Gelinen noktada kamuoyunda en fazla merak edilen bağımsız Fatih Atay siyasi hayatına nokta mı koyacak, başka bir partide devam mı edecek yoksa bağımsız olmayı mı tercih edecek?

Üç şey üç insanı bitirir derler: Siyasetçiyi hırs bitirir… Zengin adamı hayırsız evlat bitirir… Küçük memuru da süslü avrat bitirir.

Konumuz siyasetçi takımının hırsı… Zengini bitiren hayırsız evlat… Memuru bitiren süslü avrat bu yazıda konumuz değil.

Etimolojik olarak Türkçede aç gözlülük… Şiddetli arzu, istek… Aşırı tutkunluk demek olan hırs sözcüğü Arapça bir kelimedir ve harese, devenin büyük bir iştahla yediği diken otu anlamına gelir.

İhtiras, muhteris, hırs aynı kökten türeyen kelimelerdir.

Deve yediğinde lezzetine doyamadığı aslında dikenin tadı, lezzeti değildir, ilk ağzına aldığında dikenin kanattığı kandaki tuzdur.

Ancak deve bunu bilmediği için dikeni yedikçe yiyesi gelir, eğer belirli bir süreden sonra engel olunmazsa kan kaybından ölebilir.

Fakat diğer taraftan siyaset bir iddia işidir ve rekabeti gerektirir. Zira seçimle gelinen bir yeri başkalarına ikram etmek siyasetin doğasına aykırıdır. Asıl olan yukarıdakini indirmek yerine geçmektir.

Bu çaba da hırsı ve hırslı olmayı gerektirir.

Ancak siyasi literatürde hırs ve hırslı sözcüklerine yüklenen negatif anlamdan dolayı bu sözcükler pek kullanılmaz yerine seçilen dava sözcüğüdür.

O halde hırsın ölçüsü nedir, denirse verilecek en mantıklı yanıt azı karar, çoğu zarardır, sınırı aşan, devenin kan kaybından zayıflaması engel olunmadığında kan kaybından ölmesi gibi çoğu zehirleyebilir.

Gücün verdiği rüzgara kendini kaptırırsa insanın zehirlenmemesi mümkün değildir.

Efeler Belediye Başkanı Fatih Atay’ın da istifa ederek “evim” dediği CHP ile yollarını ayırması devenin yemeye doyamadığı dikenle kendi sonunu hazırlaması gibi  bir sürecin sonucu.

Belirtmem gerekir ki,Fatih Atay’ın istifası yakın çevresinde ve kendini tanıyanlarda beklenmiyordu ve o nedenle büyük bir hayal kırıklığı yarattı ama sürpriz de olmadı.

Aslında  onu istifaya götüren  sürece perşembenin geleceği çarşambadan bellidir de denebilir.Onu serüvenin beklediği işin ta başlangıcı 2019 seçimlerinde belliydi.

Aydınpost seçim öncesi adaylarla yaptığı canlı yayın programını CHP Efeler Belediye Başkan adayı Fatih Atay’la da yapmıştı ve kendisine şöyle bir soru yöneltmiştik:

“Seçildiğiniz takdirde Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu ile uyum içinde çalışabileceğinizi düşünüyor musunuz?” dediğimizde “başka seçeneğimiz mi var?” diyerek soruya karşı, biraz da tereddüt içeren, bir soruyla yanıt vermişti.

Sonrasında  programda bulunan yazar arkadaşımız Hüseyin Asar’la aramızda “ araları altı ay sürmez, bozulur” değerlendirmesi yapmıştık..

Çünkü Özlem Çerçioğlu ile Fatih Atay’ın karakter yapıları birbirine benzemez ve o nedenle aralarında zamanla motivasyon farklılıklarının baş göstermemesi kaçınılmazdı.

Onun bir sonucudur ki, kısa sürede şehiriçi reklam panolarında Özlem Çerçioğlu - Fatih Atay resimleri neredeyse köşe kapmaca oynamaya başladı.

Ayrıca Özlem Çerçioğlu ile bir önceki başkan üstelik akrabası Mesut Özakcan arasında prensip olarak aile yakınlarının belediyeden ve belediye işlerinden uzak tutulması anlaşmasına uyulmamasından çıkan ihtilaftan Fatih Atay habersizmiş gibi davrandı.

Hâlbuki aynı prensip anlaşması bir iddiaya göre Özlem Çerçioğlu ile kendisi arasında da yapılmıştı.

(Yeri gelmişken bir hakkı da teslim edelim.Siyasetle uğraşıp da çocukları  ve yakın çevresiyle yıpratılmamış siyasetçi yok dense yeridir. Aydın siyasetinde bunun örneklerinden biri de Özlem Çerçioğlu'dur.)

Buna ek olarak bir de CHP Genel Merkezi’nin partili başkanlar tarafından yönetilen belediyelerde birinci derece yakınların çalıştırılmamasına dair genelgesi vardı

İkili arasında var olduğu iddia edilen anlaşmayı Aydın’da delen Fatih Atay oldu..

Bu engeli bir meclis kararıyla aşmaya çalıştı ancak yetkisi olmadığı için meclis kararı havada kaldığı gibi Fatih Atay da Genel Merkez’in kararını hiçe sayan  harese otunun cazibesine kapılan deve misali uyandırdığı algıyla hırsına yenilen başkan konumuna düştü.

Fatih Atay’ın bu kararıyla sonunu hazırlayan ilk adımı kendi ayaklarıyla attığı söylenebilir. Bu aynı zamanda onun gerçeklikten koptuğu algısına da neden olan  eylemidir de denebilir.

Eğer o akıl hırs dengesini sağlayabilseydi ve geçmişte yaşananlardan da ders çıkarabilseydi testi ile çarpıştığında kırılacak olanın Karacasu bardağı olacağını da bilirdi.

Unutulmaması gereken bir diğer siyaset gerçeği de kimin seçim çevresi daha geniş, seçmeni de o oranda sayıca çoksa siyasette sözüne itibar edilen de odur.

Öyle ki, parti büyük kongresinde başkanlığı bile onlara yaptırırlar.

Fatih Atay’ın hesaba katmayıp unuttuğu diğer bir konu da köprünün altından çok suların geçtiği gerçekliktir.

CHP’de başı sıkıştığında herkesin hatırladığı ve medet umduğu örgütün yerinde günümüzde yeller esiyor. Onun yerini liderin ve çevresini kuşatan oligarşik yapı almış durumda.

Bu süreçte ders alınması gereken bir diğer konu da çevresinin gazına gelmenin, onların etkisiyle basına savaş açmanın, akredite uygulamanın, bir kısmını kurşun asker ilan etmenin kimlere, nelere mal olduğu olgusudur.

Gücün verdiği cesaretle çoğu zaman önemsemeyen taşın baş yardığı bir kez daha görülmüş oldu. Ders çıkarana sivri sinek saz, çıkarmayana davul zurna azdır.

Gelinen noktada kamuoyunda en fazla merak edilen bağımsız Fatih Atay siyasi hayatına nokta mı koyacak, başka bir partide devam mı edecek yoksa bağımsız olmayı mı tercih edecek?

Siyaseti bırakacağını düşünenler yok denecek kadar az. Bir partide siyasete devam edeceğine ihtimal verenlerin sayısı ise oldukça fazla ve bazıları o partinin İYİ Parti olacağı görüşünde.

Geçmişte basında görüştükleri haberlerine dikkat çeken bazıları da MHP’ye geçebileceği düşüncesinde…

Bunların hepsi mümkündür.

Ancak her şey dıştan göründüğü kadar kolay değil. İlk önce herkesin ağırlıklı olarak üzerinde durduğu İYİ Parti’ye geçeceği ve bu partiden Efeler adayı olması her ne kadar bazı İYİ Partili belediye meclis üyeleri tarafından arzu ediliyor olsa da şartlar elverişli görünmüyor.

Eğer ittifak yaparsa zaten böyle bir ihtimal söz konusu olamaz. Tek başına girdiğini varsayarsak büyük tartışma çıkar. Meğer ola ki, Özlem Çerçioğlu’na kaybettirmek için karşısına BŞB adayı çıkar…

MHP dersen Cumhur İttifakı sürüyor, bozulacak gibi de görünmüyor. Farz edelim MHP’den aday oldu, AK Parti seçmeni oy verir mi, verir diyenler yok denecek kadar az.

Tek başına girse MHP’nin oyları seçim kazandırmaya yetmeyebilir. Hem her ortamda bozkurt işareti yapmak herkesin harcı değildir.

Ayrıca geçmiş tecrübelerin gösterdiği bir gerçek vardır. Bir başkan kendi personeli tarafından desteklenmezse, çalışanları arı gibi çalışmazsa seçim kazanamaz.

Bu gerçekler ışığında olaya bakıldığında belli bir süre de olsa maaşlarını alamayan personelden tam destek beklemek hayalcilikten öteye geçmez.

Bu gerçek Fatih Atay’ı transfer etmeyi düşünen partiler için önemli bir ayrıntıdır.

Geriye tek seçenek kalıyor, ya Memleket Partisi gibi bir partiden aday olmak ya da kendine güvenip bağımsız aday olarak seçimlere katılmak.

Bakarsınız kantara çıkmada bağımsız adaylığı tercih eder, kendi söylediğine göre nasıl olsa yüzde 70 seçmen desteğine sahip.

Hasılıkelam, metotsuz, dolu dizgin olayların üzerine gitme huyu, güç tutulması, çevresinden yükselen “yürü arkandayız” türü hamasetten başka bir şey olmayan tavsiyeler, nepotizm, basının gücünü küçümseyen tavırları Fatih Atay’ı “evini terke, ayrılmaya zorlamıştır.

Ne diyelim yolu açık olsun.