“...Anayasa’da diyor ki, Egemenlik milletindir. Millet bu egemenliğini devletin anayasal kurumları eliyle kullanır. Katılıyor musunuz buna Allah aşkına. Millet, egemenliğini milletvekilleri eliyle kullanır, referandum yoluyla kullanır. Hiçbir anayasal kurum millet egemenliği kullanma yetkisine sahip değildir. Tanımıyorum!”

Bu sözlerin sahibi İçişleri Bakanı Efkan Ala olup cümle sonundaki ''Tanımıyorum'' sözü ise bir hayli etkileyici ve romantikti...

***

            Bu sözler sonrasında, fırsattan istifade, Anayasamızın 109’uncu maddesinin 2’nci fıkrasına baktığımızda: “Bakanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri veya milletvekili seçilme yeterliğine sahip olanlar arasından Başbakanca seçilir ve Cumhurbaşkanınca atanır” hükmünü taşıdığı görülecektir.

            Yine mevcut Anayasa'nın İçişleri Bakanı'na verdiği önemi ise 114.Maddesindeki:  ''Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimlerinden önce, Adalet, İçişleri ve Ulaştırma bakanları çekilir.'' hükmünde görmek mümkündür.

           

            Kısaca Anayasa’nın bu hükümlerinden:

           

            ''Bakanların kabineye Meclis dışından yani milletvekili olmadan atanabileceği,

           

            Diğer yandan da, seçimlerin daha adil geçmesi için, diğer bakanlıklar değil sadece Adalet, İçişleri ve Ulaştırma bakanlarının görevlerinden çekilmesi gerektiğinden İçişleri Bakanı'na özel bir önem verildiği''  

 

            Anlaşılmaktadır.

***

 

Bilindiği üzere sayın Ala da milletvekili olmadan Başbakan’ın iradesi ile Meclise gelen ve Bakanlık görev ve yetkisini kullanan bir kişidir.

Hani   Şemsi Belli’nin şiirinde dediği gibi;

            ....

            Angarada anayasso
            Ellerinden öpiy hasso
            Yap bize de iltimasso
            Bu işin mümkini yoh mi hooyyy babooov

            ...

            Yani lafı çok dolandırmadan söylemek gerekirse; milletvekili olmadan  başbakanın iradesi ile Meclise gelerek Bakanlık görevi yürütmek kanaatimce: ''İltimasso Bakanlıktır.''

            Ki bu tabirime anlaşılan o ki Sayın Ala da katılmaktadır...

****

Sayın Ala'nın da dediği gibi; Millet egemenliğini milletvekili eliyle kullanacağından dolayı Milletvekili olmamasına rağmen dışarıdan atama yolu ile Bakan olan İçişleri Bakanı'nın bu sözlerinden şu anlam çıkıyor:

 ''Ben milletin egemenliğini temsil etmiyorum. Bilakis dışarıdan atama yoluyla Meclise girmiş olmamdan dolayı Başbakanın iradesini temsil ediyorum. Bu bakanlık iltimaso bakanlıktır...''

 Yine aynı şekilde;

 Mevcut Anayasaya göre kendisini atayan Başbakan; Yürütme organının başı yani Anayasal bir organ olduğundan ve Sayın Ala bu kurumu da tanımadığından ne yazık ki kendisini de tanımıyor hale gelmektedir... Bu durum ise;  ''Tanımıyorum'' sözündeki tüm romantizmi ortadan kaldırıp trajediye geçişin işaretidir.

****

Gerçekten de;

Millet iradesini temsil etmeyen bir kişinin dışarıdan atama yoluyla Bakan görevine getirilmesi ve yine milletvekilliği hak ve yetkileriyle donatılması, her ne kadar mevcut Anayasamızda dayanağı bulunsa da (Anayasa 109/2.mad), hukuka aykırı bir durum olduğu kanaatindeyim.

Zira Anayasamızın başlangıç kısmında: '' Başbakanın veya Cumhurbaşkanın değil! Millet iradesinin mutlak üstünlüğünden ve yine egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine ait olduğundan ...'' bahsedilmektedir.

O halde;

Millet iradesi oluşmadan bir kişinin Bakan sıfatıyla Meclis dışından kabineye  atama yapılması işleminin yani ''İltimasso Bakanlığın'' ne kadar demokrasiye ve hukuka uygun olduğu hususu gerçekten de tartışılmaya değerdir.