"Cumhurbaşkanını tehdit" suçlamasıyla hakkında en az 5 yıl hapis cezası istenen 63 yaşındaki gazeteci Fatih Altaylı, 103 günlük tutukluluğunun ardından bugün Silivri Açık Ceza Yerleşkesi’ndeki 2 No’lu duruşma salonunda hâkim karşısına çıktı. Savunmaların ardından mahkeme Altaylı'nın tahliye talebini reddetti. Bir sonraki duruşma tarihi ise 26 Kasım'da.

Mahkeme kuvvetli suç şüphesi ve katalog suçlar nedeniyle tahliye talebi reddetti.

Duruşma öncesi yaşananlar

Duruşma öncesinde, Altaylı’ya destek için ailesi, meslektaşları, akademisyenler ve siyasetçiler Silivri’ye geldi. Destekçiler arasında eşi Hande Altaylı, kızı Zeynep Altaylı, eski Galatasaray Başkanı Faruk Süren, akademisyenler Celal Şengör ve Murat Bardakçı yer aldı. Ayrıca, CHP İstanbul Milletvekili Ali Gökçek, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülşah Deniz Atalar ve Zafer Partisi İstanbul İl Başkanı Hakan Akşit de duruşmayı takip etmek üzere Silivri'ye gelen isimler arasında.

Fatih Altaylı, duruşma öncesinde YouTube kanalına gönderdiği mektupta mahkeme gününe nasıl hazırlandığını detaylıca anlattı ve duygusal bir mesaj paylaştı:

"Sabah 5:30'da kalkmış, tıraşımı olmuş, cezaevindeki dolabımda bugün için sakladığım takım elbisemi giymiş, Silivri'deki salonda görülecek davama hazırlanıyor olacağım. Beyaz gömleğimin yıkasının lekenlendiğini gördüm, hemen yıkadım. Yakasını çamaşır suyu ile ağarttım, elimden geldiğince ütüledim. Cezaevinde girerken emanete konulan kravatlarımı istedim. 10:00'da yargıç heyeti karşısında olacağım. Hakkımızda hayırlısı diyelim. Herkese keyifli bir gün dileyeyim."

Duruşmada yaşananlar

Altaylı, savunmasının başlangıcında, duruşma için gelen herkese teşekkür ederek, "Silivri’mize hoş geldiniz. Benim yaşlarıma gelip sevdiklerinizle... geçirebilmeyi hayal ettiğiniz yazların sayısının azaldığını hissedince, her yaz daha değerli oluyor. Her gün daha değerli oluyor" dedi.

Altaylı, uzun süre düşündükten sonra tutukluluğunun nedenini anladığını ifade etti:

"Bugün burada bulunmamın nedeni, bu salonda bulunan ya da bu ülkenin en ücra köyünde yaşayan çocukları, hiç tanımadığım insanların evlatlarını kendi kızım kadar seviyor, kendi kızım gibiymişçesine düşünüyor, önemsiyor olmam. Şanslı olmayan çocukların da benim kızım kadar şansı olabilsin istediğim için buradayım."

Bu amaçla bilim programları yaptığını, gençlerin umutlarını taze tutmaya çalıştığını ve gelirlerinin ciddi bir bölümüyle dünyanın en iyi üniversitelerinde doktora yapan gençlere burs veren "Teke Tek Bilim Burs Fonu"nu oluşturduğunu anlattı.

Altaylı, kendisine yakıştırılan "muhalif gazeteci" tanımlamasını kabul etmediğini, kendisini toplumsal duyguların merkezinde duran biri olarak gördüğünü belirtti:

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan F-35 açıklaması
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan F-35 açıklaması
İçeriği Görüntüle

"Ben muhalif değilim, ben sadece ve sadece hayal etme özgürlüğünü savunuyorum, farklı hayaller kurabilme özgürlüğünü. Çünkü hayal kuramayanlar, ileri gidemez biliyorum... Ben kendimi muhalif değil, Türkiye’nin toplumsal duygusunun merkezinde duran, durmaya çalışan biri olarak gördüm."

Her iktidara makul bir süre sonra farklı hayaller de kurabileceğimizi göstermeye çalıştığını söyleyen Altaylı, bu yüzden her iktidarın kendisine kızdığını ekledi.

Tehdit etmedim

"Sayın Cumhurbaşkanı’nı tehdit ettiğim iddiasıyla yargılanmak üzere karşınızda bulunmak beni hem çok şaşırtıyor hem de çok üzüyor" diyen Altaylı, hayatı boyunca kimseyi tehdit etmediğini, aksine kendisinin 30 yıl boyunca devlet tarafından korunduğunu ve pek çok terör örgütünün hedefi olduğunu söyledi.

Altaylı, haksızlığa karşı çıkma misyonunu vurgularken, Sayın Erdoğan’ın hapis cezasına çarptırıldığı dönemde gazete manşetleri "Muhtar Bile Olamaz" yazarken, kendisinin "5 Yıl İçinde Başbakan Olacak Adamı Bugün Hapse Attılar" manşetini attığını hatırlattı:

"Ben hep güçlünün değil, güçsüzün, tehdit edenin değil, tehdit edilenin yanında yer almaya çabaladım... O Fatih Altaylı mı bugün 'Sayın Cumhurbaşkanı’nı tehdit ediyor' oldu… Yapmayın… Hayatında kimseyi tehdit etmemiş Fatih Altaylı mı Sayın Erdoğan’ı, bu ülkenin Cumhurbaşkanı’nı tehdit edecek!"

Kasıt yok

Altaylı, tutuklanmasına neden olan konuşmanın 2.5 - 3 dakikalık iyi niyetli bir konuşma olduğunu, 15 - 20 saniyelik bir bölümün kesilerek sosyal medyada linç edildiğini savundu. Konuşmanın tamamının, "Türk halkı sandığı sever" diyerek demokratik bağlılığın Türk halkının iliklerine işlediğini anlattığını belirtti.

"Demokrasinin erdemini anlatabilmek için de demokrasi ve seçimin söz konusu olmadığı günlerde yaşananları, demokrasimizin değerini vurgulamak için hatırlatıyorum. Bugünün aydınlığının değerini göstermek için dünün karanlığını anlatmak tehdit olabilir mi? O zaman tarih kitapları tehdit doludur."

Savunmasının sonunda, Mahkeme Heyeti'ne kastının olmadığını çok net göreceklerini söyleyen Altaylı, beraat etmesi halinde çocuklar ve gençler için uğraşmaya devam edeceğini ve hayal kurma özgürlüğünü herkes için korumaya çalışacağını belirterek sözlerini tamamladı.

Ne oldu?

Fatih Altaylı, 20 Haziran’da YouTube kanalında yayımlanan "Fatih Altaylı Yorumluyor" programındaki sözleri gerekçe gösterilerek aynı gün gözaltına alınmış ve hakkında soruşturma başlatılmıştı. Gazeteci, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik tehdit veya hakaret içeren ifadeler kullandığı iddialarını ise reddediyor. Daha önce tarih ve hukuk duayenleri, Altaylı'nın sözlerinin tehdit değil, tarihsel bir analiz olduğu yönünde bilimsel mütalaalar hazırlayarak dava dosyasına sunmuştu.