İttifak edenlerin görünürdeki amacı Aydın’ın başkenti Efeler’de Fatih Atay’la alacakları seçimle hem emellerine kavuşacaklar hem de Ömer Karakaş’a Meral Akşener ve genel merkez nezdinde bir başarı hikâyesi bahşetmiş olacaklar.

14 Mayıs seçimlerinden sonra hem iktidar hem muhalefet cephesine savaş açan Meral Akşener’in bu politika değişikliğiyle Cumhur İttifakı’nın değirmenine su taşıdığı kanaatinde olanların sayıları az değil.

Bir o kadar onu siyasette üçüncü bir yolun açılması gerektiğini söylemesi karşısında bu partide söylem ve eylem birliğinin olmadığını, kime ne tavır alındığında çelişkilerin yaşandığını savunanlar var.

Milletvekillerinden ve parti ileri gelenlerinden bu politika değişikliğine tepki göstererek istifa edenler oldu ve istifalar son bulmuş değil.

Aydın’da da CHP ile daha doğrusu Özlem Çerçioğlu ile arası bozulan Fatih Atay’ın adaylıkta son çare İYİ Parti limanına sığınması gerek yönetimde gerek partililerde pek memnunlukla karşılanmadı.

O nedenle önümüzdeki günlerde Aydın’da da istifalar yaşanırsa sürpriz olmaz.

Ahmet Ertürk’ün milletvekili Ömer Karakaş’ı ikna ederek Recep Taner’e rağmen il başkanı olmasının temelinde Fatih Atay’ın bu partiden Efeler adayı yapılmasının yattığı, çünkü ikilin siyasete bakışlarının da siyasetten beklentilerinin de örtüştüğü söylenebilir.

Aslında Fatih Atay ile İYİ Parti arasındaki flört Süleyman Demirci yönetiminin Özlem Çerçioğlu ile araları bozulunca başlamıştı. Çöpçatanlığını da İYİ Parti belediye meclis üyeleri yapmıştı.

Ama işler beklendiği gibi seyretmedi. Süleyman Demirci’nin partiden ihracı sonrası yönetimin daveti üzerine Recep Taner tekrar il başkanlığına gelince ilişkiler askıya alındı.

Sonrasında Ahmet Ertürk milletvekili adayı oldu ve yapılan temayül yoklamasında birinci olmasına rağmen kırlangıcın bin bir emekle yaptığı yuvaya serçenin konması misali Ahmet Ertürk’ün yerini kontenjan adayı enişte Ömer Karakaş aldı.

Yetmedi ikinci sıra adayı Ahmet Ertürk kazanırım ümidiyle seçimin maddi manevi bütün yükünü de çekmek zorunda kaldı.

Daha önce yapılan il kongresinde aday olan çöpçatanlardan Ahmet Ertürk’ün Recep Taner karşısında seçimi kaybetmesi transfer ümitlerinin bir süreliğine daha tehir edilmesine yol açtı.

Ta ki, Efeler Belediyesi’ne aday olacağı gerekçesiyle il başkanlığı görevinden ayrılan Recep Taner’in Ahmet Ertürk’e hem hıncını hem rövanşı alacak fırsatı kendi elleriyle verene kadar.

Recep Taner’in istifası sonrası Ahmet Ertürk’ün ilk hamlesi Milletvekili Ömer Karakaş’ı ikna ederek yönetim kurulunun seçtiği Sadettin Yabaş’ın yerine kendini il başkanı atatmak oldu.

En büyük kötülükler her zaman iyilik edilen kişilerden gelir sözünün ne kadar doğru olduğu bir kez daha kendini gösterdi.

Beklenen oldu ve yapılanı içine sindiremeyen Recep Taner de “bu şartlarda ben aday olmam”,diyerek çekildiğini açıkladı ve Ahmet Ertürk’e yarım kalan Fatih Atay transferini tamamlamak için altın değerinde bir fırsat sundu.

İttifak edenlerin görünürdeki amacı Aydın’ın başkenti Efeler’de Fatih Atay’la alacakları seçimle, olmadı oylarını yükselterek, hem emellerine kavuşacaklar hem de Ömer Karakaş’a Meral Akşener ve genel merkez nezdinde bir başarı hikâyesi bahşetmiş olacaklar.

Umut fakirin olduğu kadar siyasetçinin de ekmeğidir.

Hem Türk siyaseti buna imkân verecek derede oldukça dinamiktir ne diyordu Süleyman Demirel siyasette 24 saat bazen uzun bir zaman dilimidir.

Bir de bakmışsınız bir siyasetçi Cem Karaca’nın deyimiyle Raptiye rap rap yapıvermiş. Üstadın dediklerini hatırlayalım:

Alavere dalavere kim ala da kim vere rap rap

Köşeleri möşeleri dön baba dönelim rap rap

Rantiye rap rap zaptiye zap zap rap rap

N’aber fırsatı geldi kaçırma rap rap

Ben sana hayran,

Sen bana hayran

Yok içmeye bir şişe bile ayran

Nene gerek senin taht-ı revan

Sağ olsaydı, olanları karşısında daha ne inciler döktürürdü, mezarında rahat uyu Üstat…

(Mısralarda bazı kelimeler değiştirilmiştir)

 

***

SEÇİMİ KAZANACAK ADAY NASIL TEŞHİS EDİLİR?

Bizden rahmet istedi her halde ne diyordu Süleyman Demirel her seçimin bir mekaniği, bir matematiği bir de aritmetiği vardır.

Sözde adı geçen mekanik etimolojik olarak bir fizik kavramıdır ve kuvvet, madde ve hareket arasındaki ilişkileri konu eder.

Bu terim sosyal bilimler alanında da kullanılır. Seçimle birlikte adı geçtiğinde örgütlü olmayan, sessiz çoğunluğun gücüyle oluşan dip dalga anlamına gelir.

Eğer siyasetin nabzının attığı yerler olarak bilinen insanların uğrak yerleri kahvelerde, berberlerde, ayakkabı tamircilerinde, kadınların aralarında düzenledikleri altın ve dua günlerinde bir adayın, iyilik ve güzelliklerinden söz ediliyorsa, adayın kazanacağına bir işarettir.

Bu algı son zamanlarda sosyal medya üzerinden yaratılmaya çalışılsa da hiçbir davranış insanları ikna etmede ve rıza oluşturmada göz göze gelmelerinin ya da yüz yüze temas etmelerinin yerini tutamaz.

İşinin ehli bir adayın bir yaşlıya, yoksula, yolda kalana, durakta araba, bekleyen çocuklu kadına yönelik gönül alıcı davranışı bir de bakmışsınız efsane olmuş, bütün mahallede, kasabada dilden dile dolaşmaya başlamıştır.

Bu davranış şeklinin faydaya dönüşmesi devamlılığı sayesinde olur. O nedenle seçim, seçimin adı geçmeyen zamanda kazanılır sözü aktif siyasetin temel bir kuralıdır.

Bu da demektir ki, bir aday yarışı ne kadar erken başlatırsa başarıya da o kadar yakın olur.

Unutmayalım algı oluşturmada bu kural tersinden de doğrudur, bir adayın yüzünün soğukluğundan, cimriliğinden, kibrinden, insanlara tepeden baktığından, selam vermediğinden konuşuluyorsa bu o aday için hayra alamet bir gösterge değildir.

***

Bir de seçimin matematiği vardır ki, buna da adayın mensubu olduğu siyasi partinin gücü denir. Bir siyasi partinin gücü teşkilatlarındaki şevk ve heyecandan gelir, üye sayılarının çokluğundan değil.

Bizde partiye kayıtlı üyeler bile aidat ödemedikleri için hiçbir sorumluluk taşımayan, pasif, kuru kalabalık olmanın dışında bir anlam ifade etmezler.

Eğer seçim öncesinde insanlara dokunmazlarsa, iyi günlerinde kötü günlerinde birlikte olmazlarsa, seçim zamanında bir adayın ziyaretleri seçmen üzerinde etkili olmaz.

Seçimin kazanılacağına dair bir adaydaki inanç ve azim durgun suya atılan taş gibi ilk önce parti teşkilatlarında, onların ateşlemesiyle partililerde, onlardan da dalgalar halinde bütün insanlara yayılan bir enerji olmazsa seçimde parti ve adayının başarı şansı yok denecek kadar azdır.

Bir seçimde lokomotif bizzat adayın kendisidir. Eğer bir adayın enerjisi düşükse kendi parti teşkilatları bile biz bu seçimi kaybederiz demeye başlar, rakibin propagandasına yenik düşerse o aday ağzıyla kuş tutsa başarılı olamaz.

Bu azim ve iradeyi karşısındakilere yansıtanlar sosyal hayatta ve siyasette başarı merdivenin basamaklarını çıkmaya başlamışlar demektir. Çünkü inanmak başarının yarıdır.

Napolyon Mısır Seferi dönüşü parlamentoda milletvekillerine yeni bir anayasa yapılması teklifinde bulunur. Fakat bütün milletvekillerinin hem de yüksek perdeden itirazlarıyla karşılaşır.

Bunun üzerine salonu terk ederken kapıda nöbet tutan askere hitaben: “ Asker ben bir karar alsam sen benimle olur musun” der. Asker de: ”Arkandayım imparator,” deyince, Napolyon salona döner.

Biraz önceki sarsak halinden eser kalmamış Napolyon ayakta milletvekillerinin gözlerinin içine bakarak “Parlamentoyu kapattım” der ve kimseden de bir ses çıkmaz.

İşte azim ve irade böyle bir şeydir. Br seçimin ya da başka bir şeyin başarılacağına ilk önce aday veya ilgili şahıs inanacak ki, onun enerjisi karşıda bir sinerjiye yol açabilsin.

İşte buna da siyasetin matematiği denir.

***

Üçüncü olarak bir de her seçimin aritmetiği vardır ki, seçimin gerek mekanik gerek matematik gücünün sandığa yansımasıyla ortaya çıkan ilk iki gücün nihai noktasıdır..

Sandığa yansıyan adına milli irade de denilen seçmen iradesini günümüzde sandıkta da korumak ve çıkan sonuca saygılı olmak demokrasinin, hukukun ve vicdanların bir görevidir.

Sonuç olarak hem seçimin mekaniğini hem matematiğini doğru gözlemler doğru okuyabilirseniz, kimin seçimi kazanacağı hakkında da bir önbilgiye sahip olabilirsiniz.

Seçim sath-ı mailine girdiğimiz şu günlerde partili olun, olmayın partilerde ve yakın çevrenizde olup bitenlere bir de bu açıdan bakarsanız düşüncelerinizin değişeceğini göreceksiniz.

Hem böylece boş hayallere kapılmaktan da, sonunda hayal kırıklığı yaşamaktan da kendinizi kurtarmış olursunuz.

Efeler’de 31 Mart’ta her parti aday çıkardığında şans kime güler? Makale: Efeler’de 31 Mart’ta her parti aday çıkardığında şans kime güler?