Bu görüntü aşırı güvenin bir sonucu da olabilir ancak unutulmaması gerekir ki,geçmişteki örnekleri incelendiğinde görüleceği üzere bu kibir ve kendine aşırı özgüven hali kazanılacağının göstergesi değil kaybedeceğinin bir işaretidir.

Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği genel seçimlerinin ardından iktidarın yaptığı zamlardan, aynı oranda artışı emekli maaşlarına yansıtamamasından ve bunun bir sonucu  hayat pahalılığından, muhalefetin ise iç çekişmelerinden milletin derdine tercüman olamamasından,siyasetten soğuma en yüksek seviyesine ulaştı.

İktidar AK Parti’de, ana muhalefet CHP’de ve İYİ Parti’de Metrepoll Araştırma Şirketi verilerine göre partilerine kırgın olan ve kararsızlara katılan oranı yüzde 30’ları bulan bir seçmen kitlesi var.

 Metrepoll’ün sahibi Prof. Dr. Özer Sancar Medyaskop’da Ruşen Çakır’a son zamanlardaki seçmen davranışlarıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Onun söylediğine göre hâlihazırda iktidar AK Parti’ye 14 Mayıs’ta oy verenlerden yüzde 22’lik bir kesim, tercihini ana Muhalefet Parti’si CHP’ye kullananlardan da yüzde 34’lük bir kitle partilerine oy verip vermemede kararsız.

Bu gerçeği Aydın’da da görmek mümkün.

Çünkü ilçelerdeki tabela partisininkine benzeyen kongreleri gören partililer o eski coşkulu ve  heyecanlı kongreleri hatırlıyor, gördükleri karşısında “nerede o eski CHP kongreleri” diyerek hayıflanıyorlar.

Geçtiğimiz çarşamba (4 Ekim) Atatürk Kapalı Spor Salonunda yapılan ve çoğu partilin haberi bile olmadığı il kongresi bir tabela partisinin kongrelerinden bir farkı yoktu.. 

Oysa belediye seçimleri öncesi yapılan kongre partilileri motive eden, her yönüyle seçimi kazanmada kararlıyız mesajı vermek için bir fırsattı.

Bu görüntü aşırı güvenin bir sonucu da olabilir ancak unutulmaması gerekir ki, geçmişteki örnekleri incelendiğinde görüleceği üzere bu kibir ve kendine aşırı özgüven kazanılacağının göstergesi değil kaybedeceğinin bir işaretidir.

CHP’den de fazla seçmen kaybı İYİ Parti ‘de olduğu görülüyor. Araştırmaya göre bu parti 14 Mayıs’ta oy veren seçmenin yalnız yüzde 40’nı konsolide edebiliyor. Oy oranı da yüzde 5’lere düşmüş.

Oy kaybının başında partililerdeki aidiyet eksikliği ikincisi de bu partinin siyasi yelpazedeki yerini henüz daha belirleyememiş olması geliyor ki,bu da  kuruluşundan bu yana bu partide görülen savrulmaların kurumsal kimlik kazanmadığının kanıtıdır..

Partiler içinde en az kaybı olan da Yeşil Sol Parti, bölge ağırlıklı bir parti olmanın da etkisiyle14 Mayıs’taki oylarının yüzde 80’nini koruyor, görünüyor.

Partiler için aynı depolitizasyonun Aydın için de geçerli olduğunu söylemek pekâlâ mümkündür.

İktidar AK Parti’nin emekli maaşlarına yaptığı düşük zam bir emekli kenti olan Aydın’da kendine oy veren sadık seçmeni bile küstürmüş görünüyor. Akaryakıta olan zamlar iğneden ipliğe her şeye yansıyor. Halkın çarşıda, pazarda ve kahvelerde konuştuğu konu pahalılık.

Sonuç olarak görünen o ki, hayat pahalılığı seçmenin 31 Martta parti ezberini bozacak ve tercihini gelişi güzel adaylar yerine herkesin doğruluğuna, dürüstlüğüne güvenebileceği partiden ve adaydan yana kullanacaktır.

Diğer yandan Aydın’da seçimlere şurada göz açıp yumuncaya kadar geçecek altı ay kaldı siyasi partilerde ne bir çalışma ne de bir seçim heyecanı var, hepsi havlu atmış görüntüsü veriyorlar.

Eğer partiler gönlünü alamazsa bu kesimin sandığa gitmeyeceğini dolayısıyla yaklaşan 31 Mart seçimlerinde katlımın düşük olacağı bu günden varsayılabilir.

Araştırmanın ortaya koyduğu ilginç sonuçlardan biri de popülerlik sıralamasındaki değişmedir.

Bu son araştırmaya kadar birinciliği kimseye bırakmayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yerini Dış İşleri Bakanı Hakan Fidan’a bırakmış görünüyor.

Üçüncü sırada daha da ilginç bir isim yer alıyor, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı, İHA ve SİHA’ları üreten firmanın sahiplerinden Selçuk Bayraktar...

Popülerlik sıralamasında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu 9.cu,İYİ Parti lideri Meral Akşener de 11.sırada yer alıyor.Bu sıralama seçmenin liderlikte genç simalar aradığı şeklinde yorumlanabilir ki,bir ülkenin zamanın ruhuna ayak uydurabilmesi için olması gereken de budur.

Depolitizasyona rağmen yerel seçimlerde gerek ülke genelinde gerek Aydın’da birliktelikleri devam ettiği sürece muhalefetin de dağınık olmasından faydalanarak Cumhur İttifakı karlı çıkan taraf olacaktır.

Cumhur İttifakının diğer bir avantajı da  İYİ Parti’nin kamuoyuna deklare ettiği şekilde seçimlere müstakil, kendi adaylarıyla girerse, büyük olasılıkla Yeşil Sol Parti’de aynı şekilde hareket ederek seçimlere kendi adaylarıyla girmesi olacaktır.

Velev ki, CHP ve İYİ Parti geçen seçimlerde olduğu gibi ittifakla seçime katılsınlar Yeşil Sol Parti de dışarıdan destek versin bu ittifakın başarı şansı zayıf bir ihtimaldir.

Çünkü CHP seçmeni ile İYİ Parti arasındaki var olan kırgınlık o eski başarıyı tekrarlamasına engel olacaktır.

Bu gerçek Aydın için de geçerlidir.

Görünen o ki,BŞB’de seçimin favorisi Özlem Çerçioğlu görünüyor.Ama henüz daha AK Parti adayını açıklamış değildir.O da açıkladığında tahminler gerçeği daha fazla yansıtacaktır.

Eğer AK Parti BŞB adayını açıklamayı geciktirirse ya da ithal bir adayla yarışa katılırsa  bu durum aleyhine bir sonuç üretir

BİR: Yılbaşından sonraya bırakırsa seçim, seçimin adı geçmediği zamanda kazanılır tezine aykırıdır..

İKİ:Geçmişte yaptığı gibi mevcutlardan birini ya da emekli milletvekillerinden birini aday gösterirse adayın   bir kaybı olmayacağından seçime gerektiği gibi asılmaz.

ÜÇ: Kamuoyunda transferinden söz edilen Fatih Atay’ı BŞB veya Efeler’e aday gösterirse 1-AK Parti ile adayı arasındaki doku farklılığından 2-Geçmişte İlhami Ortekin olayında yaşanan istifa krizinin bir benzerinin yaşanacağı endişesiyle AK Parti seçmeni ithal adaya oy vermez.

DÖRT: Fatih Atay’ın transferi Aydın’da aday bulamadı şeklinde acizliğine yorumlanır ve AK Parti’nin peşinen kaybına yol açar.

Saydığımız bu dört nedene dikkat etmediği takdirde AK Parti seçimi kendi elleriyle Özlem Çerçioğlu’na hediye etmiş olur.

Milletin Metropoll’ün araştırmasında ortaya koyduğu gibi AK Parti kendi kadrolarından genç bir adayla seçime girerse belki kaybedebilir ama karşılığında alabileceği oyların azamisine ulaşmış olur.

Mevcut konjonktürde Aydın’da en zor pozisyonda olan da İYİ Parti’dir.

İYİ Parti’nin kendi adaylarıyla seçime girme isteği doğru bir karardır. Çünkü Özer Sancar’ın da dediği gibi küçük partiler büyük partilerle ittifak ettiğinde buçuk parti muamelesi görüyor ki,İYİ Parti bu olguyu yaşayarak denemiş oldu.

Kendi adaylarıyla seçime girmek İYİ Parti için bir riski beraberinde getirir. Eğer BŞB’ de ve büyükşehir olmayan yerlerde il genel meclisinde aldığı oylar milletvekilliğinde aldığı oyların altında kalır, hele yüzde 7’nin altına düşerse bu sonuç  hem partide hem de kamuoyunda tartışma başlatır ve Meral Akşener’in liderliği sorgulanır.

Velhasıl 31 Mart 2024 Belediye seçimleri Aydın’da sürprizlerin yaşanacağı bir seçim olmaya adaydır.

Ancak unutmamak da gerekir ki, seçime daha 6 ay var, bu hamur daha çok su yutar.