sefer.

İstanbul/Halkalı..Karaman...Hergün karşılıklı bir sefer.

İstanbul/Söğütlüçeşme..Sivas...Hergün karşılıklı bir sefer.

Programa alınanYüksek Hızlı Tren Hatları(YHT):

Afyonkarahisar..Uşak..Manisa..İzmir.

Tekirdağ..Kırıklareli..Edirne.

Bursa..Balıkesir.

Kayseri..Niğde..Aksaray

Mersin..Adana..Osmaniye..Gaziantep.

Delice..Çorum (YHT ihalesinin yapıldığı basında yer aldı)

Görüleceği üzere Türkiye’de ilk yapılan hat(1866)  Aydın-İzmir Demiryolu YHT hattına dönüştürülmediği gibi programa alınanlar arasında da bulunmamaktadır.

Kaldı ki, Aydın-İzmir-Aydın Denizli arası YHT’nin ekonomik olmadığını da kimse söyleyemez. Çünkü bu güzergâh hem yolcu hem de lojistik açıdan Ankara-İstanbul hattı kadar yoğundur.

Bu demektir ki, nüfus yoğunluğuna bakıldığında Denizli-Aydın-İzmir Demiryolunda çalışacak YHT yolcu taşımada  Ankara-İstanbul arası 11 sefer yapan YHT’den geri kalmayacaktır.

Diğer taraftan YHT hem yolcu ve yük taşımacılığını kolaylaştıracak olmasıyla ekonomik açıdan maliyeti düşürecek hem de karbondioksit emisyonunu azaltacak olmasıyla bölgede yetişen ürünlere rağbeti artıracaktır.

YHT’nin diğer bir faydası da Denizli- İzmir arası yerleşim yerlerinden Adnan Menderes Hava Alanı’na ulaşımı kolaylaştıracağından ikinci bir hava alanı ihtiyacını giderecek olmasıdır.

YHT Kuşadası,Didim gibi turistik yerlere günlük seferlerle rağbeti artıracak olmasıyla   bölgenin gelişmesine katkıda bulunacaktır.

Aydın YHT hattı bu kadar hayati de neden bu güne kadar gerçekleşmedi ve  yeni yapılacaklar arasında adı neden bulunmuyor,yoksa Aydın cezalı mı?

Şu bir gerçektir ki, YHT, hava alanı, baraj, liman ve otoyol gibi büyük yatırımların bölge halkından gelecek yoğun talepler sonucunda yapımı ve önceliği Ankara’da belirlenir.

Bu kararın alınması aşamasında bölgeler arası rekabet devreye girer. Ankara’da ağırlığı olan il yatırımı kapar. Bir, ilin ağırlığı da YHT gibi maliyetli yatırımlarda iktidar, muhalefet milletvekillerinin, iş insanlarının etkili Ankara bürokratlarının, oluşturduğu lobinin çalışmaları sonucu gerçekleşir.

YHT benzeri yatırımları Aydın’a kanalize etmek için birlikte yumruğu bir araya vuracak ne milletvekilli ne de Ankara lobisi var.Aynı partili milletvekilleri bile birbirleriyle geçinemezler.

Doğal olarak bu yapı ve anlayıştaki milletvekilleri yarın seçimlerde rakip olarak  karşılarına çıkar endişesiyle  lobi oluşmasına sıcak bakmazlar.İsterler ki,her yapılan kendilerine mal edilsin.

Aydın’ın bölgelerinde sorunlu müdürlerin atama yeri olmasının temelinde de bu anlayış yatar.

Bu yönleriyle milletvekilleri yarım asır önce para kazanmak için Aydın’a gelen gurbetçilere benzer. Malum gurbetçinin tek amacı para kazanmak ve birikim yapmaktır.

Rantına ortak olmak, kendi yakınlarını işe yerleştirmek, el altından doğduğu yerin bölgeciliğini yapmak  dışında karınlarının doyduğu kentin kalkınması gibi işler onları ilgilendirmez.

Hatta o kent, değişirse kendilerine ihtiyaç duyulmayacağından  hiç değişmemesi daha fazla işlerine gelir.  

Bunun bir sonucu milletvekilleri yatırım kapmada Ankara’da diğer bölge milletvekilleriyle yapacağı rekabeti Aydın’da kendi aralarında yapıyor gibi bir görüntü verirler.

Bu durumda tek istenen milletvekilliği konforu ve kıyak emeklilik olunca doğal olarak yumruğun bir yere vurulmasıyla gerçekleşecek istihdam oluşturacak yatırımın yerini cezaevi yapımı alır.

YHT gibi taleplerin oluşmasında önemli bir yeri olan meslek odalarının vakıfların   derneklerin ise kendilerinden beklenen baskı yerine konforlarını devam ettirmek adına “ben” merkezli düşünmenin dışında bir şey yapmazlar.

Devletten ne isteneceğini bilmeyen halk ise politikacıdan yakınlarına bir iş bulmasını, yakını kamu görevlisi ise bol maaşlı bir makama atanmasını isterler.

Çünkü yeni kuşakların geleceğini ilgilendiren yatırımlar olmuş olmamış halkı pek ilgilendirmez. Sonuç olarak Aydın’ı yerinde saydıran bu kısır döngüden başkası değildir.

Olay YHT’ne özgü de değildir, Aydın’ın niye olması gereken yerde olamadığının da hazin hikâyesidir. Velhasıl YHT konusunda Aydın’ı cezalandıran Aydınlıdan başkası değildir.

ADÜ Aydın’ın Tarih Ve Kültürüne Kayıtsız Kalamaz, Kalmamalıdır Da... Makale: ADÜ Aydın’ın Tarih Ve Kültürüne Kayıtsız Kalamaz, Kalmamalıdır Da...