Süleyman Soylu AK Parti Teşkilat Başkanı olalı beri ne zaman seçim sathı mailine girilse birileri tarafından Aydın’dan aday olacağı ileri sürülür oldu.

Mesela yerel seçimler öncesinde daha Mustafa Savaş adı açıklanmadan önce onun Büyükşehre aday olacağı söylentileri çıktı.

Genel seçim hazırlıklarının başladığı bu günlerde onun adı Aydın’dan aday olacağı ile ilgili tekrar gündemde…

“İlki uzak ihtimal görüldüğü için pek taraftar bulmadı ancak bu sefer ki farklı…Mümkün değil diye itiraz edenler olsa da AK Parti çevrelerinde konuyu ciddiye alanların sayısı ilkinkinden bir hayli fazla.

Peki, Süleyman Soylu’nun Aydın ile bağlantısı ne ki buradan aday yapılmak istensin veya kendisi böyle bir şey düşünsün?

-Doğum yeri mi?

-Atası, dedesi mi Aydınlı?

-Bir kamu görevinde bulundu da hizmetlerinin karşılığını mı devşirmek istiyor?

-Eşi yönüyle mi burayla bağlantılı?

-Aydın’ın siyaset, ticaret ve sanayi çevrelerinde hatırı var da o çevreleri mi AK Parti’de bir araya getirmeyi düşünüyor veya öyle sanılıyor?

-Adları DP ile bütünleşmiş Menderes, Celal Bayar gibi bu davanın çilesini çekmiş ve tarihe geçmiş bir şahsiyetin mi bu millete emaneti?

-Tarım, turizm ve jeotermal gibi Aydın’ın zenginlik kaynaklarından birinde bilgi birikimi var da Aydınlının geleceği için o potansiyeli mi harekete geçirecek?

Hiçbirisi değil… Aydın onun ne doğduğu ne de doyduğu bir yer…

O halde…?

Aydın Menderes’in memleketi ya… Bu özelliğini bu gün ne kadar koruduğu tartışılır ama en azından dışarıdaki görüntüsü Demokrat Parti’nin kalesi ya…

İşte o nedenle kısa süreliğine de olsa yapmış olduğu bu partinin Genel Başkanlığı ile AK Parti’deki şu andaki gücünün birleşmesinin neden olacağı rüzgâr ümidi veya varsayımı…

Ya da işin içinde başka bir oyun var da biz akıl erdiremiyoruz…

Her neyse… Süleyman Soylu şayet Aydın’dan aday olursa beklentiler doğrultusunda DP lilerin oyları ile sandıklar dolar da taşar mı?

Bu misyona sahiplik iddiasında olanlar onun hatırına gecesini gündüzüne katarak kapı kapı dolaşır da onun için oy ister mi?

Bu soruların Aydın kamuoyunda olumlu karşılığı yok... Aksine bu parti ile gönül bağını devam ettiren çoğu vatandaşın gözünde Süleyman Soylu:

-Demokrat Parti adına hiçbir başarıya imza atmayan,

-Onu kendi siyasi çıkarları doğrultusunda kullanan,

-Söz dinlemez tavırları ve yersiz müdahaleleri ile 2009 Aydın Belediye Başkanlığını DP nin kaybetmesinde önemli payı olan,

-Ve bu partiyi yüzüstü bırakarak gemiyi terk eden bir kaptandır.

Onun birkaç kişi dışında Aydın’la doğru dürüst bir bağının olduğu da söylenemez. Mesela kendisini bir partilinin düğününde nikâh şahitliği yaptığını, iki gencin nişan yüzüklerini taktığını, bir partilinin cenazesinin salına girdiğini gören olmamıştır.

Oy vereceği adayda böyle özellikler de arayan çoğu Aydın seçmeni mesleki ve siyasi kariyeri ne olursa olsun kendisinden biri olduğuna inanmadığı, kafasının almadığı ithal adaya oyunu verdiği görülmemiştir.

Hele bir de bu taşra, kasaba seçmeni ise…

Kaldı ki 1991 seçimlerinde kontenjandan DYP Aydın milletvekili seçilen Tunç Bilget’le doku uyuşmazlığı nedeniyle partililerin yaşamış olduğu sorunlar hafızalardan henüz silinmemiştir.

İthal aday için en kötüsü de Aydın’ın parçalı siyasi yapısıdır. Bu tehlike bütün partiler için geçerlidir ve hata yapan geçmişte olduğu seçmenden dersini alır.

Hele bu gün itibariyle ikinci konumdaki AK Parti böyle bir yanlışlık yaparsa 2007 seçimlerinde seçmenin CHP ye ödettiği ceremenin aynısını bu kez kendileri öder.

Hatırlanacağı üzere o seçimde CHP üstelik adaylarını önseçimle belirlediği halde Söke Bölgesinden seçilebilecek sırada bir adayın olmamasını seçmen affetmeyince hem birinciliği MHP ye kaptırdı hem de bir milletvekilinden oldu.

2011 seçimlerinde Devlet Bahçeli’nin Özel Kalem Müdürü, üstelik eşi tarafından Aydın’la bağı olduğu söylenen Ömer Karakaş ithal adaya bölge insanının tepkisi ve nazik denge nedeniyle listeye dahi alınmamıştı.

Yine 2011 de önseçimle adaylarını belirleyen CHP kontenjan tercihini 2007 seçimlerindeki hatasını tekrarlamamak adına annesi, babası halen Nazilli’de oturan Mustafa Balbay yerine yaşam şekli ve düşünce tarzı ona göre daha “yerli” Söke’li Metin Lütfi Baydar lehinde kullanmak zorunda kalmıştı.

Olaya bu örnekler üzerinden bakıldığında Süleyman Soylu’nun aday olması halinde bırakın yüzergezer DP oylarını AK Parti’nin kendi seçmenin tamamından oy alabileceği şüphelidir.

O zaman da insan sormadan edemiyor…

Manzara ortada iken acaba bu isim üzerinden birileri içeriye yönelik bir siyaset mühendisliği mi yapmak istiyor ya da bu işin içinde aklımızın ermediği başka bir bit yeniği mi var?

 

Sosyal medyada bu konuyla ilgili düşüncelerinizi #aydınpost etiketiyle paylaşın, yayınlayalım! 

facebook.png twitter.png

appstoreee.jpg     googleplay.jpg