Aydın, Kızılcaköy’ de yapılması planlanan Sarı Zeybek JES için Aydın İdare Mahkemesi yürütmenin durdurulması isteminin reddine karar verdi.  Çevre Aktivisti Avukat Akın Yakan söz konusu kararı kamuoyuyla paylaştı;

AYDIN

1. IDARE MAHKEMESI

ESAS NO : 2020/367

YÜRÜTMENİN DURDURULMASINI

ISTEYENLER (DAVACI)               :1- KIZILCAKÖY ÇEVRE VE DAYANISMA DERNEGI

                                                            2- FATMA ORBAY

                                                            3- GÜZÜN SAGLAM

VEKILI                                              : AV. AKIN YAKAN

KARSI TARAF (DAVALI)             : ÇEVRE VE SEHIRCILIK BAKANLIGI

VEKILI                                              : …..

ISTEMIN ÖZETI                              : Davacı tarafında, Aydın ili Merkez, İncirliova ilçesi, Kızılcaköy, Dereağzı ve Gerenkova Mahalleleri mevkiinde ….. Elektrik Üretim A.S. tarafından yapılması planlanan Sarı Zeybek Jeotermal Enerji Santrali (54MWe) projesi ile ilgili olarak tesis edilen 10.04.2020 tarihli “Çevresel Etki Değerlendirilmesi Olumlu” kararının; ÇED sürecinde ilgili tüm kurum ve kuruluşların görüş ve önerilerinin alınması gerektiği, zeytin sahaları içinde ve bu sahalara 3 km mesafede zeytin yağı fabrikası hariç zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamayacağı, jeotermal enerjinin Türkiye’de kullanılan teknoloji nedeniyle temiz bir enerji olmadığı, jeotermal tesislerden doğaya salınan sıvı ve gazların doğaya ve ekolojik dengeye zararının bilimsel çalışmalarla ortaya konulduğu, Çevresel Etki Değerlendirme Belgesi dosyasında yer alan acil müdahale planı uyarınca alt yapı çalışmalarının gerçekleştirilmediği, acil durum havuzunun ölçüleri ve özelliklerinin açıklanmadığı, çamur havuzlarının yetersiz olduğu, Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerin Arılattırılması Hakkında Kanuna ve 5403 Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununa açıkça aykırı olduğu, santral alanının zeytin ve incir bahçeleri arasında olduğu, jeotermal santrallerin faaliyete geçmesi nedeniyle yeraltı ve yerüstü su kaynakların kirlendiği, halkın katılım toplantısında jeotermal santralin istenmediğinin açıkça belirtildiği, kurulacak santral ve tesislerin birlikte oluşturacağı kümülatif etkilerin dikkate alınması gerektiği, havaya salınan gaza ve sıvıya maruz kalan alanlarda kanser oranın yüksek olduğu, hukuka aykırı olduğu iddiasıyla iptali istenilmektedir.

SAVUNMA ÖZETI                          : Davanın süre asımı ve ehliyet yönünden reddi gerektiği, dava konusu ÇED Olumlu kararı ile ilgili olarak davada verilecek kararın söz konusu santralin yapılmasını planlayan ….Elektrik Üretim A.S’ye davanın ihbarının gerektiği, ÇED süreci içerisinde proje hakkında ilgili kurum ve kuruluşların görüsünün alındığı, 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Arılattırılması Hakkında Kanun yönünden dava konusu işlemle ilgili herhangi bir iddia öne sürülemediği, üretim kuyularından santrale taşınmak suretiyle kullanılacak olan jeotermal akışkanın tamamen kapalı bir sistem içinde santrale getirileceği, su ve buhar olarak ayrıştırıldıktan sonra buhardan elektrik elde edileceği ve enerji üretimi sonrası kalan sıvının ise reenjeksiyon kuyularından geri basılacağı, dava konusu işlemin Çevresel Etki Değerlendirilmesi Yönetmeliği hükümlerine göre bire bir uygun olarak tesis edildiği, projenin yeraltı ve yerüstü sularına olabilecek etkilerinin detaylı incelendiği, Çevresel Etki Değerlendirme Yönetmeliği’nin 9.maddesi gereği ÇED sürecine halkın katılım toplantısı yapıldığı, reenjeksiyon uygulaması ile atık ısının büyük bir bölümü tekrar rezervuara gönderildiğinden santral alanı çevresinin meteorolojik koşullarında da herhangi bir değişimin olmayacağı, proje etki alanının sondaj lokasyonları için 250 metre, santral alanı için ise yaklaşık 700 metre olması nedeniyle kümülatif bir etkileşimin beklenmediği, proje kapsamında gerek ruhsat sahasına gerekse üretim ve reenjeksiyon kuyularına ait koordinatların nihai ÇED raporunda verildiği, işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek davanın ve yürütmenin durdurulması talebinin reddi gerektiği savunulmaktadır.

TÜRK MILLETI ADINA

Karar veren Aydın 1. İdare Mahkemesi’nce 2577 sayılı Kanunun 14 ve 20/A maddeleri uyarınca yürütmenin durdurulması istemi hakkında isin gereği görüşüldü 2577 sayılı Kanunu’nun ”Ivedi yargılama usulü” başlıklı 20/A maddesinde; 1. İvedi yargılama usulü aşağıda sayılan işlemlerden doğan uyuşmazlıklar hakkında uygulanır:…

e) 9/8/1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanunu uyarınca, idari yaptırım kararları hariç çevresel etki değerlendirmesi sonucu alınan kararlar…

2. İvedi yargılama usulünde:… e) Yürütmenin durdurulması talebine ilişkin olarak verilecek kararlara itiraz edilemez…” hükmüne yer verilmiştir.

 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesinin 2. fıkrasında idari mahkemelerin, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların dogması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması Sartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, yürütmenin durdurulmasına karar verebilecekleri hükme bağlanmıştır. Dosyanın incelenmesinden, olayda yukarıda anılan kanun hükmünde öngörülen şartların gerçekleşmediği anlaşıldığından, yürütmenin durdurulması isteminin reddine, tebligatın tamamlanmasına, 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesi uyarınca itiraz yolu kapalı olmak üzere 08/07/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.