Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel partisinin TBMM'deki grup toplantısında konuştu.
Özel, Mısır'da gerçekleşen Gazze zirvesine ilişkin olarak, "En büyük utancım şu; dün iki yerde sevinç vardı. Birisi İsrail Parlamentosunda, ikincisi AK Parti'nin yandaş basınında. Bizim yandaş basın utanmadan sıkılmadan, İsrail Parlamentosu'ndaki o havayı görmeden bunun Erdoğan'a acaba yurt içindeki siyasette bir faydası olur mu diye bir başarı gibi göstermeye çalışıyorlar. Buradan hepinizin gözünün içine baka baka söylüyorum; biz yas eviyiz, 67 bin tane cenaze var orada siz İsrail'in düğün evinin tefçisi gibi davranıyorsunuz. Yazıklar olsun hepinize. İsrail'in davuluyla zurnasıyla halaya duran yandaş basına diyorum ki; sizde ne yerlilik var ne millilik var şu kadar vicdan yok sadece yalakalık var" dedi.
Özel'in konuşmalarından satır başları şöyle:
"Avrupa'daki programlarımız yurtiçinden ve yurtdışından büyük bir ilgi gördü. Tabi ilgi gösterenlerin başında Sayın Erdoğan var. Çünkü Erdoğan öyle bir anlayışa sahip ki, geçmişte kendine helal olan şimdi onun yönettiği ülkede muhalefete haramdır. Onun sevabı bizim günahımız olacak."
"İttifaklarının ve iktidarlarının bu konudaki yaklaşımını bugün Sayın Devlet Bahçeli grup toplantısında açık açık söyledi. Dedi ki ‘Kol kırılsın yen içinde kalsın istiyoruz.’ İnsan gerçekten duyduğuna gördüğüne inanamıyor Sayın Bahçeli, Sayın Erdoğan kırılan kol bizim, kırılan kalp bizim, saldırılan haysiyet bizim, aşağılananlar bizim arkadaşlarımız, aileleri ile tehdit edilenler bizim arkadaşlarımız ama diyorsunuz ki ‘Sizin kol kırılsın bizim yenin içinde kalsın’ Bu memlekette kol kırık, cep delik cepken delik, insanlar yoksul, adalet sakat ama ‘Kendi düzenimiz’ sürsün. Sayın Bahçeli 'Kızılcık şerbetini Tayyip Erdoğan’ın etrafı içsin biz kan kusalım ama kızılcık şerbeti içelim' diyorsunuz. Kusura bakmayın hiçbir yerde o yoğurdun bolluğu kalmamıştır, CHP milleti ile birlikte ayaktadır, hakkını aramaktadır, sonuna kadar da arayacaktır"
"Erdoğan yıllarca Trump'a sustu. Trump Netanyahu'yu övdü, önünü açtı. Ekmek kuyruğunda kadınlar tarandı. Gık demediniz. Gık demediniz. Parmağınızı oynatamadınız. Ne zamanki oradaki bölüşüm meselesinde anlaştılar, hidrokarbonlar Amerika'nın, Gazze'de Amerika'nın ilhakı olacak bütün 150 ülke Filistin'i tanımışken kendilerince manevra yaptılar. Bizim yandaş basın utanmadan, sıkılmadan İsrail parlamentosundaki o havayı görmeden bunu Erdoğan'a bir yurt içinde acaba iç siyasette faydası olur mu diye bir başarı gibi göstermeye çalışıyor. Beyler buradan hepinizin gözünün içine baka baka söylüyorum. Hey biz yaseviyiz. 67.000 tane cenaze var orada. Siz İsrail'in düğün evinin tefçisi gibi davranıyorsunuz. Yazıklar olsun hepinize. Yazıklar olsun. Yarısı kadın, çocuk 67.000 Filistinli katledilmişken İsrail'in davuluyla zurnasıyla halaya duran yandaş basına diyorum ki sizde ne yerlilik var, ne millilik var. Şu kadar vicdan yok. Sadece yalakalık var. Sadece yalakalık var. İmzalanan şey barış anlaşması değil ateşkes mutabakatı."
Bugün 14 Ekim Amasra'da Türkiye Taşkömürü Kurumu'nun madeninde 43 işçiyi yitirdiğimiz facianın 3. yıl dönümü. Soma'da 301 evladımızın kaybından ders çıkarmayanlar o madene dünyanın en güvenli madeni demişlerdi. Oysa o faciadan önce Soma'dan bugüne ölenlerin ailesine verilen sözler tutuldu. Kalan madencilere verilen sözler kısmen tutuldu. İş güvenliği ile ilgili taahhütlerde arpa boyu yol alınmadı. Türkiye'nin dört bir yanında madenciler günde 3 vardiya ölüme inip çıkıyorlar diye söylemiştim. Ardından dünyanın en güvenli madenidir diye etiketledikleri madende 2019 Sayıştay raporu yüksek risk var demesine karşın tedbir alınmadı ve o günden bugüne de yargılama safhası sürüyor. Ve katliamdan sonra sanıklara verilen cezalar yürekleri soğutmadı. 4 kişi hakkında olası kasıt suçu bilinçli taksire çevrildi. Yani cezalar indirildi. 2,5-3 yıla kalmaz salıverilecekler. Madenci ailelerinin itirazıyla eski TTK Genel Müdürü ve Enerji Bakanlığı müfettişlerine soruşturma izni verildi. Görevi ihmalden dava açıldı. Cezanın üst sınırı 2 yıl. Yani tabiri caizse halk arasındaki deyimle yatarı yok. Yani aileler istiyor diye tamam tamam dediler. En üst sınırdan ceza alsalar bir gün yatmayacaklar. O yüzden Cumhuriyet Halk Partisi bir facia, bir kaza olduğunda o gün ona ağlayan, manşetlerle bir yas tutan, manşetler susunca, kameralar gidince köşelerde yer bulmayınca unutan bir parti değil.
Soma davasını her bir davasını ilk günden son ana kadar nasıl takip ettiysek Amasra'yı nasıl takip ettiysek toplumdaki toplumsal yara toplum vicdanında yara açan ve adaletin tecelli ettiğine toplumun vicdanının ikna olmadığı tüm davaları tüm süreçleriyle takip etmeye devam ediyoruz. Gün gelecek o gün bu grup burada olmayacak. Daha büyük olan bir salon var. Orada olacağız. Ama o gün çıkacağım. O günkü grup toplantımızda partinin genel başkanı olarak hepinizin gözünün içine baka baka ve o localarda birilerini getirilip de alkışlattırılan, slogan attırılan birileri değil Soma aileleri, Amasra aileleri, Ermenek aileleri, Çorlu aileleri, Lokumcu'nun ailesi, Gezi'de katledilen kardeşlerimizin aileleri, Berkin Elvan'ın annesine diyeceğiz ki bu davaların hepsini tekrar açıyoruz. Bir daha yargılanacaklar.
Buradan AK Parti ve MHP'li seçmene söylüyorum. AK Parti'ye üye olmuş olmak, oy vermiş olmak, bir dönem AK Parti'de siyaset yapmış olmak bunların hiçbir tanesi bizim için husumet meselesi değil. İyi olsun diye yapılmıştır. Şüphesiz. Ya da nüfus cüzdanı alınmıştır. Mahalle başkanı tarafından kayıt yapılmıştır. Partiye üye kaydediyoruz. Her yeni kaydettiğimiz beş üyenin bir ya da iki tanesi daha önceden AK Parti'ye üye çıkıyor. Çoğunun haberi yok. O yüzden kimse şu endişeye kapılmasın. Yarın Cumhuriyet Halk Partisi gelince acaba bize bir şey olur mu? Oy verene, üye olana, siyaset yapana bir şey olmaz. Ama elinde Berkin Elvan'ın kanı olan, Soma'nın kanı olan, Amasra'nın kanı olanlar yargılanacaksınız kardeşim. Bir daha yargılanacaksınız.
“İnsanın en çok çıldırdığı da ne? Vergi rekortmenlerini açıkladılar bu hafta. Adana’da, Konya’da, Samsun’da vergi rekortmenlerini gördünüz mü? Futbolcular, teknik direktörler Neredeyse Türkiye’nin dört bir yanında gerçek anlamda vergi vermesi gerekenlerin bir şekilde yolunu bulduğu, hiç eline cebine atmadığı ama bu salonlarda, ya da çağırdığımızda karda kışta meydanlara koşanların cebinden devletin elinin çıkmadığı bir düzendeyiz. Yoksulun cebine atılan o eli oradan çekeceğiz, kırıp atacağız o şefkatli eli milletin sırtına dayayacağız”