Değerli tüketiciler. Bu ülkede heyecan hiç bitmiyor .Büyüdük büyümedik,faiz indi çıktı , enflasyon hortladı, milli gelirimiz arttı tartışmalarının yanına bir kavramı daha ekledik. Türkiye’de son yıllarda sıklıkla gündeme gelen ancak iktisat literatüründe oldukça eski ve  önemli yer tutan bir kavram orta gelir tuzağı. Bizim de içerisinde bulunduğumuz gelişmekte olan ülkeler, belli bir gelir seviyesine yükseldikten sonra ekonomilerini daha fazla ilerletmekte zorluk çekerler. Yani büyük ve gelişmiş ekonomilerin seviyesine yükselebilmek için gerekli olan ekonomik sıçramayı gerçekleştiremiyoruz.Güzel memleketim “gelişmekte olan ülkeler “statüsünden kurtulabilmek için mücadele ederken birde başına“orta gelir tuzağı” meselesi çıktı...2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olup, kişi başına 25 bin  amerikan doları gelir hedefleyen bir ülkede yapılacak çok şey var.Eğer insan kaynaklarımızı iyi yetiştiremez yani eğitim sistemimizi yoluna koyamaz ve ihracata dayalı yenilikçi , teknolojik ürünleri kendi ülkemizde kendi marka veya markalarımızla üretip satmazsak muhtemelen geçen  yüzyılın yarınsı gelişmekte olan ülke yaftasıyla dolaştığımız gibi  bu yüzyılın yarısını da örümceğin ağına düşmüş sinek gibi  orta gelir tuzağı denilen iktisadi durumu aşmak için kıvranmakla geçireceğiz.

2003 yılında  3492 dolar olan kişi başı milli gelir rakamı 2008 yılında 10 bin 438 dolara, 2013 yılında 10 bin 782 dolara yükselmiş gözüküyor.(2008 ve 2013 yıllarındaki gelirlere dikkat ediniz) Literatürde 10 bin ile 16 bin dolar arası  kişi başı milli gelir rakamı orta gelir olarak kabul edildiği için bizim ülke olarak bu döngüyü kırmamız için yapmamız gereken bazı işler olduğunu hatırlatmak isterim. Rakamları oraya buraya çekip istatistik ilmine can çekiştirmek  yerine yenilikçi ve teknolojik ürünler yönelmek ve bu gelir tuzağını aşan ülkelerin nasıl bu sorunu aştıklarını ortaya  koyan örnekleri iyice incelemek mecburiyetindeyiz. Bizimle geçmişte aynı kategoriye girip şu anda gelişmiş ülke kategorisine giren ülkeleri dikkatle incelemeli ve ülke olarak bunu nasıl halledebileceğimizi konusunu çözüme kavuşturmalıyız. Konu her yönüyle teknik bir çok hususu içinde barındırmaktadır. İkili ekonomik  yapısı ile Meksika, orta gelir tuzağını 5 yıl gibi bir süre içerisinde aşan Güney Kore(özellikle insan kaynakları) ilginç modellemeler olabilir.Orta gelir tuzağında geçirilen her yıl bu döngünün iyice yerleşmesine ve kalıcı hale gelmesine aracılık etmektedir.Ülkenin böyle bir döngü içerisine girmesi haliyle tüketicilerinde etkilenmelerine , reel gelir artışı ve gelirin adaletli dağıtılamadığı bir yapıya gidişin önlenememesinden dolayı sosyal bazı sorunların ortaya çıkmasına da sebep olabilmektedir.Orta gelir tuzağı içerisinde kıvranan Türkiye’nin vasatı aşamayan. ekonomik yapısı insan kaynakları için eğitim meselesini önemle ele almalı ve bu tuzaktan uzaklaşmalıdır.Aksi takdirde 2023 yılı için konulan hedeflere ulaşmak için harcanacak  her çaba beyhude,yapılacak işlerde havanda su dövmek olacaktır.

Sosyal medyada bu konuyla ilgili düşüncelerinizi #aydınkonuşuyor etiketiyle paylaşın, yayınlayalım!