28 Kasım 2020 hafta sonu yasakları başladığı için saat 10:00’dan önce sokağa çıkamıyoruz madem çıkamıyoruz acele etmeye gerek, dünya;  hayatı askıya almışken bizde artık bazı şeyleri biraz ağırdan alalım dedik, kahvaltı sofrasından kalktığımda saat 11:30 olmuştu. Uzun zamandır kahve içmeye davet eden bir arkadaşımı aradım eğer müsaitse kahve içmeye geleceğimi söyledim. Hay hay beklerim cevabını alınca da yola koyuldum. Arabaya biner binmez maskemi taktım, oysa yalnızdım arabada ama alışkanlık oturmuş demek ki diye geçirdim içimden.

Arkadaşımın ofisine vardığımda küçük bir oda olmasına rağmen içeride o ve iki misafiri daha vardı ama hiç birinde maske yoktu, hatta latife yaparak sanırım sizin memlekete corona gelmedi dedim. Gülümsediler, neyse ki sonradan en azından bir tanesi maskesini taktı. Ortam ve sohbet güzel olunca bir kahvelik ziyaret 3 saat sürdü. Öğleden sonra 3 gibi ofisime geçtim. Ofisteki birkaç görüşmeden sonra, vücudumda bir kırgınlık başladı, saat 6 gibi en son misafiri uğurlarken artık takatim kalmadı, eve geldim. Hem baş ağrısı hem halsizlik hem de mide bulantısı başlamıştı.

Cumartesi 20.00’den sonra sokağa çıkma yasakları da başlamış evde ağrı kesicilerle toparlanmaya çalışıyorum ama nafile,  gece 12 de artık dayanamayıp hastaneye gittim. Covid belirtileri gösterdiğimi söyleyen doktor bey, Covid testi yaptırmam gerektiğini söyledi, test yaptırdık, birkaç ağrı kesici verip eve gönderdi.

COVİD’LE İLK GECE

Allah’ım bu nasıl bir şey sabaha kadar gözüme bir damla uyku girmedi desem yeridir. Her yerim ağrıyor, baş ağrısının aralıksız bu kadar sürdüğünü ilk kez görüyorum. Ateşler içinde yanıyorum, eklem yerlerim kollarım, bacaklarım, belim kopacak gibi. Yorgunluk ve halsizlik tüm bedenimi kaplamış uyusam sanki her şey bitecek ama uykunun bu akşam bizle buluşmaya niyeti yok. Sabaha karşı artık gözlerim kapanmış birkaç saat sonra tekrar titreyerek uyandım. Yorganın altında tir tir titriyorum.

Ve merakla beklediğimiz haber geliyor. Sayın Eşin, COVİD-19 testiniz POZİTİF…

Bütün belirtileri olmasına rağmen bu griptir diye umut ettiğimiz hastalık maalesef İllet Corona çıkıyor. Duygularım karıştı biran, hani herkes ölümü bilir kabul eder ama kendisinin de ölümlü olduğunu kabullenmek istemez ya öyle bir şey.

Görevliler, Corona ilaçlarını getiriyor, karantina süreci başlıyor.

Birden aklıma haberlerde, sosyal medyada gezinen videolar geliyor. Bu corona uydurma bir şey, sakın ilaçları, kullanmayın sakın aşı olmayın, bunlar küresel tezgâhlar falan filan derken yüzlerce yazı ve video gözlerimin önünden geçiyor ve tamam diyorsun, BEN BU İLAÇLARI KULLANMAYACAĞIM KÜRESELCİLERE BOYUN EĞMEYECEĞİM BU OYUNUN BİR PARÇASI OLMAYACAĞIM…

COVİD’LE İKİNCİ GECE

Aman Allah’ım ilk geceyi bile arar oldum, sanki buzullarda çıplak bir şekilde buzun üzerinde yatıyorum. Sanırım donarak ölücem diye düşünüyorum. Buzun üzerine koymadan önce sanki bir çuvala koyup saatlerce odunla dövmüş gibiler. Bütün eklemlerim ağrıyor, eğilemiyorum, kalkamıyorum. Bu nasıl bir şey Allah’ım.  Nasıl sabah oldu bilmiyorum. Aynı gecede bir milyon defa uyuyup uyanma rekoru kırıyorum.

İlk iki gecenin ardından yavaş yavaş ölüm korkusu sarmaya başladı, böyle bekleyemem bir şeyler yapmam lazım, en etkili silaha başvurmam gerekiyor. İnsanların hayır duasını almak lazım, kimin duasının Allah katında daha makbul olduğu bilinmez bu sebeple dostların duasını almak için sosyal medyada Covid’e yakalandığımı yazıyorum. Allah eksikliklerini göstermesin pek çok dostumuzun hayır duasını almaya başlıyoruz.

Nispeten yüzde 30 seviyelerinde ilk gün bir gerileme yaşanıyor. (DUANIN GÜCÜ),

Covid’e daha önce yakalanmış dost arkadaş ve akrabaları arıyorum verilen ilaçları kullanıp kullanmadıkları, hastalığın belirtileri, şuan ki durumları üzerine konuyoruz.

Herkesin ortak cevabı verilen hapları kullandıktan sonra kendilerini daha iyi hissettikleri, ama bu işte bir iş var, normalde piyasa da dolaşan haberlere göre o ilaçlar öldürüyordu ama hastalarla yaptığım görüşmelerde herkes o ilaçları kullandıktan sonra toparlandığını söylüyor. 

Ne yapacağımı bilmiyorum arafta kaldım, ilaçları kullanmalı mıyım, kullanmamalı mıyım?

COVİD’LE ÜÇÜNCÜ GECE

Nispeten ilk iki geceye göre daha rahat olmasına rağmen yine sayısız defa uykudan uyandım, artık fiziki ağrıların yanında birde manevi duygular ölüm korkusu girmiş kalbimize, hani herkesin ya hazırlıksız yakalandık diyeceği türden bir şey, oysa insan hiçbir zaman ölüme maalesef hazır olamıyor. Ama üçüncü geceden itibaren bu tarz duygularda gelişmeye başlıyor. Gece birkaç doktor arkadaşımı arayıp ilaçlar konusunu soruyorum, herkes de kullanılması gerektiğini söylüyor, yoksa ilaçsız atlatılsa dahi virüsün vücuda hasar bırakabileceğinden bahsediliyor. Neyse ki bu gece de bitti sabah kahvaltıda eşimle konuşurken, ilaç kullanma kararı aldığımı söylüyorum. Piyasada ki tüm videoları ve bu konudaki muhalif haberleri bir kenara bırakıyorum.

EKİZ ADET HAP, bir iki değil tam sekiz tane. Ben hap içmekten nefret eden biri olarak bir tane bile içmek istemezken sekiz tane…

Hapları içeli 4 saat oldu. Sıkıntılarımın %60’ından kurtuldum. Üç gün sonra ilk defa rükuya giderken eğilebildim. Çok şükür bin şükür…

COVİD’LE DÖRDÜNCÜ GECE

Dün gece biraz eklem ağrım ve kullandığım ilaçlar sebebi ile hafif bunaltım vardı ama genel olarak toparlama sürecine girdiğime inanıyorum. Sabah kahvaltısından sonra da size bu satırları yazıyorum.

Covid’e yakalandım ve 5 gün boyunca yaşadıklarımı paylaştım. Bu hastalığa yakalanan herkese acil şifalar diliyorum, yoğun bakımdakilere Allah şifa versin, Henüz idrak edemeyenlere de Allah akıl versin. Anladığım kadarıyla bu virüsün herkeste oluşturduğu tahribat farklı, her bünyenin de direnci farklı ama kendimce vardığım kanaat şu oldu;

Devletimize ve doktorlarımıza güvenelim. Sevdiklerimiz için kural ve kaidelere uyalım bencil davranmayalım. Ne düğü belirsiz, kaynağı belli olmayan haber ve videolara itibar etmeyin.

Bu arada size samimi olarak dua edecek dostluk ve akrabalık ilişkileri kurun, her şey dostlarla güzel, Dua ise en büyük koz, hele de müminlerin duası… 

COVİD’SİZ BİR HAYAT DİLEĞİMLE…