Çünkü Ankara’da alınan bir kararın denetimi ve yaptırımı olmazsa taşrada idealistler dışında uygulanması nadir görülen bir olaydır, zira vatandaş onu delmede ve kendine uyarlamada bir kılıf bulur.

31 Mart öncesi seçimlerden sonra siyasette kartlar yeniden karılacak diyenler haklı çıktı. Çünkü AK Parti’nin birinciliği CHP’ye kaptıracağı beklenen bir sonuç değildi,

AK Parti Genel Başkanı da olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan her ne kadar oy oranımız yüzde 40,5 dese de bu partisinin ikinci olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

Yine siyasetin yeniden şekillenmesinin bir sonucudur ki, seçimde ağır yenilgi alan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener liderlikten ayrılmakla kalmadı, aktif siyaseti de bıraktı.

Diğer taraftan eğer CHP bu başarıyı elde etmeseydi Kemal Kılıçdaroğlu ve taraftarları seçimli kurultay istemek için pusuda bekliyorlardı ki,bu sonuçla Kemal Kılıçdaroğlu da siyaseten silinmiş oldu.

Artık CHP lideri Özgür Özel hem rahat bir nefes aldı hem de yerini pekiştirdi. CHP’nin birinci AK Parti’nin ikinciliğe düşmesi en fazla, bu muhalefetten bir şey olmaz, iktidar da gitmez, umutsuzluğu içindeki seküler, sosyal demokratların moralini yükseltti.

Demek ki, doğru strateji ve doğru adaylarla karşısına çıkıldığında seçmen de vakti zamanı geldiğinde iktidarı değiştirebileceğine dair insanlara umut verebiliyormuş.

Liderliğinde bu başarıya imza atan Özgür Özel’in hedefi CHP’li belediyelerin halka yönelik hizmetin sağlayacağı katma değerle 2028 genel seçimlerinde iktidar olmak.

Bu amaca yönelik genel merkezde Eskişehir önceki Büyükşehir Belediye Başkanı Prof.Dr. Yılmaz Büyükerşen başkanlığında belediyelere istemeleri halinde rehberlik edecek gerektiğinde denetleyecek bir birim kuruldu.

Partilerde bu bir ilk... Eğer uygulanabilirse siyasette ileriye dönük faydalı sonuçlar üretebilir.

Mesir Şenlikleri için geldiği kendi memleketi Manisa’da yaptığı açıklamada Özgür Özel CHP’li belediyeler için tasarruf genelgesi hazırladıklarını,bunu kamuoyuyla da paylaşacaklarını söyledi.

Siyaseti disipline edecek olmasıyla bu da bir ilk... Sonucunu ise zaman gösterecek.

Tasarruf tedbirleriyle ilgili ilk icraatlarının da başkanların özel işlerinde ve belediyeye geliş ve gidişlerde makam aracı yerine kendi araçlarını kullanacaklarını, belediyeye ait   olan vasıtalara yalnız devlete ait görevlerde binebileceklerini söyledi.

Ayrıca adalet yürüyüşünden bu yana işsiz olan kardeşi Barış Özel hakkında işe yerleştirmek için hiçbir belediyeye ricacı olmadığını dolayısıyla başkanların da yakınlarını işe almamalarını istedi.

Özgür Özel araç kullanımında havuz sisteminden bahsedince akıllara devrin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasını taşıyan 2007/7 nolu Başbakanlık genelgesini getirdi.

O genelgede de makama özel araç tahsisi yapılan daire amirleri dışında kalan kurum müdürleri ve personeli yalnızca görev için Valiliklerin sorumluluğundaki havuzdan araç isteyebilecekleri yer alıyordu.

Ama ne var ki, ilerleyen süreçte havuz kuralı “itibardan tasarruf olmaz” denilerek delinmişti.

O nedenle Özgür Özel’in tasarruf genelgesinin ömrü ne olacağı merak konusu. Çünkü lüks, şatafat ve saltanat bulaşıcıdır, sirayet eden kolay kolay terk edemez.

Değil mi ki, makamın büyüklüğü, dayanması ve döşenmesi konfor kültürünün revaçta olduğu toplumlarda onu işgal edenle eşdeğer görülür.

Yine bu kültürde korumalar eşliğinde son model, çakarlı makam arabalarıyla gezmek, dolaşmak azametin ve makamın şanındandır.Aksi makamın hakkını vermemektir.

31 Martta uzun bir aradan sonra CHP’ye geçen bazı belediyelerde bir diğer uygulama da yeni başkanların makam odalarının  kapılarını sökmek oldu. Bu Aydın’da olmaz, zaten tevessül eden de olmadı.

Çünkü Aydın’da başkan ne kadar görünmez olur, ulaşmak ne kadar zor olursa o derece kıymete biner ve her göründüğünde ve konuştuğunda haber değeri taşır.

O nedenle Özgür Özel’in söylediklerinin ve havuz sisteminin Aydın özelinde meğer ola ki, kurala uymayan hakkında bir yaptırım uygulanır, karşılık bulacağı pek mümkün görünmüyor.

Çünkü Ankara’da alınan bir kararın denetimi ve yaptırımı olmazsa taşrada idealistler dışında uygulanması nadir görülen bir olaydır, zira vatandaş onu delmede ve kendine uyarlamada bir kılıf bulur.

Bilindiği üzere 2019 seçimlerinin ardından da Kemal Kılıçdaroğlu imzasını taşıyan bir genelgeyle CHP’li başkanlar kendi yönetimlerindeki belediyelere birinci derece hısım ve yakınlarını işe almayacaklardı..

Aydın’da kardeşinin belediyeye alımını ilgisi olmadığı halde meclis kararıyla ilk delen Efeler Belediye Başkanı Fatih Atay olmuştu. Sonrasında da o genelge rafa kalkmıştı.

Özgür Özel’in siyasete getirdiği bu yeni uygulama rahmetli Bülent Ecevit’i hatırlattı. O da oldukça dürüsttü ve devletçiydi, bunun göstergesi de vefatında bir evinden başka malının olmamasıydı.

Ama ne var ki,gerek 1977-1979 yılları arasındaki başbakanlığında gerek 1999 seçimleri sonrasındaki koalisyon hükümetine başbakanlık ettiğinde Ecevit’ bazı bakanları yüce divanda yargılanan son yarım asrın tek başbakanıdır.

Buradan çıkarılacak sonuç çalmamak kadar çaldırmamak da en az onun kadar önemlidir.

Ayrıca Özgür Özel 2028’de iktidar olmalarının yolunun belediyelerden geçtiğine inanıyor ama onların her bireri borç pankartları asmaktan henüz işe başlayabilmiş değiller.

Borçları gündeme getirmek yerinde olabilir fakat seçim geçeli neredeyse bir ay oluyor,konu gündemdeki yerini koruyor.O zaman vatandaş da haklı olarak bu şikayet ne zaman bitecek de başkanlar sorunlara el atacak,diye soruyor.

 Devamında da yoksa sorunun gündemde tutulması yapamayacakları hizmetler için şimdiden ipe un mu seriliyor deniyor..

Ayrıca her belediye başkanı geçmiş dönem borcunu gündeme getiriyor ama devri sabık yaratmama adına mıdır, nedir, bu borçların kime ne karşılığında yapıldığı açıklanmıyor.

Örnek Efeler Belediye Başkanı Anıl Yetişkin vadesi geçmiş kurum borçlarının 458 milyon 540 bin lira olduğunu söylüyor. Toplam borç yükünün 650 milyon TL olduğu biliniyor ama önceki yönetim tarafından bu borcun kimlere, ne karşılığında yapıldığı bilinmiyor.

 Sonuç olarak eğer Özgür Özel’in 2028 beklentisi Efeler gibi belediyelerin katma değer üretmesine kaldıysa CHP’nin işi zor demektir. Zira boşuna denmemiştir:

Kendisi himmete muhtaç olan dede/Gayrıya nasıl himmet ede...

Karpuzlu’nun Aydın, Muğla ve Denizli’nin en geri ilçesi olması tesadüf müdür? Makale: Karpuzlu’nun Aydın, Muğla ve Denizli’nin en geri ilçesi olması tesadüf müdür?