Değerli tüketiciler.
Tasarruf.Konu hassas ve bir o kadar da mühim.Bizim ilgilendiğimiz tasarruf kavramı iktisadi olanı. Bir ekonomide belirli bir dönemde oluşan gelirin tüketilmeyen, yani harcanmayan kısmı veya cari gelirin bir bölümünün tüketilmeden gelecekte kullanılmak üzere ayrılması olarak ifade ediliyor.
Çok basit olarak 100 liralık gelirin 85 lirasını hacayıp gerisini kenara koyarsanız tasarruf oranınız yüzde 15 olarak belirleniyor.Tas
Bildiğiniz gibi memleketimiz kendini zengin sanan ve biraz da öyle yaşayan aslında pek parası da olmayan orta halli bir memleket.Nereden biliyorsun derseniz 57.1 milyon kredi ile(BKM veri tabanı) yapılan harcamalar, Avrupada açık ara kredi kartı borçluluk liderliği ve ben bildim bileli bir türlü kurtulamadığımız “gelişmekte olan ülke” yaftası.Üstüne birde 10 bin dolar civarında dolaşan ve adaletle dağıtıl(a)mayan milli gelir.
Tasarruf için her çalışanı mecburi Bireysel Emeklilik Sistemine(BES) üye etmek gibi dahiyane çözümler ortaya koyanlar insanların gelirlerini nasıl artırırız diye düşünmeli. Harcamalar kadar gelirlerde önemli .Bu memlekette insanların reel gelirlerin artışında yetersizlik var ve bunu artırmak Merkez Bankası başkanının görevi değil ki! Doğrudan maliye politikaları uygulayıcılarını
Kredi kartları ve kredili mevduat hesapları tüketici kredileri derken sabah oluverdi erken.Her sıkışıldığında kredi hacimleri bir şekilde artırılıp elin kesesinden harcama kalemleri oluşturulurken tüketicinin kredi kullanmaya mecali kalmadı.Ben bankalardan yeni bir kredi hacmi genişlemesi bekliyorum Aksi takdirde hem alacaklardan olacaklar hem de tatlı karlardan.Bazen bu satırlardan yazıyoruz ünlü bir yatırımcının tavsiyesini.”Önc
Memleketler parasızlıktan değil ahlaksızlıktan çökerler. CICERO
SON NOT:Aydınpost mahalle ziyaretleri kaldığı yerden devam ediyor.Bu hafta Zafer mahallemizi ziyaret ettik.Sorular, sorunlar, tepkiler hepsi ve daha fazlası Aydınpost’ta.
Sosyal medyada bu konuyla ilgili düşüncelerinizi #aydınpost etiketiyle paylaşın, yayınlayalım!