İstanbul'da meydana gelen depremlerin ardından, vatandaşların tedirginliği sürmektedir. Aktif fay hatlarına yakın bir bölgede inşa edilmesi planlanan bu dev kanal projesi, "Kanal İstanbul depremi tetikler mi?" sorusunu sıkça gündeme taşıyor. Uzmanlar, yapılaşmanın jeolojik yapı üzerindeki etkilerini tartışırken, kamuoyunun bu konudaki hassasiyeti giderek artmaktadır.
Kanal İstanbul Depremi Tetikler Mi?
ÇED Raporu'nda, Kanal İstanbul kapsamındaki mühendislik yapıları içinde deprem risklerinin rasyonel biçimde tahmininin yapılmaya çalışıldığı tek yapı, ana kanal yapısıdır. Bu yapı, zemin yapısı açısından oldukça kritik bir konumdadır. Ana kanal yapısının Marmara Denizi ile Sazlıdere Barajı arasında kalan 16,2 kilometrelik güney kesimi, depremde sıvılaşmaya müsait olan alüvyon türü zayıf zeminlerden geçmektedir. ÇED Raporu’na göre, bu kesimde yapılan sıvılaşma ve şev stabilitesi analizleri sonucunda, kanal şevlerinde ve tabanında hesaplanan kalıcı zemin deformasyonlarının kabul edilebilir hasar limitlerinin çok üzerinde olduğu anlaşılmaktadır. Yani, ana kanal yapısı "yüksek deprem riski"ne maruzdur.
Bilim İnsanları Ne Diyor?
Prof. Dr. Naci Görür, bu konuda şu şekilde ifade etmiştir:
"Kanal İstanbul, depremi tetiklemez ama deprem bölgesinde, zemin yapısı zayıf bir alanda nüfus yoğunluğunu artırarak felaket riskini büyütür."
Bu açıklama, projenin doğrudan fay hattını harekete geçirmeyeceğini, ancak olası bir deprem anında hasarın ve kaybın artmasına yol açabileceğini vurgulamaktadır.
Çılgınca Bir Proje
Kanal İstanbul'a karşı çıkan deprem uzmanlarından biri olan Prof. Dr. Celal Şengör, projeyi "çılgınca" bulmakta ve İstanbul'un altyapısını daha kırılgan hale getireceğini savunmaktadır. Uzmanların görüşleri, projenin potansiyel risklerini ve şehir için oluşturabileceği tehditleri gözler önüne sermektedir.
