Değerli Aydınlılar.

Belli bir yaş grubu rahat hatırlayacaktır da gençler pek bilmeyebilirler.Dolandırıcılık dendiği zaman görmediğimiz ancak yaptıkları numaralar ile bir “efsane” haline gelmiş Sülün Osman akla gelir.Belki sizlerde kulaktan kulağa yayılan o hikayeleri duymuşsunuzdur. Sülün Osman Anadoludan gelen “uyanık” ve de cüzdanı kabarık tüccarlara Eminönü meydanında oturup Galata Köprüsünü, Galata Kulesini satmasıyla nam salmış, hatta ramazan ayında milleti dolandırıcılığa karşı uyarmak için vaaz verip sonrada onları dolandıran ve ortadan kaybolan bir karakter. Dönemin ve sonrasının bir diğer efsane dolandırıcısı “Raki “lakaplı Güney Zobu.Raki kendine farklı bir kulvar bulup zamanında ucuz döviz alma peşindeki para sahiplerini dolandıran ve hiç şikayetçi olunmayan bir başka karakter.(O zaman döviz bulundurmak suç). Raki hep iki kapısı olan mekanları tercih etmiş.Dolandırdığı kişilere “kunduzi” ve kendisini bekleyenler için “ağaç olma” tabirlerini litüratüre kattığı söylenir.

Benim dönem olarak hatırladığım birkaç isimi burada hatırlatayım.Kemal Horzum,Baki Aygün,Engin Civan.Onlardan sonra bu işin akademilisi olan Selçuk Parsadan.Bu isimleri belki hatırladınız belki de hiç duymadınız.Bu adamların ortak özelliği devletin yani milletin paralarını iç etmeleriydi. Yukarıda saydığımız isimlerin kimi öldü gitti kimi işten elini ayağını çekti.

Sülün Osman ve Raki’nin sulu dereden susuz getireceği tipler belki de sırtını bürokrat veya siyasilere dayayıp milletin , garibanın yetimin hakkını cebe indirdi. Sülün Osman ile Raki devletin yani milletin parası ile işi olmamış aç gözlü para babalarını “söğüşlemekle” yetinip ilgilenmişler ve kendi çaplarında haklı bir şöhret ve dolandırcılığın kendi ölçülerinde göre kendi ahlaki sınırların çizmişlerdi. Dolandırıcığın “ordinaryüsü” sayılabilecek bu karakterler tarih sayfalarında yerini çoktan aldı.

Zaman geçti .Şartlar ve imkanlar gelişti zenginleşti. Dolandırıcılık son on yılda daha organize ve deyim yerindeyse “endüstriyel” bir hal aldı. İşler artık organize bir şekilde yapılıyor. Bu gün olanlara bakıp hayret etmemek mümkün değil.Bu karakterler insanların aç gözlülüğü ve tamahkarlığını kullandı. Şimdikiler insanların inanç ve korkuları kullanıp bu işi yapma peşinde. Mutlaka kişiler ve kuruluşlar ticaret yapıp paraların kazanma hatta daha fazlasını kazanma derdinde olabilir.Bunda da herhangi bir sakınca yoktur. Ancak “Milletin orasına burasına koyacağız” gibi lafları edip iş adamı olarak milletin parasına “iş” yapan tipler pek duyulmamıştı.

Raki’ni kunduzileri “ağaç edermiş”.Devir değişti şimdi kunduziler bizi ağaç ediyor.Bunları görünce Sülün Osman’a Allahtan rahmet dilemek geliyor.

Memleketler parasızlıktan değil ahlaksızlıktan çökerler. CICERO

Son not:Mahalle gezilerimiz bütün hızıyla devam ediyor. Anlaşılan İlıcabaşı modern reklam tabelası yerini yakın bir zamanda Ilıcabaşı harebeye bırakır.Durum bu kadar vahim!

Sosyal medyada bu konuyla ilgili düşüncelerinizi #aydınpost etiketiyle paylaşın, yayınlayalım! 

facebook.png twitter.png

appstoreee.jpg     googleplay.jpg