Değerli Aydınpost okuyucuları, Ramazan ayı bayram derken Nisan ayının ortalarına geldik. Ben de başlıkta gördüğünüz üzere büyüdüğüm ve uzun süre yaşadığım şehri, İzmir'i yazacağım. Gerdanlık Kız'ı anlatmaya başlarken...

Dünya şiirinin anavatanı ve Homeros'un yaşadığı kent olan İzmir, yepyeni gelecekler peşinde koşan tüm kavimlere körpe heyecanların kaynağı olmuştur. Uygarlık, ilk kez bu kentin rıhtımından kalyonlara yüklenerek denize açılmıştı. Aristo, Büyük İskender'e "Smyrna'yı görmezsen, eksik kalırsın" demiştir. Çünkü bilim, felsefe, şiir, sanat ve kültürün doğup boy attığı bir bölgenin merkeziydi kent.

Ege'nin boynundaki, gerdanlık kız... Mor hülya...

79024

Bir an için yüzyıl öncesine dönelim. İpek yolu boyunca ilerleyip Smyrna'ya (İzmir) gelen bir Asyalı kervancı olmak ister misiniz? Bitmez tükenmez Anadolu bozkırlarından, Tibetli sıradağlardan ve bedevi çöllerden geçip gelmişsiniz. Yorgun ve dudakları kupkuru ulaşmışsınız. O zamanın Kordonboyu'na... İsterseniz, Ceneviz donanması ile rıhtıma borda etmiş bir Hiristiyan korsan olun. Ne olursanız olun, Kordonboyu Hanlarında veya İç Limanı çepeçevre saran Kervansaray'larda Midilli şarabı içip, az ötede raks eden Bizanslı kızları seyrederken aynı şiiri fısıldıyacaksınız.

Canım Smyrna, sen denizin en güzel mücevherisin. Bir Hitit zümrüdümüsün? Amazon Kraliçesinin elması mısın? Veya İyona İncisi...

Yoksa bir Türkmen yakutumu? Hayır, belki hepsinin toplamı. Tüm bu nadide taşların ipekten Kordonboyu şeridine dizildiği paha biçilmez bir gerdanlık...

Hayret, bu şiir İzmir'li Dario Moreno'nun ünlü "Canım İzmir" şarkısının getirdiği hayallere ne kadar benziyor değil mi? İzmir'in birçok sanatçı ve seyyah tarafından denize uzanmış uzun saçlı bir kıza, daha doğrusu mücevherlerle örtünmüş bir gerdanlık kıza benzetildiği gerçektir. Yer İzmir'dir. Evliya Çelebi'ye inanmazsanız romantik bir akşamınızda Kordelia'dan (Karşıyaka) İzmir'e doğru bakın. Şiir gibi bir gerdanlık kızdır kendini denizin lacivert okşayışlarına terkeden... Binyıllardır okşarmış deniz, bu gerdanlık kızı...

İşte biz bu kenti, Canım İzmir'imizi anlatmaya çalışacağız. Şimdilik değerli okuyucularımıza Yusuf Nalkesen'in "Körfez'de Akşam" güftesinden birkaç dize sunalım:

"Gurubunun renkleri, gömülürken sulara,
Esmer bir tül örtülür, Sahille yalılara;
Martılar yorgun yorgun, dönerken kuyutulara,
Başlar körfezde akşam, bu onun bestesidir."

Canım İzmir her akşam, bir ışık bahçesidir.

63280F8B1E3Bc7.40466361

İZMİR'DEN KİMLER GELEN GEÇTİ? Bir İzmir sevdalısı ve Turizmci olarak araştırma yaptığımda, İzmir, doğurgan ve alabildiğine ihtiraslı uygarlıkların birbirinin sırtına basa basa tırmandığı eşsiz ve tarihsel süreci yaşadı. Vahşet ile aşk, sanat ile yağma, şiir ile saldırı, zevk ile işkence beraberce ilerlediler.

Uygarlık savaşlarla gelişiyordu. Büyük ve özgün uygarlıklar kuruldu. Sonra kağıttan şatolar gibi devrildiler. Çünkü daha büyük uygarlıklar geldi ve savaşları kazandı. Sonra onlardan daha güçlüleri ortaya çıktı. Smyrna, bu tarihsel süreci damarlarında alev alev yaşattı.

İzmir, yaşadığı bölgenin tarihinde başrolü oynuyordu. Bu yüzden senaryoyu kaleme alan ilkçağ Tanrıları ve daha güçlüleri ortaya çıktı. Smyrna, bu tarihsel süreci damarlarında alev alev yaşattı.

İzmir, yaşadığı bölgenin tarihinde başrolü oynuyordu. Bu yüzden senaryoyu kaleme alan ilkçağ Tanrıları ve daha sonraki Tek Tanrı, O'na senaryoda sonuna kadar yaşayabilme özgürlüğü verdiler. İzmir'e tarihinin çeşitli dönemeçlerinde ekonomik ve politik olarak rakip çıkan Afrodisias, Aiga, Alinda, Aspendos, Assos, Didyma, Efesos, Heraklea, Miletos, Nysa, Pergamon, Priene, Sardes, Side, Teos, Phokai, Kyme, Klazomania, Kolophon gibi kentler, koyu lacivert sisler içinde zamanla kayıp olurken, Smyrna denilen gerdanlık kız, tarihin her anında Kordonboyu sahillerine uzanırken, Çatalkaya ufuklarından batan güneşi pembe mor hayaller içinde seyrettiniz mi?

Izmir Genel Gorunum Havadan N S8H Cover

Ve birçok kavimler geldi. Kimisi kenti yağma etti, kimisi yepyeni uygarlıklar armağan etti. Yeni uygarlık, yıkılanın üzerine kuruldu. Yeni inşa edilen surlar içinde eski tapınağın taşları kullanıldı. Yeni gerdanlık için, eski uygarlığın sikkeleri dikildi. Yeni şiir için, eski kavimlerin aşk türküleri kullanıldı. Böylece uygarlıklar, birbirinin içine katlandı. Kültür katları, yerin dibinde üst üste sıraya girdi. Her katta, bir uygarlığın kültür, mimarisi, mücevherleri, aletleri vardı. Uygarlıklar, böylece yerin dibinde enfes ve esrarlı kilimler dokudular.

En altta Batı Anadolu'nun ilk hakları Luviler ve Lelejler vardı. Sonra sırasıyla, Hitit, Amazon, Frigya, Eol, İyon, Lidya, Pers, Büyük İskender, Bergama Krallığı, Roma, Bizans, Türkmen, Selçuklu, Osmanlı ve Türk kültürleri, yerin dibinden toprağın yüzüne doğru yükseldi.

İZMİR İÇİN KALPLERİ ÇARPANLAR... İzmir'de her tarihsel dönem kendi içinde eşsiz romanlara ve yüce destanlara konu olacak baş döndürücü olayları yaşattı. Tarihin ve Mitolojinin kaydettiği bazı efsanevi isimleri sıralayalım: Tantalos, Homeros, Allyattes, Kurüs, Harpagos, Daryüs, Büyük İskender, Antigones ve Liziamos, Bion, Sezar, Sulla, Çiçeron, Oktavyanus, Aristides, Galenus, Polikarp, Atilla, Jan Dukas, Çaka bey, Arslan Yürekli Rişar, Umur Bey, Yıldırım Beyazıt, Timurlenk, Aydınoğlu Cüneyt Bey, Venizelos, Kral Konstantin, Hasan Tahsin, Mustafa Kemal...

25Bd98Ba 0Ecd 42Fa 9084 18Fe22418012

Tarihin tüm bu dev isimleri gerektiğinde İzmir için dövüştüler, İzmir'e şiirler yazdılar. İzmir için kalpleri çarptı ve kendi uluslarının ve dinlerinin en önünde bu kente damgalarını vurmak için çırpındılar. Ve belki de, İzmir denilen o gerdanlık kız, Amazon Kraliçesi Samornia'dan başlayarak hepsi ile sırasıyla aşk yaşadı.

Necati Cumali, "İthaf" isimli şiirinden İzmir'in bu gizemli geçmişini ne güzel anlatıyor:

"Sönmüş yanardağlar, kaleler eteğinde
Yüzyıllardır uyuyan şu bizim İzmir
O aşık kadınları, levent erkekleri nerde
Sahiden yaşayıp göçtüler mi kimbilir?..
Sır şimdi gözyaşları, saadet dilekleri
Bize gelen yüzyılların hikayesi sır
Eski İzmir diye ne varsa şunun bunun bildiği
Yaşlıların kırık dökük anlattığıdır."

İZMİR UYGARLIĞIN BAŞKENTİDİR

Bu şehirde büyüdüm, okudum, evlendim. İzmir'in geçmişini anlatım, daha sonraki yazılarımda Günümüz İzmir'ini ve geleceğini anlatacağım.

KOS: Hipokrat'ın Adası (The Island of Hippocrates) 2. bölüm Makale: KOS: Hipokrat'ın Adası (The Island of Hippocrates) 2. bölüm