Bir son dakika engeli çıkmazsa Aydın’da İstasyon Meydanı’ndaki mitingde halka hitap edecek olan Sayın Başbakan Binali Yıldırım’a Aydın’ın hali pür melalini,elçiye zeval olmaz diyerek dilimiz döndüğünce,elimizden geldiğince anlatmayı uygun bulduk.
Bakarsınız attığımız taştan ses gelir de bir derde deva olur.
Sayın Başbakan;
Hem demokrasi şehidi Menderes’in memleketlisi olarak övünüyorsunuz hem de muhafazakâr demokrat AK Parti’ye oy vermiyorsunuz, diye Aydınlıya buğzediyor olabilirsiniz.
Bunun kabahatlisi Aydınlı değildir. Eğer partiniz yetkilileri şapkayı önüne koyar da “2004 yerel seçimlerinden sonra ne yanlışlar yapıldı da Aydınlı bize yüz çevirdi’nin” cevabında ararsa gerçek suçluyu bulur..
Bunu yaptığız takdirde halkın iradesine başvurmak yerine, bölge insanının karakteristik yapısına yabancı koordinatör milletvekillerinin teklifi, genel merkezin isteği doğrultusunda formalite seçimle il başkanı atamanın Aydın insanının yapısına ne kadar ters olduğunu görürsünüz.
Yine Ak Parti’nin sonucu dikkate alınmayan formalite temayülle aday belirlediği bir yerde aynı konuda CHP’nin seçmen iradesine başvurmasının AK Parti’ye rağbeti nasıl azalttığı da başka bir gerçektir.
Aydın’daki çöküşün asıl nedenlerinden biri de 2004’den bu yana Türkiye genelinde oyunu artıran partinizin Aydın’da kaybetme nedeninin koordinatör milletvekillerinin afaki beyanları ya da il başkanının ürettiği mazeretlerle geçiştirilmesi, olayın teşkilat başkanı tarafından bizzat yerinde incelenmemesidir.
Eğer bu devran böyle dönmeye devam eder dediğim gibi teşkilat başkanı olayı yerinde araştırarak geniş bir istişare ile teşkilatları yediden inşa etmezse bilesiniz ki, Aydın’da eski hamam eski tas misali değişen bir şey olmayacaktır.
Sayın Başbakan;
Rahmetli Demirel’den bu yana her Aydın’a gelen siyasetçi seçmeni tavlamak için söze Adnan Menderes’in adıyla başlamasından artık gına geldi.
Menderes gibi demokrasi şehidine sahip olmakla iftihar ediyoruz. Ancak bu güne kadar toprağını seven aynı zamanda çiftçi dostu Menderes’e övgünün Aydın halkı ne hizmet ne de yatırım anlamında karşılığını gördü.
Sanki her gelen Başbakan ya da Cumhurbaşkanı bu konuda Aydın halkını ağzıyla sevdi eliyle dövdü.
Bu gün dışı sizi, içi bizi yakan sahipsiz bir Aydın’la ve onun üzerinde yaşayan kaderine terk edilmiş bir halkla karşı karşıya olduğunuzu bilmenizi isteriz.
Bu verimli toprakların insanları bir yandan havasının, hayat kaynağı Menderes Nehri’nin, mümbit topraklarının evsel ve kimyasal atıklarla kirletilmesi diğer yandan geçim kaynağı tarımın yanlış politikalar sonucu GAP’ın gerisine düşmesiyle yöre karnı tok, sırtı pek insanların yaşadığı yer olmaktan çıktı borç alan yok satan bir diyarın insanı haline geldi.
Geçtiğimiz yıl bir kg kütlü pamuk bir kahve parasınaydı. Bu gün seksen kg portakal, altmış kök kereviz, seksen kg enginar, yetmişbeş litre süt karşılığında üretici ancak bir mutfak tüpü alabiliyor.
Geçim darlığı nedeniyle yetişkin beyinler göç etmekte, insanlar toprağını terk etmekte, aileler dağılmakta, sosyal denge bozulmakta, asgari ücret karşılığı çalışma ümidiyle gençler kent merkezlerine akın etmektedirler.
Bu durum karşısında gururuna düşkün Aydınlının devletten beklediği sosyal yardımlarla vatandaşın hazırcılığa alıştırılması değil ürettiğine yeterli teşvikle üreticiliğe özendirilmesidir.
Sayın Başbakan;
Aydın döneminizde jeotermal havzası haline gelmiştir. Çıkardığınız yasayla (5886) elektrik üreticilerinin hakları güvence altına alınmış onun dışında kalan yöre halkının gerek konut ve sera ısıtmasında gerekse termal alanda bu kaynaklardan nasıl yararlanacağı eksik bırakılmıştır.
Elde ediş maliyeti son derece yüksek bu imkândan bir çiftçi, termal alana yatırımı düşünen bir girişimci nasıl yararlanacak?
Daha da önemlisi bu santrallerin toprağa bıraktığı akışkanların, havaya saldığı gazların denetimsizlikten yaşam kaynakları havayı, suyu ve toprağı kirlettiği hakkında yöre insanında ciddi endişeler vardır.
Aydın’daki kanser ölüm oranlarında, cilt hastalıklarında görülen artış, incir ve benzeri ürünlerdeki rekoltenin santrallerin devreye girmesi ile birlikte düşmesi jeotermale bağlanmakta, konuya açıklık getirecek olanların da ketumluğu halkta “bizden sağlımızı tehdit eden bir şeyler gizleniyor” kuşkusuna yol açmaktadır.
Sadece insan değil yörede yaşayan bütün canlıların hayatını, bitkilerin natürelliğini ilgilendiren bu derece önemli bir konuya devletin acil el atma zorunluluğu vardır.
Sağlığından endişeli, yediğinden tedirgin, içtiği sudan huzursuz Aydın halkı bu konuda hükümet düzeyinde sizden günü birlik değil ciddi, kalıcı tedbirler almanızı istiyor.
Haklı olarak “bunu benden isteyeceğinize ilinizdeki devletin kurumlarına iletseniz ya…” Diyebilirsiniz. Ancak bilmenizi istediğimiz sağır sultanın duyduğunu bunca zamandır kimseler duymadı ya da biz duyuramadık.
Sayın Başbakan;
Bölge kalkınması için önemli Aydın Denizli otobanı, Çıldır Hava Alanı, önemli olmaktan çıkmış zarurete dönüşmüş Aydın Bölge Hastanesi için ihale tarihi veremeyecekseniz vaatte de bulunmayınız.
Zira Aydınlı arkası gelmeyince ihtiyaçlarının oy malzemesi yapılmasından üzüntü duyuyor ve siyaset kurumuna olan güveni daha da sarsılıyor.
Sayın Başbakan;
Merhum Başbakanımız Adnan Menderes’in adını taşıyan bir üniversitemiz var. Bu güzide kurumumuz son zamanlarda böyle makamları “iltizam” kabul eden bir zihniyet tarafından devlet aklıyla uzaktan yakından alakası olmayan “mültezim” mantığına göre yönetilmektedir.
Sizin de bir keresinde ifade ettiğiniz gibi OHAL’den istifade ile bir takım “muhterislerin” bu gibi makamları şahsi hesaplarını gördüğü, adaletin devlet adına çiğnendiği yerler haline getirmelerine, devletten adalet, zenginden sahavet beklenir düsturunun da bir gereği, fırsat vermeyiniz.
Sayın Başbakan;
Haklı olarak “bütün bu saydıklarınızı Aydın’da temsilcimiz konumundaki il başkanına, milletvekillerine anlatmadınız mı”, diye sorabilirsiniz.
Eğer biz iyi dinleyen bir kulak, kaaleye alan bir akıl, ildeki ilgililerin dikkatini çekecek bir siyasetçi ya da Ankara’ya ulaştıracak bir elçi bulsaydık size hiç maruzat anlatma gereği duyar mıydık?
Saygılarımla…
Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR! Aydınpost APPSTORE'da TIKLA
