Soma’da hayatını kaybeden vatandaşlarımızın acısı, insan olan herkesi kahretmişken, 10 Ağustos’ta ilk turu yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri için Sayın Devlet Bahçeli’nin “Çatı Aday” projesi Cumhurbaşkanı adayında olması gereken özelliklere takılı kalan Başbakan Erdoğan’ın telaşının tavan yaptığına, alayının kimyasının bozulduğuna, hırçınlaştığına herkes şahit oldu.

Soma‘da gencin tokatlanması, yakınlarını bekleyenlerin tekmelenmesi, feryatlara tahammül dahi edilemediği görüldü. Tüm bu hazımsızlığın kaynağının MHP Lideri Sayın Bahçeli’nin “Çatı Aday” açıklamasından sonra olması, her zaman olduğu gibi Sayın Bahçeli’yi bir kez daha haklı çıkardı.

Ne dedi?

“Milliyetçi” olacak! Ama “Her türlü milliyetçiliği ayaklarımızın altına aldık” diyen biri için bu söylenebilir mi?

“Muhafazakâr” olacak dedi. “Milli ve manevi değerleri muhafaza etmeyi bırakın, küresel projelerde BOP eş başkanıyım diyen, sürekli vuran birisinden” kalite beklenir mi?

“Manevi değerleri taşıyacak” diyor. Ancak; 17-25 Aralık operasyonlarından sonra gerçeklerle manevi değerleri yok sayan birisi” var!

“Laik bir aday” olacak diyor. Ancak; “Tutturmuşlar laiklik elden gidiyor, laiklik elden gidiyor! Yahu, bu millet istedikten sonra tabii elden gidecek yahu! Sen bunun önüne geçemezsin ki. Yani zorla bu milletin elinde tutmaya gücün yetmez. Millete rağmen bu yürümez zaten.” diyenden,

“Demokratik değerlere sahip olacak” diyor ancak; “Demokrasi amaç değil araçtır” diyen ve bu beş özelliğe bile haiz olamayan birinden Cumhurbaşkanı adayı olmaz deyip; üçgen çizerek Türkiye’deki seçmeni, işareti Cumhurbaşkanı adayında olması gereken vasıfları sıralaması, Başbakan’da büyük bir eziklik duygusu yarattığı şu konuşmaları ile de açığa çıkıyor.

“Şimdi cebirden ümidi kestiler. Kendilerini geometriye vermişler. Üçgenler çiziyorlar, iç açılarını dış açılarını topluyorlar cetvel, pergel sanki LYS imtihanına hazırlanıyorlar. Zaten geometriden anlasalardı paralelle iş tutmazlardı. Çünkü iki paralel çizgi sonsuza kadar bir birine değmez. Paralelle iş tutanın yolu milletle, devletle, Çankaya ile hiç kesişmez.” Sözleri ile boşa düşen başbakan kendisini tarif etmiştir.

Sayın Bahçeli ise, “Gerçeği aramak onu elde etmekten daha kıymetlidir” sözüne uygun bir çıkış yolu arar iken yaptığı Cumhurbaşkanı aday tarifi ile seçmen işaretlemesi üzerinden milli şuur elde etme çabası ile de AKP sözcüleri ve başbakanın kimyasını bozuyor.

Haklı olarak Sayın Bahçeli, bakın olanlara ne diyor:

“Bizim geometri çizimimizden hırsız çıkmaz!

Vatan haini çıkmaz!

Küresel güçlere uşaklık eden çıkmaz!

Geometri çizimimizden Türk/İslam düşmanı da çıkmaz!

Tertemiz bir isim Çankaya Köşk’ünde Türk Milletini temsil etsin!” diyor rahatsızlık nedendir? Bundan sadece kirli işler peşinde olanlar rahatsızlık duyması gerekirken, başbakan bundan nasıl rahatsızlık duyar ki?

Sayın Bahçeli ÜÇGEN çizdi, aday tanımı da yaptı, koro halinde saldırı başladı, kıyamet koptu.

Aslında çizilen bu ÜÇGEN içinde AKP’li de var, diğerleri de var. MHP lideri “partimizin adayı olsun” değil, “Türk Milletinin adayı” olsun anlayışı ile hareket ederken, elbet “Türk milleti diye bir şey yok” diyen birinden Türk devlet geleneğini yaşatması beklenemez!

“Çatı Aday” projesinden korkmuş birinin, Cumhurbaşkanı önerilerinde bulunması, nasıl olsa “sandıktan birinci parti çıktık, aklandık” masalları ile hazmettiririz çabaları maalesef tutmayacak.

MHP Liderinin çizdiği ÜÇGEN ile dalga geçen aklı evveller unutmayın!

İmralı- Kandil- Washington şeytan üçgenine hizmet edecek birinden Cumhurbaşkanı olmayacaktır! Sözün özeti budur!

- - - - -