Kültür ve Turizm Müdürü Doç.Dr. Mehmet Umut Tuncer yerel basın temsilci ve yazarlarıyla geçtiğimiz Salı günü(7 Aralık) Arkeoloji Müzesi’nde bir toplantı düzenledi.
Bu toplantıda Kütüphane Müdürü İsmail Akman, Arkeoloji Müzesi Müdürü Abdülbari Yıldız sorumluluk alanlarıyla Müdür Yardımcısı Ahmet Demir de turizm konusunda birer sunum yaptılar.
Bu kısa girişin ardından katılımcılara Doç.Dr. Mehmet Umut Tuncer bu toplantıda ortaya koyacakları her görüşün öneminden söz etti ve kendileri açısından toplantının bir beyin fırtınası değerinde olduğunu söyledi.
Kültür Müdürlüğünden bu güne kadar basından düşüncelerini ne soran ne de merak eden oldu,o nedenle Mehmet Umut Tuncer’in yaptığı bu toplantı bir ilk olma özelliği taşıyor.
Söz arasında Mehmet Umut Tuncer bu toplantıları okul müdürleri, öğretmenler ve belediye başkanlarıyla da yapacaklarını söyledi.
Bildiğimiz kadarıyla ören yerlerini okullarla anlaşarak öğrencilerin ziyaretleri daha önce başlatılmıştı, öğrencileri Şehit ve Gazi Yakınları takip etti.
Bu toplantı ve ziyaretlerle bir ilke imza atan Mehmet Umut Tuncer’in genç bir bürokrat olması yanında akademik alanının iletişim olmasının da payı olmalı.
Ancak kapsam alanı oldukça geniş kültürü de içine alınca toplantıda konu biraz dağıldı.
Bu tür kültür gibi Turizm gibi kapsam alanı geniş konular örnek; ören yerleri, diğer yapılar ya da bayramlar, düğün ve eğlence geleneği gibi konu başlıkları altında düzenlenirse gerek düzenleyenler gerek katılımcılar açısından daha verimli olur.
Bu demek değil ki, toplantıda boşa vakit geçirildi tam aksine söz alan katılımcılar görüş ve düşünceleriyle önemli konulara parmak bastılar.
Umarım Kültür Müdürlüğü açısından da verimli olmuştur.
***
Müdür Doç.Dr. Mehmet Umut Tuncer turizmden söz ederken “2019’da Aydın’da bir milyon 650 bin turist ağırladık, hedefimiz pandemiye karşı alacağımız ilave tedbirlerle 2022’de üç milyon turiste ev sahipliği yapmak,” dedi.
Dile getiren de oldu ama üzerinde pek durulmadı.
Asıl beyin fırtınası, arama konferansı ve panel konusu sezonluk Kuşadası ve Didim’e gelen 2019 rakamlarıyla söylersek bir milyon 650 bin turiste örnek Afrodisyas’ı(Karacasu) ya da Alabanda’yı (Çine) orta vadede nasıl ziyaret ettirebiliriz, hedefi olmalıdır.
Uzun vadeli hedef de aynı beyin fırtınası, arama konferansı ve panellerle sezonluk turistleri yılın diğer aylarına nasıl yayabiliriz, sorusunun yanıtını aramak olmalı.
Çünkü Aydın’ın geleceği iki sektörde yatmaktadır, ilki dört mevsime yayılacak turizmdir, termal sağlık turizmi de buna dâhildir.
İkincisi tarıma dayalı entegre sanayidir.
***
Aydın gerek Hellenistik ve Bizans Dönemi Antik Kentleriyle gerek Selçuklu, Beylikler, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi eserleriyle bir açık hava müzesi konumundadır.
Ören yeri, tescilli tarihi eseri olmayan hiçbir ilçesi beldesi hatta mahallesi yoktur, dense yeridir.
Kentlerini turizme açmak için belediye başkanlarının ilk yapacakları bu eserleri ama Valilik YİKOP’dan ama bakanlıktan bulacakları kaynaklarla restore ettirmek olmalı.
Unutulmamalı ki, günümüzün geçerli anlayışına göre bir belediye başkanın en başta gelen görevi hemşerilerine refah ve mutluluk içinde hayatlarını geçirecekleri bir kent için çalışmaktır.
Bu da bir taraftan ama içeriden ama dışarıdan girişimci bulmak suretiyle iş imkânı sağlamakla diğer taraftan yapacağı öncülükle marka ürünler yaratmak böylece üreticinin mallarını para ettirmekle mümkündür.
Aydın bu anlamda gerek ziyaretçi çekecek tarihi kentler ve eserlerde gerek ürün çeşitliğinde en zengin yerlerin başında gelir.
Verimli topraklarında yetişen, endemik bitki çeşitliğiyle, her mevsimde sebze ve meyve bolluğuyla, balıyla, künarıyla ayrıca her mevsimde her şeyin turfandasının bulunabildiği bir yeryüzü cennetidir.
Ancak bu olanca zenginliğine rağmen turizmden sahil kentleri Kuşadası ve Didim dışında hakkı olan payı da aldığı pek söylenemez.
Çünkü turizmde kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerin gerçekleşmesinde ön koşul yerel yönetim anlayışındaki zihniyet devrimidir ki, Aydın o devrimi başaramamıştır.
Buna o dönüşümü yapacak belediye başkanlarını bulamamıştır demek daha doğrudur.
O nedenledir ki, Aydın’ın ilçeleri kasabalıktan kurtulamamıştır. Örnek Efeler’deki sağlık koşullarına aykırı sokak aralarında kurulan pazarlardır.
Günümüz altyapı ve sosyal belediyecilik adı altında oy avcılığı ile seçim kazanmanın kazananın kendisinden başka kimseye bir faydasının olmadığı popülist belediyecilik iflas etmek üzeredir.
Artık çağımızın gerektirdiği rekabetçi belediyeciliktir. Bu da belediyeyi kalkınma ajansı mantığıyla yönetmekle mümkündür.
Ancak bu yönetim tarzıyla bir kent gerek sanat eserleriyle gerek yetişen ürünleriyle gerekse gastronomisiyle yerli ve yabancıların ilgisini çekecek bir cazibe merkezi haline gelebilir.
Sonucunda da misafirlere halkın yetiştirdiği çeşitlendirilerek katma değeri artan marka ürünlerden ve el işlerinden satın aldırabilmektir marifet.
Örnek Isparta’da bir mağazaya girseniz gülün türevi gül lokumu, gül reçeli, gül suyu benzeri onlarca ürün bulabilirsiniz.
Afyon’a yolunuz düştüğünde bir mağazada lokumun onlarca çeşidiyle karşılaşmanız mümkündür.
Bizde de incirin, çileğin, kestanenin, enginarın, portakal ve mandalinanın, zeytinin türevleri niye yapılmasın yeter ki, insanlardaki girişimcilik ruhunu harekete geçirecek, insanları örgütleyecek belediye başkanları çıksın.
Örnek yaklaşık 30 adedi bir kilogram gelen inciri üçerli paketlersiniz her bir paketi 10 TL’ye satarsınız.
Kilogramı 5 TL’ye zor müşteri bulduğunuz mandalinayı jips haline getirirseniz kilogramını 30 TL’ye getirirsiniz.
Bunlardan bir marka çıkarırsanız, Maraş’ın dondurma, Gaziantep’in, Diyarbakır’ın Ülke’nin dört bir yanına hatta yurtdışına baklava pazarladığı gibi siz de marka ürününüzü satarsınız.
Bu söylediklerime afakî şeyler diyecekler çıkarsa onlara Gaziantep Ticaret Odası’nın ambalaj konusunda 2014 yılında İnovasyon Haftası düzenlediğini hatırlatmak isterim.
Bizde inovasyon sözcüğüne yabancı oda ve belediye başkanlarının olmadığını kim iddia edebilir?
Günümüzün diğer bir gerçeği de büyükşehir belediye başkanlarının illerinin milletvekilleriyle yurtdışı emlak fuarlarına yatırımcı aramaya gittikleridir.
Savaşın göbeğindeki Gaziantep 2018 yılında bu yolla 600 milyar dolar yatırım yapacak girişimci bulmuştu. Suriyeli göçmenlerin yaptığı 900 bin dolarlık yatırım bunun dışındadır.
Rekabetçi kent belediyeleri günümüzde kentlerini, yemeklerini, lezzetlerini tanıtmak için İstanbul Feshane’de günler, haftalar düzenlemede yarış halindeler…
Ne diyelim, her toplumu hakettikleri yönetir.
Sonuçta Kültür Müdürü Doç. Dr. Mehmet Umut Tuncer’in Aydın’ın gerek kültür varlıklarını gün yüzüne çıkarmak suretiyle gerek olanlara işlevsellik kazandırarak iç ve dış turizme getirmek istediği ivme takdirle karşılanacak bir girişimdir.
Ancak Aydın’daki belediye anlayışında bir zihniyet devrimine ihtiyaç olduğu açıktır. Ama önemli olan ümitsiz olmamaktır, zamanı geldiğinde bir şey değişir, her şey yeniden kurulur.
Toplantının bıraktığı izlenim Doç.Dr. Mehmet Umut Tuncer’in başlattığı kültür ve turizm alanındaki bu arayışlar bu değişime bir başlangıç adımıdır.