Şimdi ortalıkta fol yok yumurta yokken bu da nereden çıktı demeniz pekâlâ mümkün…

Ancak içinden geçtiğimiz OHAL dönemi 2017 yılı içinde, büyük olasılıkla güz aylarında, yerel ya da genel bir seçimin olmasını gerektiriyor.

Çünkü devlet 15 Temmuzdan bu yana FETÖ ile mücadelede örgütün kamu kesimine ve para kaynağı, iş adamlarına yönelik bir operasyon yürütüyor.

Bir de bunun siyaset ayağı var… Ama sıra henüz o kesime gelmiş değil. Bu da tabiatıyla “sıra bu kesime ne zaman gelecek?” sorusunu beraberinde getiriyor.

 Eğer yakınlarda bu sorunun cevabına yönelik bir gelişme olmazsa milletteki  “siyasi irade kendilerini koruma güdüsüyle olayı savsaklıyor” algısı daha da güçlenebilir.

 Öyle ya… Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu…

Peki, bu temizliği ağrısız, sancısız yapmanın yolu ne?

Tabi seçim…

Parlamento gün geçtikçe debisi daha da artacak milletin tepkisini frenlemek için yerel ya da genel seçimlerden birini 2017 yılında yapma kararı alabilir ki, bunun da yerel seçim olması kuvvetle muhtemeldir.

Neden yerel seçim?

BİR-Olağanüstü şartlar dışında milletvekilleri genel seçime rıza göstermezler.

İKİ-Dere geçerken at değiştirilmez… Yürütülen mücadeleyi genel seçim sonunda çıkacak tablo kesintiye uğratabilir.

ÜÇ-Ağırlıklı görüş tasfiyenin tabandan tavana doğru gitmesinin daha doğru olacağı yönündedir.

İki seçimin ancak normal seçimlere bir yıldan az zaman kala birleştirilebileceği anayasa emri olduğundan 2019’da yapılacak iki seçimi 2017’de birlikte yapmak o nedenle mümkün değildir.

Geriye tek seçenek seçim kanununa eklenecek bir madde ile yerel seçimlerin öne çekilmesi kalıyor ki, mantıken de siyaseten de en doğrusu budur.

Zira iktidar ve muhalefet üzerinde kolayca anlaşabilir… Hükümet tarafı konuyu gündeme getirdiğinde CHP Grubu Başkan Vekili Özgür Özel yerel seçimlerin yenilenmesine bir itirazımız olmaz, dedi.(25.09.2016)

HDP’yi bilemem ama MHP’nin de buna bir itirazı olmayacağını varsayarsak bu günkü şartlarda 2017 sonbahar aylarında yerel seçimlerin yenilenmesine kesin gözüyle bakılabilir.

OLASI ERKEN YEREL SEÇİMDE AYDIN’DA ADAY SÜRPRİZİ YAŞANIR MI?

İlk önce bir konunun altını çizelim… HDP dışında hangi parti olursa olsun ister vaktinde isterse erken yapılsın bir seçimde gerek meclis üyeleri gerek belediye başkan adaylarını belirlenmede kriter FETÖ bağlantısı olup olmadığı olacaktır.

Şartlar gereği ön seçim de olmayacağı düşünülürse aday belirlemede tek yetkili liderler bu yetkisini gerek devletten gelen gerek başka kanallardan toplanan bilgileri ölçü alarak kullanacaktır.

Bu açıdan bakıldığında kamuoyunda adaylığına garanti gözüyle bakılan bazı isimler çizik yeme sürprizi ile karşı karşıya gelebilirler.

Mesela o sürprizlerden biri Aydın’da yaşanabilir… Özlem Çerçioğlu CHP adayı olmayabilir.

Nedeni de danışmanlık hizmeti aldığı, BŞB’ye ait bazı şirket ve kuruluşların yönetim kurulu üyesi süper danışmanın FETÖ üyesi olduğu iddiası ile tutuklu olmasıdır.

Danışmanın kendisi de varsa da iddiaya göre sıkıntının asıl kaynağı onun referans olduğu kişiler ve aracılık ettiği işlerdir.

Özlem Çerçioğlu’nun problemi sadece bu da değildir…

Anketler  ne kadar tersini söylerse söylesin, icraatlarına ne kadar medya makyajı yapılırsa yapılsın bir gerçek var ki,o da büyükşehir gömleği ona bol gelmiştir.

Bunun için başka kanıta gerek yok… Diğer yerlerde en fazla 60-90 gün aralığında bitirilen bir köprülü kavşak on bir ayda hem de keşif özetinin iki katı bir maliyetle  bitme noktasına gelebiliyorsa varın gerisin siz düşünün…

Özlem Çerçioğlu’nun diğer bir özelliği de seçim bitiminde diğer seçimin derdine düşmesi yani ufkunun beş yılla sınırlı olması ayrıca hizmet yerine gerilimden beslenmesidir.

Onun Mesut Özakçan’la çekişmesinin temelinde yatan önümüzdeki seçimlerin adaylık yarışıdır.

Fakat ister vaktinde ister erkene alınacak bir seçim olsun Çerçioğlu’nun adaylığı geçen seferki kadar kolay olmayacaktır.

Uzun zamandır Genel Başkanı etkilemeye yönelik Mesut Özakçan’ı FETÖ ile ilişkilendirme kampanyası yürütülmesinin nedeni budur.

Fakat kimin ne yaptığını en iyi bilen, ta başından beri yakından takip eden de, kimin aday olacağının kararını verecek olan da Kemal Kılıçdaroğlu’dur.

Onun için diyorum ki, 2014’de Şişli’de yaşanan Mustafa Sarıgül olayının bir benzeri, şartlar değişmediği takdirde, Aydın’da tekrarlanabilir.

NOT: Geçen “İktidar vekilleri Aydın’la ne kadar ilgili?” yazımız üzerine milletvekili Sayın Abdurrahman Öz aradı.

CHP’nin Aydın’la ilgili genel görüşme isteği üzerine meclisin 27.04.2016 tarihli birleşiminde yazıda geçen istatistik rakamları ile ilgili açıklama yaptığını dile getirdi.

Ve dileyenlerin konuşmanın tam metnini meclis sayfasından okuyabileceğini söyledi.

Okurlarımızın bilgisine sunulur.