Kaynaklar, Erdoğan tarafından sunulan uzlaşma önerisinin bazı ek koşullar içerdiğini ve Ankara açısından en önemli önceliğin Halkbank'ın herhangi bir suçlamayı kabul etmemesi olduğunu belirtti. Halkbank, İran'ın nükleer programına ilişkin ABD yaptırımlarını delmesine yardım etmekle suçlanıyor. Banka, dolandırıcılık, kara para aklama ve komplo kurma suçlamalarını başından beri reddediyor.
Görüşmede hangi koşulların masaya yatırıldığı ve ABD tarafının teklife nasıl yanıt verdiği henüz netlik kazanmazken, hem Cumhurbaşkanlığı kaynakları hem de Beyaz Saray konuyla ilgili yorum yapmadı.
Bu iddia, ABD Yüksek Mahkemesi’nin Pazartesi günü Halkbank’ın davanın devam etmesine ilişkin son temyiz başvurusunu reddetmesinin ardından geldi. Bu gelişmeyle bankanın hisseleri yüzde 10 değer kaybetmişti.
Yüksek Mahkeme kararına rağmen, Halkbank'tan yapılan açıklamada, “ABD ile Türkiye arasındaki anlayış çerçevesinde uzlaşma zemini bulunmasına yönelik girişimler olumlu yönde devam etmektedir” denildi.
Washington merkezli uzmanlar, Beyaz Saray'da konuşulan 100 milyon dolarlık teklifin, nihai bir uzlaşma gerçekleşirse (geçmiş Avrupa bankaları örnekleri göz önüne alındığında) çok daha yüksek bir miktara çıkabileceğini değerlendiriyor.
Reuters, olası bir uzlaşmanın, S-400 krizi ve F-35 programından çıkarma gibi olaylarla gerilen Ankara-Washington ilişkilerini onarma çabalarına katkı sağlayabileceğini aktardı. Ajansa göre, iki NATO müttefiki arasındaki ilişkiler son dönemde Erdoğan ve Trump arasındaki kişisel yakınlık sayesinde yeniden ısınma eğilimi gösteriyor.
Dava geçmişine bakıldığında, Halkbank'ın New York Güney Bölgesi Savcılığı tarafından 2009-2015 yılları arasında paravan şirketler ve sahte gıda ticareti belgeleri aracılığıyla İran'a yönelik yaptırımları delmekle suçlandığı biliniyor.