Velhasıl değil mi ki,bu şehirde halk ister büyükşehir yapar, kuralına göre hizmet yapılıyor sesini çıkarmadığın sürece siyasetçiden yarana merhem olacak bir şifa ummak beyhude bir bekleyiştir.Zira oy vermekle iş bitmiyor asıl görev ondan sonra neyin isteneceği konusunda başlıyor. Bunu açık, açık büyükşehir yönetimi de söylüyor. Biraz silkinin lütfen!

Aydın’ın meydan, bulvar ve caddelerindeki reklam panolarında on yıldır yer alan bir cümle var: Halk ister, büyükşehir yapar.

Bu cümlenin ne anlama geldiğini düşünenlerimiz mutlaka olmuştur ama çoğunluğu oluşturduğu kanısında değilim.

Halk ister büyükşehir yapar cümlesi tersinden:

BİR: Halk istemesini bilmezse büyükşehir hiçbir şey yapmayabilir

İKİ: Büyükşehir halkın istediği kadarını yapar, gerisine karışmayabilir,

ÜÇ: Büyükşehir halka liderlik yapmaz, hizmetkârlık yapabilir şeklinde okunabilir.

Dikkat edilirse “Halk ister büyükşehir yapar” cümlesi nasıl okunursa okunsun anahtar sözcük istemektir.

Bu da ister genelde, ister yerelde olsun fark etmez siyasette iki şekilde tezahür edebilir.

İlki bu şekilde yönetimlerde seçim yatırımları için halkın isteklerinin öncelenmesiyle kaynaklar israf edilirse kısa vadede siyasetçi kazançlı çıkar ve seçim kazanabilir.

İkincisi de örneklerine bakarak bu yöntemin millete kurulan bir tuzak olduğunu ve uzun vadede milletin yoksullaşmasına yol açabileceğini düşünenler de az değildir.

Onlar derler ki: Eğer ilk arabayı icadından önce Ford halka ne istediklerini sorsaydı, çoğunluk, o günün şartlarında, büyük olasılıkla at arabalarını çekecek daha güçlü atlar isterlerdi ki, insanlık at arabalarına mahkûm yaşamaya uzun bir süre daha devam ederdi.

Her neyse büyükşehir belediye başkanının “Halk ister büyükşehir yapar” politikasını seçmen onayladığına göre ikinci seçeneği dışarıda tutalım ve birinci yöntemin halkın yararına talep oluşturmada neler yapılacağına bakalım.

Büyükşehir her türlü icraatında halkın isteklerine göre hareket edeceğini ilan ettiğine göre vatandaşın hizmet alabilmesi için talebini, sorumlusu kimse, BŞB’ ye ya da ilçe belediyesine, ulaştırması gerekiyor.

İletmekle de kalmayabilir makul bir süre bekledikten sonra yerine gelmediyse takip etmesi de gerekebilir. Hatta istenen işin tez elden gerçekleşmesi adına o işten zarar görecek ya da yararlanacak insanları da aynı şekilde örgütlemesi gerebilir.

Çünkü halk isteyecek, büyükşehir yapacak, yoksa çok bekleyebilir.

Bir eski milletvekili bir zamanlar sohbet arasında “parlamentoya aynı konuyla ilgili elli telgraf gelsin-o günlerin en kısa ve etkili iletişim aracı- yer yerinden oynar”, demişti.

 Ama ne yazık ki, herkes adına bir şeyler isteme kültürü Aydın insanında olmayan bir özelliktir.

Çünkü gururlu, biraz da çekingen Aydın halkı neyin, nereden, nasıl isteneceğini pek bilmez. Öyle olunca verilen olumsuz cevabın nedeni hakkında ısrarcı olmaz, ardını da aramaz.

Sanırım bunun temelinde de Aydın halkının çekingenliği kadar bir kurumdan istekte bulunmayı şikâyet olarak görme gibi bir yanılgı yatar. Bu da nemelazımcılığı doğurur.

Hâlbuki herkes örnek mahallesinde, sokağında kaldırımında oluşan bir çukuru veya bir parkta kırılan bir dalı herkes adına belediye yetkililerine bildirse bundan kim, ne zarar görebilir?

Örnek büyükşehir belediyesinden mahallesinde bulunan durağa kabin yapılmasını, parkların temizliğini, oturakların ve spor aletlerinin tamirini, ağaçların budanmasını istemenin sakıncası ne olabilir?

Bunun nesi şikâyet olarak algılanacak, dedik ya olay karşısında takınılacak tavır bir kültüre dönüşmemişse nemelazımcılığı aşmak o toplumda pek kolay olmuyor.

Olaylar karşısında sessiz kalınması veya isteklerini yanlış adreslere iletmenin zararını bütünüyle maalesef Aydın insanı kendisi çekiyor.Çekmekle de kalmıyor,yetkililerin de aymazlığıyla onuruyla oynanıyor.

Örnek Efeler özelinde 65 yaş üstü vatandaşlarla-hepsi değil- bazı toplu taşıma araç sahipleri veya sürücüleri arasında uzun zamandır tek taraflı yakışıksız bir tartışma sürüyor.

Toplu taşıma araçlarından ücretsiz yararlanma hakkı emniyet çalışanları, özürlü vatandaşlarımızı da kapsadığı halde yasağın yalnız 65 yaşA uygulanması ayrı   bir garabettir.

Halbuki Efeler Minibüs Kooperatifine bu kesimi taşıması için kayıtlı 158 araç için araç başına Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü BŞB aracılığı ile her ay-yakın zamanda fiyatta bir artış olmadıysa- yasa gereği 3 bin 375 TL para ödüyor.

Yani Minibüs Kooperatifi tek taraflı bir kararla 65 yaş üstü insanları, devletin ödediği buna denk geliyor, diyerek her ayın ilk iki günü ücretsiz diğer günleri ücretli taşıma kararı alamaz.

Aksi takdirde bu yola başvuran ister araç sahibi olsun ister sürücü yasayı çiğnemiş olmuyor mu?

Vatandaşın hakkını kim koruyacak?

Konu Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü ile kooperatif arasında her gündeme gelişinde kooperatif yetkililerinin savunmaları şu şekilde olmuştur:

“Bu yola başvuran bazı şoförlerdir, vatandaşlar o araçların plakasını kooperatife bildirsinler biz gereğini yaparız.”

Hâlbuki şikâyet edilecek kurum kooperatif değil Aydın Büyükşehir Belediyesidir, vatandaşlar bunu bilmediğinden şikâyetlerini kooperatife yapıyor ve değişen bir şey de olmuyor.

BŞB’ ye de bir yük binmemiş oluyor.

Olay örnek Denizli’de yaşansa BŞB tarafından o araba ilkinde yolcu taşımaktan bir gün men edilir, tekrarında cezalar katlanır.

Çünkü toplu taşıma araçları-üzerlerinde yazıldığı şekilde- büyükşehir denetimindedir. Öyle olduğu için de Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğünce paralar büyükşehre, onlar araçların hesabına yatırmaktadırlar.

Aydın insanının sahipsizliğini şuradan bilin ki, Minibüs Kooperatifi  tek taraflı karar almakla kalmıyor, kooperatife kayıtlı modelleri bir hayli eski,  klimaları bile çalışmayan arabalarla yazın sıcağında cayır, cayır yolcu taşıyor.

Bu araçlar hakkında büyükşehir belediyesi tarafından bir işlem yapıldığını duyan, gören oldu mu?

Diyeceksiniz ki, halk ister, büyükşehir yapar, demek ki, insanlardan isteyen olmadı. O da kabul ancak BŞB’ de çalışan o kadar zabıta bulunuyor, Ulaşım Daire Başkanlığı var, onlar ne yapıyorlar?

Velhasıl değil mi ki, halk ister büyükşehir yapar, sesini çıkarmadığın sürece siyasetçiden yarana merhem olacak bir şifa ummak beyhude bir bekleyiştir.

 Zira oy vermekle iş bitmiyor asıl görev ondan sonra neyin isteneceği konusunda başlıyor. Bunu açık, açık büyükşehir yönetimi de söylüyor. Biraz silkinelim lütfen!

Efeler Belediye Başkanı Anıl Yetişkin’den halkın beklentileri Makale: Efeler Belediye Başkanı Anıl Yetişkin’den halkın beklentileri