Sözün önemini, kimi zaman bir sözün savaşı kesebileceğini  kimi zaman ise bir sözün insanın başını kestirebileceğini,vurgulamak için; <<Söz ola kese savaşı söz ola kestire başı<< demiş Yunus EMRE...

***

 

            Yargı’nın ve yine toplumun her kesimi bir kelime veya cümlenin ne anlama geldiği konusunda ilk baktığı yer hiç tartışmasız Türk Dil Kurumu kaynaklarıdır.

 

            Örneğin; sayısız olmakla birlikte, bir kaç Yargı kararına baktığımızda;

 

             ''Sanığın, , “çingene süprüntü atmış” şeklindeki ifadelerinde geçen “Çingene” sözü, Türk Dil Kurumu'nun Güncel Sözlüğünde “Hindistan'dan çıktıkları söylenen, dünyanın çeşitli yerlerinde yaşayan bir topluluk” olarak tarif edilmiş olup...  (T.C. YARGITAY,4.Ceza Dairesi,Esas:  2012/30384,Karar: 2014/574Karar Tarihi: 15.01.2014)  ''

 

            ''Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre anlamına gelen sözcüğünün ne şekilde mağdurenin onur, şeref ve saygınlığını rencide ettiği veya onur, şeref ve saygınlığına saldırı teşkil ettiği kararda tartışılmaksızın hakaret suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi... (T.C. YARGITAY,2.Ceza Dairesi, Esas: 2011/28423,Karar: 2013/14329,Karar Tarihi: 03.06.2013)''

 

            ''Türk Dil Kurumu’nun Büyük Türkçe Sözlüğü’ne göre, anlamına gelen tehdit... (T.C.YARGITAY Ceza Genel Kurulu, Esas:  2012/1-940,Karar: 2013/139 Karar Tarihi: 09.04.2013) '' şeklinde;

 

             Türk Dil Kurumu kaynaklarına dayanarak kişilerin cezalandırıldığı veya beraat ettirildiği görülmektedir.

 

                                                                       ****

 

                Bu açıklamalardan sonra; Türk Dil Kurumu'nun internet sitesindeki sözlüğünde "Müsait" kelimesinin anlamının: "flört etmeye hazır olan, kolayca flört edebilen kadın" olarak açıklanmasının ne kadar tehlikeli olduğu üzerinde durulmalıdır...

 

****

           

            Gerçekten de; Türk Dil Kurumu'nun bu açıklamasını benimsemiş olması halinde örneğin bir bayan Hakimin veya Doktorun kapısını çaldıktan sonra O'na : ''Müsait misiniz Hakime Hanım veya Doktor Hanım?'' demeden önce bir kez daha düşünmenizi öneririm...

 

            Zira bu kişinin şikâyeti halinde, davanız açılacak ve tıpkı yukarıdaki Yargı kararlarında olduğu gibi Yargı da Türk Dil Kurumu kaynaklarına dayanarak sizi cezalandırabilecek; en hafifinden kamu görevlisine hakaret suçundan dolayı  : ''Sabıkalı'' olabileceksiniz. E tabi bu arada arkasından gelecek '' Manevi Tazminat '' davasına da hazırlıklı olmalıyı unutmayınız...

****

 

            Toplumun genel hafızası üzerine yerleşmiş kelimeler ile oynamak ona başka anlamalar yüklemek, yürürlükteki mevzuata göre Türk Dil Kurumu'nun görevleri arasında bulunmamaktadır.

 

            Bilakis; Türk Dil Kurumu Başkanlığı'nın görevlerini açıklayan Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 10.Maddesinde:''...Türkçenin ticari hayatta, kitle iletişim araçlarında, eğitim ve öğretim kurumlarında ve sosyal hayatın diğer alanlarında doğru ve güzel kullanılması hususunda öncü görevi üstlenerek gerekli uyarıları yapmak, girişimlerde bulunmak, kamuoyunu, kurum ve kuruluşları bilgilendirmek, Türkçenin yozlaştırılmasına, yabancı sözcüklerin ve yazım biçimlerinin yayılmasına karşı dil bilincini güçlendirmek.''denilmektedir.

 

            Görüldüğü gibi; ''Türkçenin doğru ve güzel kullanılması hususunda öncü görevi üstlenme ve yine Türkçenin yozlaştırılmasının önüne geçmek'' gibi Türk Dil Kurumu'nun çok önemli görevleri vardır.

 

            Bu nedenle; ''Müsait'' kelimesine yüklenen anlamda görüldüğü üzere, yozlaşmadan anlaşılan ise; bir şeyin gerçek özelliklerinden uzaklaşması ya da uzaklaştırılmasıdır. Diğer bir deyişle "özünden ayrılma"dır...

 

****

 

             Türk Dil Kurumu Başkanlığı'nın, yukarıdaki görevlerini kötüye kullanması halinde ise, Türk Ceza Kanun'un 257.Maddesi anlamında görevi kötüye kullanma iddiasıyla karşılaşma olasılığı da hep vardır. Bu takdirde Yargı Organları; ''Görevi Kötüye Kullanma'' suçunun oluşup oluşmadığını Türk Dil Kurumu'nun kaynaklarından değil evrensel hukuk kaynaklarından yola çıkarak değerlendireceği de şüphesizdir...

 

****

 

            Kısaca özetlemek gerekirse;

 

            Türk Dil Kurumu Başkanlığı'nın dilediği gibi ve durduk yerde toplumun genel hafızasına yerleşmiş kelimelerin anlamlarıyla oynaması ve bu şekilde toplum hafızasına tabiri caizse el atması kabul edilmesi mümkün olmayan uygulamalardır.

 

            Daha da önemlisi ise; Yargı kararları incelendiğinde görüldüğü üzere, Yargı'nın Türk Dil Kurumu Başkanlığı'nın kaynaklarına dayanarak kişiler hakkında karar verdiği işte bu yüzden bu Kurum'un; ''Yargı organları için doğal bilirkişi'' sıfatının bulunduğu ve nihayet Kurum'un da bu sorumluluk bilinciyle hareket etmesi gerektiği unutulmamalıdır.  

 

****

            Son olarak; Türk Dil Kurumu Başkanlığı'nın internet sitesinde: Müsait: "flört etmeye hazır olan, kolayca flört edebilen (kadın)" olarak tanımlanırken, bu kelimenin zıddı olan ''Namüsait '' kelimesinin anlamında ise; flört etme veya kadın ile ilgili hiç bir açıklamanın bulunmadığı, yani kısaca; bir ''Yanlış Numara'' daha görülecektir. (bakınız/tıklayınız: https://www.aydinpost.com/yanlis-numara-478yy.htm)

 

            Ne diyelim?

           

            Namüsait hafızalar...