Özel, havalimanında yaptığı açıklamada gündemdeki konulara değinirken, özellikle ünlülere yönelik yapılan şafak baskını operasyonlarına sert tepki gösterdi:
Ünlülere yapılan şafak gözaltısı hakkında
Utanç verici bir operasyon. Zaten gözaltı yapsa, gözaltı yaptım dese bunun sebebi sorulur ve ne yaptığı bilinir. Yaptığı iş bir gözaltı değil. Yaptığı işin ne olduğunun hukuk devletinde bir karşılığı da yok. Yaptıkları iş doğrudan birincisi, aile hayatına saldırı, özel hayata saldırı, konut güvencesine saldırı ve itibar suikastı. Doğrudan bir itibar suikastı. Amaç ne? Amaç şu: Güya bir tanıkları var, bir torbacı var. O bir ifade veriyor. O torbacının torbasından nasıl oluyorsa Türkiye'de iktidarı memnun edecek, iktidarı övecek söylemleri olmayan, zaman zaman eleştiren ama yani eleştirileri de demokratik sınırlar içinde kimseyi rencide etmeyen, hatta çok dikkatli eleştiriler. Ama ne yapmışlar? Örneğin 19 Mart darbesine karşı eleştirel bir tutum içinde almışlar. Hükümetin bazı uygulamalarına karşı birtakım... Diyorlar ki "Bir torbacı var." Bir torbacı yok. Bir torba var. Torbanın içinde muhalif kimliği olan sanatçılar var. Onları çıkarıyorlar. Sabahın köründe evden jandarmayla alıyorlar. Kan kontrolüne, idrar kontrolüne, saç teli alıp saç telinden uyuşturucu kontrolüne götürüyorlar.
Bu 19 kişiden 18'inde bir şey çıksa, çıkmaz da çıksa, birinde çıkmasa o bir kişiye yaptığınız bu haksızlığın hesabını nerede vereceksiniz? Nerede vereceksiniz? Siz güya hukukçusunuz. Hukuk diyor ki, bir tane masum içeri gireceğine 99 suçlu aramızda gezsin diyor. İlk duyduğunda ürperticidir. Dersin ki "Ya nasıl olur?". Bir masumu boşu boşuna suçlamanın bedelini hakimlere, savcılara öğretirken böyle öğretiyorlar. Bunlar bunu tahsil edip sonra gelip bunu uyguluyorlar. Orada, 4 Eylül günü Meriç Alkan Keskin'in kızı Güneş dünyaya geldi. Ve Güneş bebeği annesi 32 gündür emziriyor. Dün Meriç Hanım'ı aldılar. Jandarmayla götürdüler. Eşi elinde süt pompasıyla geldi ve birileri kan örneği, saç örneği diye Güneş'in annesini itibarsızlaştırmaya çalışırken o Güneş'e süt aldı oradan, süt götürdü.
Bu kadar ayıp bir şey, bu kadar utanç verici bir şeyi bu ülkeye yaşatanlara lanet olsun. Lanet olsun. Onun dışında ben arkadaşların açıklamalarını dinledim. Örneğin Hadise diyor ki "Hayatımda ilk defa sabah 6.30'da korkarak uyandım. Kapım," diyor "deliler gibi çalındı. Ben sigara bile içmiyorum." diyor. Diğer taraftan İrem Derici "Sabah 7'de evden o şekilde alınmak çok üzdü, ağırıma gitti. Bir telefon etseler gidip ne istiyorlarsa verirdim. Alnım ana sütüm kadar ak." demiş. Ve "Bu ifadeyi, böyle bir ifade verecek kadar açık bir kadınım. Neden bunu yaptılar anlamadım." demiş. Sayın Ziynet Sali'nin avukatı hayati boyunca Ziynet Sali'nin sigara dahi içmediğini söylemiş. Şimdi ne olacak? Kaldı ki, bir torbacının iftiraları. Böyle bir şeye ihtiyaç duyuyorsanız telefon ettiğinizde hangi birisi gelmeyecek? Çağırdınız da gelmedi mi de jandarmayla gittiniz? Yani çağırdınız, o da gelmedi, kaçtı mı da jandarmayla sabah 6.30'da gittiniz?
Şimdi buradan bütün AK Parti'ye yakın sanatçılara, yazarlara, çizerlere şunu soruyorum: Siz belki yakın yere koymuyorsunuz. Biz olacağına inanıyoruz ama. Seçim oldu, iktidar değişti. Sen Tayyip Erdoğan'a övgüler düzen, iyi şeyler söyleyen, belki bizleri eleştiren birisin. Köşelerinden yazan birisin. Ertesi sabah kapı çalınıyor. Jandarma geliyor ve sizi evlerinizden teker teker alıyor. Saç kontrolüne, idrar vermeye, zorla kan vermeye götürüyor. Sonra çıkıyor birisi de diyor ki, "Bir torbacı var söyledi. Torbadan hep bu AK Parti'ye yakın sanatçılar çıktı, gazeteciler çıktı, yazar çizer çıktı, televizyon yorumcuları." Ne hissedeceksiniz? Ne hissedeceksiniz? Bugün bize yaptıkları bu. Size yapılsa ne hissedeceksiniz? Evladınızın önünde, eşinizin yanından ve komşularınızın gözü önünde, bir sürü jandarma arabası aşağıda çakarlar, çakarlar, çakarlar. Gelip sizi "Hakkınızda bir iddia var. Birisi size uyuşturucu sattığını söylemiş." Sizi alıp paldır küldür getiriyor. "Hadi bakalım, ver idrarı. Aç kolunu, kan ver. Saçını kopar."
Bunu siyasi bir husumetle size biz yaparsak yarın ne hissedeceğinizi düşünün. Ben size şöyle şunu söyleyeyim: Böyle bir şeyi yaparsak namerdiz. Hiç korkmayın. Bizim vicdanımıza emanetsiniz. Ama ülkeyi öyle bir hale getirdiler ki bunun olup olmaması ülkeyi yönetenlerin vicdanına emanet. Bugün bu ülkeyi yöneten bu vicdansızlar, onların atadığı, bu işe kalkışanlar sırf muhalif diye, sırf eleştirmiş diye bunu yapıyor. Bugün bizi eleştirenlerin yarınları bizim ahlakımıza emanettir. Ama bir ülkeyi yönetenler ahlaki çizgiyi, rotayı kaybettiler diye bu zulümler oluyorsa o ülke hukuk devleti olmaktan çıkmıştır. Herkesin birden ülkenin kurallarına emanet olması lazım.
Bir gün bunu sizin sevdiklerinize, evlatlarınıza, kızınıza, torununuza yapıldığını düşünün. Yapmayacağız. Namusumuz ve şerefimiz üzerine yemin ederiz ki yapmayacağız. Ama bize ne yapıldığını görün. Ondan sonra oturun bunu yapın. Bu mesele neden uyuşturucu üzerinden? Konu hassas, muhalefet susar, savunamaz. "Uyuşturucuyu mu savunuyorsun?". Uyuşturucuyu savunmuyorum. Bu kokuşmuşluğun karşısında savunulması gereken kim varsa onu savunuyorum.
En olmadık yerlerde en olmadık işleri deneyerek insanları savunmasız, bizi de siyasetin alanın içinde kalmayacağız. Muhalefeti nerede yapmak gerekiyorsa orada yapacağız. İçişleri Bakanı... Onda öyle bir yürek yok. Yüreksizin teki, kifayetsizin teki. Yapamaz. O ancak yapsa yapsa Üsküdar'daki kaçak büfeleri, rant büfelerini savunmak için o büfeleri yıkmak isteyen belediye çalışanlarının karşısına polis diker. O talimat alınca Atatürk'ün kurduğu babaevine 5000 tane polis yollar. Bir karış mesafeden gaz sıktırır. O kifayetsiz, o yeteneksiz, o liyakatsizden bir şey... Tayyip Erdoğan eğer sorumluluk alabiliyorsa çıksın bu sanatçılardan ve bu milletten özür dilesin.
32 yaşındaki Güneş'in annesini süt vereceği, sütünü sağıp da evladına vereceği, evladını emzireceği yerde kan, idrar kontrolüne götürüyorsa çıksınlar bu milletten özür dilesinler. AK Parti'nin kadın siyasetçileri, kadın milletvekillerini, AK Parti kadın kollarını bu utanç verici meselede tarihin ayıp tarafında değil, vicdan tarafında yer almaya, bu başsavcıya ve buna kolluk gücünü alet eden İçişleri Bakanı'na tepki göstermeye ve bu meselede doğru bir yerde tavır takınmaya davet ediyorum. Bu meseleyi AK Parti'li kadın siyasetçilere sorun arkadaşlar. Bu utanca susacaklar mı? Bir sefer olsun tarihin doğru tarafında yer alacaklar mı? Öyle bir noktadayız.
"Bugün bizi eleştirenlerin yarınları bizim ahlakımıza emanettir."
Komisyonun olası İmralı siyaseti
Öcalan ile devlet görüşüyor dedik bize neler söylediler. Şimdi de döndü dolaştı sorumluluğu alamadılar. Meclis komisyonu İmralı’ya gitme meselesini gündemine alacaksa alsınlar bir görelim. Bu alınmadan böyle bir şeyi bilmiyorum. Bir önce AKP kendi tutumunu belirlesin. Heyetin sayısını belirlesin ve duyursun.
Meclis'teki Öcalan sloganlarının TBMM çatısı altında dışardan gelen kişiler bir takım sloganlar attı diye birilerini sorumlu tutmayız. Ancak bu gelenlere karşı özenli yönetilmeli. Madem bir süreç yürütülüyor doğru bir yerden barış süreci örülmesine katkı sağlamaya çalışıyoruz bunun için özen lazım. Bu özenden bu olayla uzak durulmuştur.
Gazze ateşkes imzalaması
Adil bir barış süreci yok ama en kötü barış savaştan iyidir. Anlaşmaya varılmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Bundan sonra can kaybı yaşanmayacak olmasını memnuniyetle karşılıyoruz.
Demirtaş kararına itiraz
Adalet Bakanlığı'nın itirazı yanlış bir iş. Bu kararlar Türkiye açısından bağlayıcıdır. Başta Osman Kavala olmak üzere herkesin serbest bırakılması gerekiyor. O kararlar alındığında tutukluymuş da şimdi hükümlüymüş.. Bir sürecin içindeyiz ve demokratik siyaset alanı açılacaksa böyle olur. Burada bu başvuruyu yapmak yanlıştı. Bir an önce AİHM ve AYM kararlarının hızla uygulanması gerekir. Kendi Anayasası'na uymayan bir iktidar var.
Özel’in Avrupa turu, sırasıyla İspanya, Belçika ve Hollanda'yı kapsayacak.
Özel'in Avrupa programı
-
İspanya (Madrid): Sosyalist Enternasyonal Başkanlar Kurulu toplantısına katılacak.
-
Belçika (Brüksel - 12 Ekim Pazar): CHP’nin yurt dışındaki ilk "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitingini gerçekleştirecek.
-
Hollanda: Avrupa Sosyalistler Partisi (PES) kongresine katılacak.